18. Bölüm

13.2K 530 41
                                    

31yıl önce

"Lanet olası fahişe nerdesin"

Lanet olası büyücülere güven olmayacağını bilmeliydim yakışıklı olduğu için kalbimi ona vermiştim ama yaklaşık iki yıldır bana eziyet etmekten başka bir şey yapmıyordu

Her gün dayak ve küfür yemekten bıkmıştım
Önümde ki tüm çalı ve çimenleri ezerek koşuyordum
Saatlerce koştuktan sonra yorulduğumu hissettim ama duramazdım yoksa beni yakalardı

Dikenli teller görünce biraz durdum şimdi bu dikenli tellerden nasıl atlayacaktım
Başka çarem olmadığı için biraz geriye giderek hız kazandım ve son sürat koşarak dikenli tellerden atladım ayağım dikenlere takılınca acı dolu bir uluma döküldü dudaklarımdan

Ulumama karşılık uluma gelince irkildim ve yaralı bacağımla kendimi ona doğru koşarken buldum kurdun kokusu burnuma dolunca kurdum heyecanla her yerde onu aramaya başladı

Karşımıza kocaman kahverengi bir kurt çıkınca durduk Kurt yanımıza yaklaşıp bizi koklamaya başladı bizde onu kokladık o bizim eşimizdi kurt dönüşünce yakışıklı bir adam bizi karşıladı bizde dönüştük

Adam bana beğeniyle baktı dizimin üzerinde ki yarayı görünce kaşları çatıldı

"Yaralanmışsın"

"Önemli bir şey değil birazdan iyileşir"

"Adın nedir eşim"

"Adım Adela ya senin"

"Adım Tamin"

"Biri seni mi kovalıyor Adela"

"Evet bir büyücü"

Arkamızdan ses gelince eşimin arkasına geçtim
Kevil sert bakışlarını önce eşime ardından bana çevirdi

"O kaltağı bana ver"

Tamin'in sert nefesleri kulağımı dolduruyordu

"Çenenin sağlam kalmasını istiyorsan derhal çeneni kapat"

Kevil'in kaşları çatıldı

"Sen kimsin"

"Ben onun ruh eşiyim ya sen kimsin"

Şimdi ki zaman  Leya

Gözyaşları ile uykuya dalmam zor olmuştu Wilton sebebim var dese de onu affedemiyordum
Bedenim temaslarından hoşlansa da kendimi geri çekiyordum bana nedenini anlattığı zaman belki onu affedebilirdim

Kırgınlık kalbimde taht kurmuş gibiydi Alex beni gerçekten çok korkutmuştu ama Wilton beni kurtarmıştı bu konuda ona minnettardım ama sadece o kadar

Uyku ile uyanıklık arasında bir yerde saçımın okşadığını hissettim Wilton'un kokusu burnuma doluyordu

"Ben her şey için çok üzgünüm"

Boğuk ve üzgün çıkan sesiyle konuşunca kalbim yine acıyla burkuldu
Sebebin neydi? Wilton

"Benim yüzümden acı çekme uyu güzeller güzeli bebeğim"

Wilton'un sözleriyle tüm bilincimi kaybettim
Sabah vücudum hafif şekilde uyandım sanki hiç derdim tasam yokmuş gibiydi
Wilton'un kokusu burnuma dolunca gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim

Az önce hafif olan bedenim yine ağırlaşmıştı ve gözlerim tekrar dolmuştu gece boyu yanımdaymış
Kokuya bakacak olursak gideli çok olmamıştı
Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatarak boğazımdan aşağıya akmaya başladı

Bir süre sonra yataktan kalkıp banyoya girdim elimi yüzümü yıkayıp şişmiş gözlerime baktım
Gözlerimin içi bile kırmızı görünüyordu
Tekrar elime yüzüme su çarpıp banyodan çıktım

Mutfağa girip dolaba yöneldim üzerinde olan notu elime alarak dolu gözlerle okumaya başladım

Not
'Gece seni birbirimizi bulduğumuz, benim saklandığım ve senin gece boyu ağladığın o tepede bekliyor olacağım sana her şeyi anlatacağım umarım beni affedebilirsin'

Kağıdı tekrar dolaba yapıştırıp oturma odasına geçtim saatler geçse de bende değişiklik olmuyordu
Yerimden kalkıp pencereyi açtım biraz temiz hava alarak odaya döndüm

Geceye kadar bir sağa bir sola döndüm ne doğru düzgün bir şey yedim nede başka bir şey yaptım
Gece olunca evden çıktım ve dönüştüm

Hızlı adımlarla koşmaya başladım Wilton'un bahsettiği tepeye yaklaşınca yavaşladım uzaktan Wilton'un silüetini görünce biraz daha yaklaşıp insan halime döndüm

Wilton geldiğimi bilse de dönüp bakmadı tepeye çıkıp etrafı seyretmeye başladım

"Otur"

Ne zaman serdiğini bilmediğim bir örtüyü gösteriyordu
Yorgun olduğum için örtünün üzerine oturdum ve bana ne anlatacağını beklemeye başladım


Alfa'nın Küçüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin