BÖLÜM 10 * AYRILIK *

3 1 0
                                    

her üniversiteli gibi bende hayatımı yaşamak istiyordum. gezip tozmak, eğlenmek istiyordum. ama burada bir eve tıkalı kalıp, bir öküzün evinde tıkalı kalmak ve onunla iş birlikçisi olmak istemiyordum.

biraz sonra babam bile diyemediğim o adamın evine gidecektik.

üzerimde hissetiğim ağırlıkla kendimi silkeledim. çok panik yapıyordum. kıyafetlerim mi ağırlık yapıyordu yoksa?

üzerimdeki kot pantolon ve siyah tişörtün üzerine giydiğim siyah kısa deri ceket tam anlamıyla beni gizli bir görev insanı gibi göstermişti.  yakıştığı için pekte umursamamıştım. o sırada kapının çalınıp açılmasıyla bakışlarımı oraya çevirdim.

onur karan karasu gelmişti.

üzerindeki siyah takımıylave ellerindeki iki silahla içeriye girdi. silahlardan birini bana uzattı. elime aldığım silahla ona baktım. diğer silahı beline koyarak konuştu.

"lazım olacak"sakince konuştuğu bu iki kelime bana yetmişti. kafamı salladım. gözümü hırs büyüdü. o adam benim annemi öldürmüştü bende gerekirse onu öldürecektim.

"hadi nur"dedi onur sakince. hızlıca yüzüne baktım.

"ne?"dedim sorarak.

"ne? mavişnur mu demeliyim yoksa?"dedi rahatça. gözlerine baktım. gözlerime baktı. gözlerindeki sinsi ışıltı benim üstüme basarak geçmişti sanki.

"Sen"dedim sorarak ve elimi ona doğru sallayarak mecalim kalmamışçasına konuştum. "nereden biliyorsun?"dedim sorarak. benim aksime güldü. ve yaklaştı. elimdeki silahı tutarak boynuma dayadı silahın ucunu. hareketleri yavaştı.

"seninle ilgili bir şeyi bilmemek mümkün mü?"dedi nefes alarak. bir anlam çıkarmalı mıydım?

"mümkün Onur Karan Karasu"dedim ve gözlerine çıkardım gözlerimi. "benden uzak dur"dedim mesafemizi fazlalaştırarak. elindeki silahı alıp beline sıkıştırdı tekrar.

güldü. "sana aşık değilim meraklanma. sadece geçmişini araştırmak zorunda kalmıştım en başından beri biliyodum ben onu"dedi ve devam etti. "Hatta" dedi  ve bir adım yaklaştı. "sana bir sır vereyim mi?"dedi ve nefes aldıktan sonra devam etti.

"Enes Ardıl ve yanındaki kızı çeken benim adamımdı"dedi elleri cebindeyken.

"oyun oynuyorsun benimle sen"dedim yalancı bir gülümseme ile. kafasını olumsuz anlamda salladı.

"oyunlar eğer sonuçlarında benim çıkarımaysa severim"dedi ve düşünür gibi yaptı. "ve bu oyun olsaydı benim çıkarıma bir şey olmayacak onun için oyun değil. hatta"dedi ve devam etti. " burada asıl oyun o fotoğrafın montaj olmasıydı."dedi. ve yüzüme baktı. "sen yanıldın beste"dedi "O fotoğraf gerçek değildi"

o fotoğraf gerçek değil

o fotoğraf gerçek değildi

ellerim tutunacak bir yer arıyordu. gözlerimden akan yaşlar akmayı bekliyormuşcasına gözlerimden ayrıldı. geçmişimi neden bu denli açıyordu? "Sus"dedim ylvarırcasına. ama o susmadı.

"sana fotoğrafı da bizzat ben attım" dedi.

"sus!"dedim bağırarak. "neden böyle yaptın? ben yıllarca enese inanmayıp kendime hak vererek düşündüm. neden bana bunu yaptın?"dedim.

"baban benim canımı yaktı bende senin canını yaktım"dedi ve durdu.

"babam senin canını yakmadı onur. babam annelerimizin canını yaktı."dedim ve devam ettim. "ya benim babam annemi öldürdü ya! ve ben bunu bilmeden ne yaptım biliyor musun? annemin yokluğuna alışayım diye babama sarıldım!"dedim sesimi yükselterek. gözlerimden akan bilmem kaçıncı göz yaşını umursamadan hıçkırarak ağlamaya devam ettim. "YA BEN ANNEMİN CENAZESİNDE BABAMIN AYAKLARINA BENİ BIRAKMAMASI İÇİN KAPANDIM!" dedim bağırarak ve ağlarken konuştum. "bana neden bu kadar acının üstüne acı ekledin? ben sana ne yaptım?"dedim sorarak.

YÜREK YANGINI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin