Felaket Ötesi

85 48 148
                                    

"Biz kırıldık, daha da kırılırız
Ama katilde bilmiyor öldürdüğünü".

Cemal Süreya

Kitabın kapağını kapatıp masaya doğru fırlatmıştım, bu neydi şimdi. Hadi bu da tesadüf olsun.

Saate baktığımda gece yarısını çoktan geçmiş güneş yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.

Hâlâ karakolda, kantinin en ucra köşesinde masanın dibine oturmuş Banu'nun çıkmasını bekliyordum.
Sabah'a kadar uyumadığımı saate baktığımda fark ettim.

Çantam da ne olur ne olmaz diye koyduğum şiir kitabında ki sözler zihnimi tırmalamaya başladı.

"Ama katilde bilmiyor öldürdüğünü"

Neydi bu şimdi? Bir mesaj, bir ipucu yada bu günlerce uykusuzluğumun bir oyunuydu.

Tekrar masadan ayağa kalkıp kahve almaya ilerlediğimde, saatler sonra içerisi yavaş yavaş kalabalıklaşmıştı.

Kadın'dan sert bir kahve istediğimi söylediğimde arkamdan birinin kadını durdurup "Hanımefendiye, bir de simit, Reyhan Hanım". Sesin sahibine baktığımda:

Sarıya çalan kumral saçları terden anlına dökülmüş, yorgunluktan şişmiş koyu yeşilleri ve yeni kestiği sakalları bütün muhteşemliğiyle tam karşımda duruyordu..

İstemsiz yakınlığımızdan dolayı, demirle karışmış gül kokusu beni ayakta tutan tek şey...

Ah! Kendine gel Ahsen!

Hemen kendime çekin düzen verip bakışlarımı ondan ayırdım, Rehyan dediği kadın simit ve kahve ile karşımıza geldiğinde çantamdan cüzdanımı çıkartıcaktım ki benden önce bir el elimi kavrayıp beni durdurdu, ben elimi kavrayan eline bakarken o diğer eliyle parayı kadına uzattı. Şaşkın bakışlarımı kadından tarafa çevirince, kadında şaşkın gözlerle Yavuz'a bakıyordu.

Elimi elinden çektiğip kahvemle simiti aldım. Masama doğru sarsak adımlarla oturduğumda, hâlâ elime bakıyordum.
Bu da neydi şimdi?

Kahvemden bir yudum aldığımda karşımda bir hareketlilik oldu, kafamı kaldırıp baktığımda, Yavuz'un yeşil zümrüt gözleri tedirgin bakışları ile beni izliyordu.

"Neden bunu yaptın" diye hesap sormak istiyordum. "Neden beni önemsiyormuş gibi yapıyorsun" desem doğru olurmuydu?

En sonunda doğru soruyu bulmuştum.
"Simit'e hiç gerek yoktu. Hatta parayı ödemene de, buraya oturmana da. Neden bunları yapıyorsun, "katil" damgası ile suçladığın bir kadının karşısın oturman... Fazla kafa karıştırıcı".

Yavuz ilk önce gözlerimin içine içine baktı.. bakışları fazla anlamlı ama bir o kadarda anlamsız, güldüğün gördüm ama o öyle sıradan bir gülümseme değildi sanki herşeyi biliyor.. anlıyormuşcasına bir gülümsemeydi gülümsemesi dudaklarında asılı kaldığında kahvesinden bir yudum alıp masaya bıraktı, bende kahvemden yudumlayıp bıraktığımda. Ellerini masaya bağlamış sorgu odasında ki hâlini almıştı..

"Hep olaylardan konuştuk birazda senden konuşalım, Ahsen Karabağ". Dediğinde, vücudumda istemsiz bir ürpertinin girmesiyle titredim..

Ne yani beni tanımak mı istiyordu? Oysa beni anladığını ve tanıdığını düşünürken...
Gözlerinin içine baktığımda en sevdiğim o bebeksi yeşilliği görmemle istemsiz bir gülümseme oluştu dudaklarımda..

KANLI MONTAJ:KatliamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin