Namjoon'danTelefonu çaldı. Sikeyim telefonu,cidden bu güzel anımızı bozdu. Gözlerim eski rengine dönerken,Jin hızla kucağımdan kalktı. Telefonu açıp karşı tarafı dinlemeye başladı,bir anda kızgın gözlerle baktığında kaşlarımı çattım ve 'Ne oldu' der gibi kafamı salladım.
"Tamam,biz hemen geliyoruz!"
Telefonu kapatıp,ceketini giymeye başladı.
"Ne oldu dedektif?"
"Arabaya bin,gidiyoruz!"
"Ne!? Nereye?"
"Joon-Seo'nun cesedindeki parmak izlerinin,kime ait olduğunu bulmuşlar. O yüzden,hastaneye gidiyoruz"
"Tamamm"
Arabaya binip,hızlı bir şekilde hastaneye geldik. 'Otopsi' bölümüne geçip,metal sedye üzerinde yatan sikiğe baktım. Cidden sikik! Düşüncelerimden ayrılıp,doktor ve Jin'in konuşmalarını dinlemeye başladım.
"Cesedin sağ böbreğini çıkarıp tekrar zımbalamış,bu kişi. Ama zımbalarken deriye dokunduğu için parmak izleri kalmış,hemen DNA testine gönderdik,gelen sonuçlara baktığımızda bu kişi Min-Jae"
"Tamam ama,ben daha önce o kişiyi gördüm. Kamera kaydında da tanırdım,emin misiniz?"
"Nasıl yani?"
"Yani o adam olması imkansız! Çünkü iki kişi girip çıkıyor eve ikisininde yüzünü yakınlaştırıp baktım"
"Anlıyorum ama sonuç bu"
"Peki,doktor bey sağolun"
"Ne demek"
"Dedektif!"
Sonunda!
"Efendim namjoon?"
"Gidiyor muyuz?"
"Evett ama ne oldu,namjoon?"
"Neden namjoon diyorsun?"
"Adın ya hani?"
"Hayır o yüzden değil,evdeyken 'Joon' diyordun?"
Anında gözlerini kaçırdı. Yanakları kızarmıştı bile.
"Çalışıyoruz şu an"
"Evett ama hoşuma gidiyor öyle söylemen,dedektif"
Tanrım! Kıp-kırmızı oldu.
"Ee,gidelim artık. O adamı bulmam lazım JOON!"
Siktir! Bu dedektif çok fena gerçekten!
"Peki dedektif"
Dışarı çıktık. O önden,ben ise arkasından sırıtarak arabaya kadar öyle gittik.
Jin'den
Tekrar Joon-Seo'nun evine gelmiştik. Kayıtların bulunduğu binaya girip,kameraların olduğu odaya girdik. Sandalyeye oturduğumda,namjoon'unda oturabilmesi için biraz Yan oturdum. Anlayıp yanıma oturdu ve ELİNİ BELİME KOYDU!
Tamam sakinim ben.
Bilgisayarı açıp kaydı başlattım. Bir kaç saat ilerletip,olayın olduğu saat'e getirdim. Namjoon rahatsızca yerinde kıpırdanıp,konuşmaya başladı.
"Bence delinin biri öldürdü onu"
"Neden,böyle düşünüyorsun?"
"Yani seninde söylediğine bakarsak,adamı daha önce hiç görmemişsin ve garip davranıyormuş. Ayrıca joon-seo için değmezdi elini kana bulamaya"
"Peki bu kişi bir deliyse,Joon-Seo'nun evini nerden biliyor ve nasıl girdi? Bir diğer sebep,neden sadece joon-seo? Zaten birini öldürecek olsa,dışarıdaki herhangi bir insanı da öldürebilirdi?"
"Dedektif,kaydı başlat!"
Sert bir ses tonuyla söylediğinde kaşlarımı çattım. Ne oldu yani bir anda?
"Neden böyle garip davranıyorsun?"
"Garip davranmıyorum!"
"Bağırıyorsun bana resmen! Ve evet garip davranıyorsun! Neden öldüren kişinin bir deli olduğunu söylüyorsun o zaman? Yoksa sen birşey mi biliyorsun!?"
"Hiç bişey bilmiyorum ben! Sadece öyle bir kanaat getirdim o kadar! Neden bu kadar çok sorguluyorsun beni dedektif!?"
"Hani işim ya bu benim,sorgulamak!"
"YETER!"
"BENCEDE YETER!"
Yanımdan kalkıp biraz uzaklaştığında,gözlerim doldu. Neden böyle yapıyor ki?
Gözyaşlarım yanaklarımdan yavaş yavaş akarken,onun olduğu tarafa arkamı döndüm. Bilgisayarı kapatıp,ayağa kalktım ve hızla kapıdan dışarı çıktım.Arkamdan gelen ayak seslerini duyduğumda,daha hızlı bir şekilde yürümeye devam ettim.
"Dedektif!"
Tanrım,sen bana sabır ver!
Binadan dışarı çıktığımızda,bir anda kolumdan tuttu ve kendine çevirdi.Tabii şoka girmemi sağlayacak birşey daha yaptı.
Kavga nasıl gelişti hiç anlamadım ben?
Namjinle kalınnnnnn 💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DETECTIVE × DEVİL
FanficBir dedektif ve bir şeytan "Ahh,ahh ahh!" "İnle küçüğüm,adımla inle!" "Ahh-joon-ahhh"