16. Bölüm

14K 589 58
                                    

Wilton

Kızılın en güzel tonunda ki saçları omuzlarından aşağıya beline kadar dökülüyordu
Yeşilin en güzel tonu yeşil gözleri
Küçük burnu ve burnunun üstünde ki çilleri

Kısacası tanrı Leya'yı özene bezene çok güzel yaratmıştı yaşının insanı çok tatlı bir kızdı
Ruh eşimi 12 sene bulamadığım için artık umudu kesmiştim
Zaten bulunca hemen reddedecektim

Ruh eşimle olamazdım ben sevgili bile yapan bir adam değildim
Durumum biraz karışıktı ama Leya'yı görür görmez ondan etkilendim ruh eşim çıkınca biraz şaşırsam da onu hemen benimsedim

Onu bulduğum o gece reddedecektim ama kıyamadım nerdeyse sabaha kadar onu takip ettim acısını kalbimde hissettim ona iyi hissettirmek için onu evime aldım ve mutlu olması için her şeyi yaptım

İlk günler acısı çok yoğundu ama günler sonra azalmaya başladı zaten görmediği biri için o kadar üzülmesi gereksizdi
Onu istemememin sebebini konuşamamasına bağladığına eminim ama kesinlikle öyle bir şey yoktu

Leya bana göre mükemmel bir kızdı normal şartlarda olsaydık onu o gece işaretleyecektim ama ben normal değildim

Leya çıplak bedeniyle bana doğru yürüyordu önüme gelince direkt elimi tuttu dokunduğu yerlerden hemen kıvılcımlar yükselmeye başladı
İlk şaşkınlığı üzerimden atınca hemen elimi çektim ama olan olmuştu

Leya'nın gözlerinin içine bakınca hayal kırıklığı içinde bana baktığını gördüm
Onun kadar bu durum beni de incitmişti

"Ben üzgünüm Leya ama durum bildiğin gibi değil"

Leya elini kaldırıp susmamı işaret etti
Ama susarsam tamamen kaybedecektim

"Sana anlatayamayacağım ve senin anlayamayacağın şeyler var mecbur olmasam seni hemen işaretlerdim sen kusursuzsun çok güzelsin Leya"

Leya'nın gözleri doldu ve ağlamaya başladı başını sağa sola sallayıp sakinleşmeye çalıştı
Onun acı çekmesini istemediğim için verdiğim karar onu daha fazla incitmişti
Eline uzansam da dokunmamı istemediği için geriye kaçtı

Bir kaç adım ona doğru atınca tekrar geriye doğru adımladı hızlı bir hamle ile onu çıplak belinden kavradım çıkan kıvılcımlar ikimizi de afallattı bir süre birbirimize baktık

Leya kendini toplayınca beni ittirmeye başladı ama gücü beni ittirmeye yetecek kadar değildi
İtemediği için bana vurmaya başladı çıplak göğsüme vurduğu yumruklar biraz acıtsa da onun siniri gececekse beni dövmesine izin verebilirdim

Konuşuyor olsaydı acaba bana ilk sözü ne olurdu kesinlikle hayal kırıklığını anlatırdı
Onu işaretlersem benimle zihin bağlantısı yoluyla konuşabilirdi benim dışımda kimseyle bu bağlantıyı kuramazdı ben onun alfasıydım

Bir süre sonra eli durunca elimi sırtına koyup onu göğsüme çektim gözyaşları göğsüme akmaya başlamıştı
Onu sarmama izin veriyordu ama kolay affedeceğini zannetmiyordum

"Sana bazı şeyleri anlatacağım sadece biraz zaman istiyorum bana biraz güven olur mu"

Leya hiç tepki vermiyordu ama kaçıp gitmediği için beni kafasında aklamak istediğini anlayabiliyordum

"Şimdi senden ayrılacağım ama dönüşüp arkana hiç bakmadan eve koşmanı istiyorum seni takipte olacağım sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim o yüzden için rahat şekilde koşabilirsin"

Leya'yı göğsümden ayırıp gözlerine baktım elimle gözyaşlarını silip saçına bir öpücük kondurdum
Onun için deli oluyordum onun için gözümü bile kırpmadan ölüme giderdim ama gerçeği öğrendiği zaman büyük ihtimalle benden kaçacaktı

Leya az ileriye giderek güzel beyaz bir dişi kurda dönüştü ve koşmaya başladı biraz uzaklaşınca bende dönüşüp uzaktan onu takip etmeye başladım
Evin yakınına gelince dönüşüp geriye kalan yolu insan olarak koştum

Leya eve girmişti buram buram kokusu burnuma doluyordu bende eve girince etrafa biraz baktım ama yoktu odasında olduğunu anlayınca onu yanlız bırakmanın doğru olacağını düşündüm

Odama geçerek uzun bir duş aldım ve üzerimi giydim Leya'nın kokusu hâlâ yakında olduğu için gönül rahatlığıyla yatağıma uzandım

Alfa'nın Küçüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin