29. Bölüm

9.3K 394 26
                                    

Wilton

Koşarken ayağımın altında ezilen toprağı ve kopan çimenleri hissederek koşuyordum
Şu an kalbimde hissettiğim acının tarifi yoktu Leya'ma bir şey olmuştu ve kalbi yavaş yavaş duruyordu

1 saat önce

Onun kokusu bir süre kaybolduğu için önce sürü içinde deli gibi onu aradım bulamayınca Beta'm Paul ve tüm sürü üyelerini ayağa kaldırdım sürünün yarısı benimle birlikte aramaya başladı

Leya'nın kokusu hafif hafif burnuma dolunca zihin bağlantısı ile Paul'e bağlandım ve uzaktan beni takip etmesini istedim benim canavarımı uzaktan görmesine izin verdiğim tek kurt oydu aslında mecbur olmasam oda göremezdi ama birinin beni bilmesi gerekiyordu kokum olmadığı için kimse beni takip edemezdi

Hızla ıssız bir yere gelip dönüştüm dönüşünce koku daha hissedilir hâle geldi
Büyük bir adım atarak koşmaya başladım kokuyu yakında bir yerde hissedince hızla oraya koştum

Ve işte kanlar içinde yerdeydi ve başında Alex vardı
Ben onu uyarmıştım ama o beni dinlememişti
Onu öldürmem diğer sürüler arasında meşru müdafaa olarak sayılacaktı ama sayılmasa bile onu öldürecektim

Derince bir hırlama ile bana dönmesini sağladım Alex korkuyla bana döndü

"Lanet olsun buda ne böyle sen nasıl bir kurtsun"

Dişlerimi göstererek hırlamaya devam ettim salyalarım akıyordu şu an deli gibiydim beni durduracak hiç bir güç yoktu
Alex korkuyla dönüşüp koşmaya başladı Leya'nın yanına gelip güzel yüzüne baktım sinirim milyon kat arttı kalp atışları artık minimum seviyede atıyordu

Hızla Alexi kovalamaya başladım yakalamak bir dakika mı bile almadı hızla üzerine atlayarak dişlerimi boynuna geçirdim ve onu yere yapıştırdım

Kurdu büyük yara aldığı için savunmasız kaldı tekrar ve tekrar saldırarak onu öldürdüm
Kurt acıyla uluyup yerini Alex'e bıraktı
Alex'de son derece yaralıydı bıraksam da ölecekti ama derisini yüzüp boğazını kırmayı zevkle tercih ettim

Kulağıma dolan yalvarışları sadece daha fazla hırslanmamı sağlıyordu onu parcalara böldükten sonra hemen arkamı dönüp Leya'ya koştum Leya'nın yanına gelince dönüşüp başını dizime aldım

Gözlerim dolu şekilde ne yapacağımı düşünürken

"Alfa"

Paul'un sesini duyunca ona döndüm Paul hızla yanıma geldi
Leya'yı sarıp çıplak yerlerini kapattım

"O iyi mi Alfa"

Hayatımda ilk kez gözyaşlarımın yüzümü ıslattığına şahit oluyordum

"Değil kalbi durdu gibi"

Paul bir süre düşünüp

"Onu doktora yetiştirmek imkansız o yüzden işaretle onu"

Sinirle Paul'e baktım ve hırladım

"Onu benim öldürmemi mi istiyorsun"

Paul korkuyla bir kaç adım geriye gitti

"Yanlış anladın Alfa onun son umudu bu olabilir zaten... Yani o ölüyor o yüzden onu işaretle"

Kelimelerini iyi seçmeye calişsa da sinirim artıyordu onu işaretlersem ölecekti bunu ikimizde biliyorduk

"Kesinlikle olmaz onu öldüremem"

Kendimi kandırmayı iyi başarıyordum ama onun kalbi atmayı zaten bırakmıştı

"Lütfen Alfa"

Derin bir nefes alıp Leya'nın yüzüne baktım

"Çok üzgünüm bebeğim seni koruyamadım"

Kurt dişlerimi çıkarıp işaret yerini buldum ve dişlerimi geçirdim işim bitince dişlerimi çıkardım
Leya'nın bedeni hafif bir titredi sonra yine ölü gibi yatmaya devam etti

Onu son kez izlediğimi bildiğim için saatlerce onu izledim ay tam tepeye çıkınca Leya birden gözlerini açtı ben şaşkınlıkla onun gözlerine bakmaya başladım

Yemyeşil güzel gözleri simsiyah olmuştu bu benim vahşi kurdumun göz rengiydi

"Paul derhal dönüş ve uzaklaş diğer sürü üyelerini burdan uzak tut"

"Ama Alfa"

"Derhal dönüş ve sürüyü bu bölgeden uzak tut" diyerek kükredim

Paul anında dönüşüp koşmaya başladı
Leya'nın gözlerine bakınca hiç göz kırpmadan beni izlediğini gördüm Leya dönüşmeye başlayınca Leya'yı yere bırakıp ondan uzaklaştım araya epey bir mesafe koyup onu izlemeye başladım

Leya dönüşüp iki ayağının üzerinde durunca bana bakarak hırlamaya başladı ve ardından koşmaya başladı

Merakta bırakmak istemediğim için bu bölümü yazdım şimdi işim var bugün ikinci bölüm gelecek bir aksilik olmazsa 😉

Alfa'nın Küçüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin