Tanıtım

399 10 6
                                    

"Bir dakika! Cesur, onların nereden haberi oldu? Aramızda köstebek mi var?"Savaş bunca sene boyunca hep çok dikkat etmiş, köstebeğin olmaması için gereken her şeyi yapmıştı. Olsa bile kimse Savaş'ın planlarını öğrenemiyordu. Fakat şimdi durum farklıydı. Birisi Savaş'ın tüm planlarını ortaya çıkarmıştı. Savaş öfkeyle bağırdığında Cesur başını aşağı eğmişti.

"Abi, bir bulursam onu yeminim olsun, onu doğduğuna pişman edeceğim!"
Savaş öfkeyle solumaya devam ediyordu. Öfkesi dinmek bilmeyen bir volkana benziyordu. Yıllardır yaptığı planları suya düşmüştü. Şimdi o şerefsiz Cihangir'in ve Yiğit'in dediklerini yapmak zorundaydı. Şimdiye kadar hiçkimse onu böyle bir duruma sokmamıştı.

Aniden kapı açıldığında Defne içeri girdi. Üzerin pembe kombiniyle dikkat çekiyordu. Pembe pantolonun, beyaz kazak ve botu ve pembe kabanıyla oldukça farklı ve güzel görünüyordu. Savaş onu görür görmez dudakları aralandı.

"Bu gün rengimiz pembe galiba." dedi alayla. Dudakları ince biz çizgi halini aldı.

"Sana da günaydın Bay öküz!" Defne sert bir tonda söylediği cümleyle ardından kapıyı sertçe kapadı. Savaş'ın yaptığı şeyi hala unutmuyordu. Öfkesi hala dinmemişti. Hatta şu an şansı olsa Savaş'ı kendi eliyle boğa bilirdi.

"Bu gün sinirliyiz galiba?" Savaş koltuğunda doğrulup tek elini masanın üzerine koyarak parmaklarını ritme uygun hareket ettirmeye başladı. Defne'ni kızdırmak hoşuna gidiyordu.

Defne gözlerini devirip Savaş'ın tam karşısına geçti. Kollarını göğsünde birleştirip bakışlarını tavana sabitledi. Savaş ise onu baştan aşağı süzdükten sonra Cesur'a döndü.

"Cesur, şu köstebeği hemen bulun. Bakalım kim yürek yemiş de beni karşına almış."

"Baş üstüne abi. Hemen!" Cesur son kez Defne'ye bir bakış atıp odanı terk etti.

"Ne köstebeği?" Bu olay onun dikkatini çekmişti. Savaş Karakurt'un ordusunda köstebek mi vardı? Tüm adamları ondan köpek gibi korkarken kim buna cesaret edebilirdi?

"Aramızda köstebek varmış" dedi Savaş açıklama yaparak. "Birisi tüm planlarımı gitmiş Cihangir'e Yiğit'e anlatmış." Savaş konuştukça daha çok sinirleniyordu. Çenesi aniden kasılmıştı. Alnındaki damarlar belirginleşmişti. Burnundan sanki ateş çıkıyor gibi öfke soluyordu.

Defne alayla güldü. "Yok ya. Bir yanlışlık olmalı. Senin adamların hepsi senden korkuyor."

"Demek ki birisi daha az korkuyormuş!" dedi dişlerinin arasından tıslayarak. "Onu bir bulayım, ona yapacaklarımın yarısı aklımda değil!" Defne öfkeden gözü dönmüş Savaş'tan gitgide korkuyordu. Şu an o köstebeğin yerinde hiç olmak istemezdi.

Aniden aklına gelen fikirle korkuyla gözlerini açmıştı. İki gün önce Savaş'la kavga ettikten sonra ağlayarak sahile gitmişti. Orada tanımadığı ama samimi bulduğu iki adama bir şey anlattığı aklına gelince kalbi bir anda teklemişti. Sahilde gördüğü adamlara bazı şeyleri anlatmıştı... Planları...

Kendi kendine içinde "olamaz değil mi? Onlar olamaz" dedi sessizce. Yoksa onlar Cihangir ile Yiğit miydi?

Boğazı kurmuştu, kalbinin hızı iki katına çıktığında titreyen sesiyle Savaş'a döndü. "Cihangir ile Yiğit'in fotoğrafını görebilir miyim?" diye sorduğunda Savaş tek kaşını havaya kaldırdı. "Ne yapacaksın fotoğraflarını?" Defne ağır bir şekilde yutkundu. Boğazındaki taş geçerken canını acıtmıştı.

"Bunlar tehlikeli değil mi? Yüzlerini göreyim bari. En azından yolda görürsem yüz göz olmam diye." Savaş uzun uzun baktı gözlerine. Ardından düşünceli gözleriyle Defne'ni süzdükten sonra gözlerini Defne'den ayırmadan cebinden telefonunu çıkardı. Birkaç saniye sonra başıyla buraya gel diye işaret ettiğinde Defne istemsizce adımlarını Savaş'a yönlendirdi. İçinden o adamların sahildeki adamlar olmaması için dua ediyordu. Çünkü eğer bu onun suçuysa Savaş onu sağ bırakmayacaktı. Savaş'ın yanına geldiğinde Savaş telefonunu çevirip Defne'ye gösterdi anda Defne şok içinde "hassiktir!" diye küfür etti. Defne'nin konuştuğu adamlar onlardı. Cihangir ve Yiğit. Defne'nin küfür etmesine ilk kez şahit olan Savaş kaşlarını çattı.

"Ne oldu?" Defne gözlerini kaldırıp Savaş'a bakarak bahane bulmaya çalışıyordu. Beyni sanki durmuş gibiydi. Savaş öyle keskin bakıyordu ki Defne'nin korkusu ikiye katlanmıştı.

Çünkü bundan sonra olacakları tahmin etmek zor değildi...

Herkese merhabalar. Hepiniz hikayeme Hoşgeldiniz... Umarım hepiniz beğenirsiniz. Bu bölümü kısa yazdım çünkü tanıtımı uzun yazmak istemedim. Lütfen diğer bölümleri okuyarak oy verip bana destek ola bilirsiniz...

Savaş'ın Yıldız'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin