03 Ocak 2018
Ermiş Kuzgun
Olay yeri inceleme"Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir.
Ya yaşaman gerekenleri, zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye, AĞLAMAYACAKSIN!".Olay yeri inceleme ekibi ile etrafta delil arıyorum. Çok yüksek olmayan dere yatağının 10 km ötesinde ki kayalıklarda cansız bedenini bulduğumuz kadına çok üzülüyorum. Ne hayaller kurmuştu belki de doğuracağı bebek için.. iç içekerek etrafı taradım birşey bulamadığım için vazgeçip orayı, uzmanlara bıraktıp arabama doğru ilerlerken, ormandan bir çığlık yükseldi.. Hızla koşarak silahımı çıkarttım etrafa iyice kontrol ettiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım..
Aman Allahım bu gerçek mi?Kanım donmuştu yavaş adımlarla ilerlediğimde bir el kurşun sesi duydum. Kafamı eğdiğimde o kurşunun ağacın dalında asılı bir şekilde duran kızın boynunu delip geçmişti.. Titredim. Ne gibi bir filmin içindeydik biz?
Yavaş ve temkinli adımlarla kızın cansız bedenini izledim.. izledim... İzledim... 17-18 yaşlarında bir kız çocuğunun bedeni, ağacın dalına asılıydı. Miğdem bulandı.. öğürdüğümde geri çekilip birşeyin üzerine bastığımda durdum...
Ayağımı kaldırdığımda bir fotoğraf...Kızın cesedinin fotoğrafı kanlarla kaplıydı... Hemen telefonumu çıkarıp Soykan'ı aradım.
Telefon uzun uzun çaldı, geri kapandığında tekrar aradım.. tekrar .. tekrar.. 5. Aramda açtığında "Ne oldu amına koyim, öldün mü? Sorgudayım".Kızgın ve öfkeli çıkan sesi şuan hiç sikimde bile değildi "Ben öldümmü bilmiyorum ama ölümle burun burunayım, komserim. Çankır Ormanına bir destek ekip ve olay yeri inceleme istiyorum hemen şimdi! Bir cesedle burun burunayım. Şuan senin öfkeni çekemem, miğdem kaldırmıyor hadi!" önce bir sandalye sesi geldi sonra kapı
"Ermiş ne olduğunu baştan anlat, şu siktimin zindanında bana kafayı siktirtme!" gürlediğinde dudaklarimdan ufak bir kahkaha çıktı... "Sen dediğimi yap yeter!" telefonu kapattiğimda bakışlarim tekrar cesede döndü.
Bir günde 2 ceset...Kaç saat geçti bilmiyordum ama arkamdan koşma ve siren sesleri gelince ayağa kalkıp gelen kişiye baktım. Yüzünden endişe ve öfke akan, Soykan ve Yavuz ikilisine..
Yanıma kada geldiklerinde gördükleri manzara karşısında Yavuz yutkundu, Soykan yine herzaman ki gibi soğuk ifadesini koruyordu.
"Bu.. bu ne amına koyim! Ne istiyor bu siktimin şeref yoksunu liselilerden" Soykanın küfürleri havada uçusurken cebimden eldiven çıkartıp ayak ucumdaki fotoğrafi elime aldım.
Onlara doğru tuttuğumda Yavuz başını delirmiş gibi sallamaya başladı, Soykan kaşları çatık bir şekilde bir fotoğrafa birde kıza bakıyordu.
"Ne yani bunu yapanda mi o siktimin pezevengi" dediğinde kafamı maalesef der gibi salladığımda Yavuz ağzını aralayıp konuşmaya başladı.
"Birileri tuzak kuruyor. Bu fotoğrafların hepsi montajlanmış ama doğruya uyarlanmış. Yani katilimiz bizim bildiğiniz seri katillerden değil, çok daha iyisi.. zekisi.
Ersin aradı adli tıptan gelen haberlere göre Sarp Bolatan'ın cesedinin fotoğrafı, Ahsenin fotoğraf makinesi ile çekilmemiş.
Kızı baştan beri boşa suçladık. Katil her kimse bir oyun oynuyor. Kurbanlarını daha önceden seçmiş, öldürme şekline kadar motajlamış, şunu görüyormusun.Kızın suratı tamamen yok. Kim olduğu belirsiz, kadını hatırlıyormusun yüzünü tamamen yakmıştı, peki Sarp onunda fotoğrafta yüzü gözükmüyordu.
Çünkü katil bunlari daha önceden çok daha önceden planladı...
Bu işte montaj var şantajlar var..2017nin yıl başı günü, Ahsen'in tanık olduğu cinayetteki adam Faruk Bostan, uyuşturucu çetesinin başında yer alan isimlerden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI MONTAJ:Katliam
HororSisli bir gecenin unutulmaz kan ve demir kokusu. Zevkler ve Hayatlar, Montajlar ve Şantajlar. ••• Kanlarının içinde boğularak biri, KATLEDİLDİ. Bu aramızdan birisi de olabilirdi? birileri de olabilirdi. O gece hepimiz bir partiye davetli olarak katı...