9.Bölüm

59 17 2
                                    

Violet Cordelia Williams

Aynadaki görüntümü inceledim. Devin bir saat kadar önce odama girmişti ve annemin dolabını karıştırmaya başlamıştı. Bir kız ve bir oğlanın buluşmasında giyilen kıyafetlerin önemli ve seçimi zor olduğunu söylemişti. Ona aşıklar değil de film izleyecek iki arkadaş olduğumuzu söylediğimde gülmüş ve anlatmaya devam etmişti.

Anladığım kadarıyla özenmemiş gibi görünmeli ama özenmeliydim. Çaba harcamamış gibi görünmeliydim ama bir saattir hazırlanıyordum.

İstemsizce yüzümü buruşturup yatağın üzerindeki kendi seçtiğim uzun eteğe baktım. Devin bana oldukça kısa bir etek giydirmişti. Bacaklarımın göründüğünden şikayet edince de bacaklarımı gizlemede oldukça başarısız çoraplar vermişti. Sonra da çizme giyeceğimi söyleyerek içimi rahatlatmaya çalışmıştı. Şimdi ise beni aynanın karşısına oturtmuş saçlarımı kıvırıyordu. Makyajım çoktan bitmişti ve güzel göründüğüne kanaat getirmiştim. Rahatsızlanarak tekrar eteğimi çekiştirdim.

"Şu eteği çekip durma,"

"Ama Devin, bu etek çok kısa."

"Alış buna. 21.yüzyılda kızlar kısa etekler de giyiyor," yerimde kıpırdanıp sıkıntıyla nefesimi verdim.

"Popom görünecek," Devin güldüğünde kaşlarımı çatıp aynadan ona baktım.

"Sen bir leydi değil misin Violet? Oturup kalkmana dikkat edersen hiçbir yerin görünmez. Ayrıca o kadar da kısa bir etek değil bu. Daha kısaları var,"

"21.yüzyılda kumaşlar çok mu pahalı?" Devin bir an düşündü.

"Yani hayat oldukça pahalı ama eteklerin kısa olma sebebi bu değil."

Gözlerimi duvardaki saate çevirdim. Buluşma saatimiz neredeyse gelmişti. Devin fark etmeden eteği değiştirip kaçabilir miydim? Devin'i süzdüm. Muhtemelen kaçamazdım. Devin elindeki saç kıvıran aleti prizden çekip iki adım geri attı ve beni süzdü.

"Harika görünüyorsun. Şu ceketi de giydin mi tamamdır," Devin'in uzattığı ceketi giydim. Eteğimle hemen hemen aynı yerde bitiyordu. Yüzümü buruşturdum.

"Bari uzun bir kaban verseydin," Devin başını iki yanına salladı.

"Hayır böyle çok güzelsin," Devin'in cümlesinin bitmesi ile kapı çalındığında ikimiz de birbirimize baktık.

"Ben kapıyı açarken sen de parfümünü sık," Devin çıkarken ben de bana verdiği parfümü sıktım. Aynada son kez eteğimi çekiştirebildiğim kadar çekiştirdim.

"Violet hazır mı?" Kaan'ın sesini duyduğumda bir an kalbimin atışında bi tuhaflık hissettim. Gerçekten bir arkadaşla sinema denen şeyi deneyimleyeceğim için çok heyecanlıydım.

"Hazır, şimdi gelir. Bir dakika o motor anahtarı mı?" Devin cevap verirken ben de çantamı ayarlıyordum.

"Efe'yi uyarmama rağmen unutmuş ve sabah arabayla çıkmış. Onun motoruna kaldık. Neyse ki hava güneşli bugün,"

"Şey aslında-" Devin cümlesini tamamlayamadan odamdan çıktım ve her ikisi de dönüp bana baktı. Devin dudağını ısırmıştı ve mahcup bir şekilde bakıyordu. Kaan'ın ise gözleri hafif irileşmişti ve beni inceliyordu. Kulaklarımın yandığını hissederken odama geri kaçmayı istedim. Bu üzerimdeki resmen iç çamaşırı gibi bir şeydi ve komşum beni böyle görmüştü. Kendimi çok rezil hissediyordum. "Kıyafetleri motor için pek uygun değil,"

"Sorun değil. Taksi çağırabilirim," Kaan hâlâ bana bakarken cevap vermişti. O an aklıma bir şey geldi.

"Şey toplu taşıma denen şeye ne dersiniz? Onu çok merak ediyorum aslında,"

Kader Madalyonu: Violet (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin