20 bölüm🩷

75 8 7
                                    





                                💐

tüm anılarım yansın istedim,ama hayat anılarımı değil beni yakmayı seçmişti küçük bedenim çok darbe almıştı,çoğu kez ölmek istedim ruhum bedenimi terk etsin ve bu acı bitsin istedim ama bilmediğim birşey vardı biten acılarım değil ,bendim!

Salon'da oturuyorduk Selim'i korumalar götürmüştü herkes sinirliydi ,yine herkes benden bir cevap bekliyordu haklıydılar ama benim yaşadıklarım kolay değildi kolay kolay anlatamıyordum aklıma gelince bile boğazım düğümleniyordu cektiğim işkenceleri anlatamıyordum konuşunca ölücek gibi oluyordum

Eskiden olsa ölmek için elimden geleni yapardım ama demirhanlar'dan sonra ölüm korkunç geliyordu,biliyordum İstanbul beni bir türlü kabul edemiyordu ben sonumu iyi biliyordum o bir zamanlar istediğim ölüm şuan korktuğum ölüm benim gerçeğim olacaktı.

Ellerim sıcak ellerle buluştu eğmiş olduğum başımı kaldırdım demir abim karşımda dizlerinin üzerine çökmüştü"bu sabah konuştuğumuz konu"

Psikiyatriden bahsediyordu

"Yarın gidelim tamamı abim" anlamıştı anlatamadığımı,canımın yandığını abim anlamıştı sustum bu benim için evet demekti.

Kimse sormamıştı"bir ölüm daha" ne demekti? daha önce kim ölmüştü? benim neyden korktuğumu kimse sormamıştı çünkü korkuyorlardı alıcakları cevap benim gibi onlarıda yıkacaktı

Akşam olmuştu herkes odasına çekilmişti bende dahil

Yatağıma uzanmış tavana bakıyordum düşünüyordum

Eski evim, kendime ait olan evimde çığlık çığlığa ağladığım günleri düşündüm ,ben kimim? neden bunları yaşadım? diye ağladığım geceleri düşündüm

Benliğimi ,kim olduğumu bulmuştum fakat yine aynı acı içinde kıvranıyordum sorular farklıydı ama acı aynıydı

Gözümden akan yaş yastığımı ıslatmıştı nefesim kesiliyordu,yatakta doğruldum üzerimdeki bataniyeyi çektim üzerimden tıpkı eski günlerdeki gibi aynanın karşısına geçtim yüzüme baktım sonra gözlerimi aşağıya indirdim üzerimde şortlu takımım vardı bacaklarıma,kollarıma ,boynuma baktım eskiden morluklar, kemer izleri ,yanık izleriyle dolardı sonra selim en iyi ilaçları melhemleri getirirdi izlerden geriye kalan tekşey ruhumdaki izlerdi şimdi oralarda izler yoktu ama acıları hala vardı gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu ayaklarım benden bağımsız odamı terk etti merdivenlerden aşağıya indim nereye gidiyordum bilmiyorum o kadar yavaş gidiyordum ki beynim hayır gitme diyordu ama ayaklarım beni dinlemiyor ve bodrum katına gidiyordu birden durdum bodrum katında kapının önündeydim elim kapının koluna gitti bedenim titriyordu yüzleşicektim, anılarımda boğulucaktım belkide ölücektim ama yüzleşicektim kapıyı açtım içeriye girdim kapı kendiliğinden kapandı etrafa baktım etrafımda döndüm sonra durdum ama etraf dönmeye devam etti sesler geliyordu

"biraz Bodrum'da kalda aklın başına gelsin"yere itildim bacaklarım soğuk zeminde sürtüldü

"Işıkları açmıyorsunuz,yemek,su hiçbir şey vermiyorsunuz aç kalsında evden kaçmak nedir görsün" sonra sertçe bodrumun kapısı kapandı yere bakıyordum kapı kapanınca hızla kapıya baktım ayağa kalkıp kapıya koştum"baba,baba bırakma beni burda nolur baba" yine yalvarıyordum hıçkırıklarımı herkes duydu ama sağır taklidi yaptılar bir kaç saniye sonra ışıklar kapandı çığlık attım karanlıktan hep korkardım çünkü karanlık benim her zaman cezamdı bacaklarım beni taşıyamadı ve yere düştüm çığlık çığlığa bağırdım "açın kapıyı,beni burda bırakmayın öldüründe kurtulayım" hıçkırıklara boğuldum

ölüm çiçeğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin