15.Bölüm: "Korkusuz Yürek"

101 6 7
                                    

15.Bölüm: "Korkusuz yürek"

Gözlerimi çekebilseydim zaman kaybetmeye çalışır mıydım?

Gözlerimi çekebilseydim zaman kaybetmeye çalışır mıydım?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Herkese merhabalar. Bu bölümü olabildiğince uzun yazacağım. Çünkü diğer bölümde tamamen farklı olaylar olacak. Herkese keyifli okumalar dilerim...

****

Akşam yemeğini babamlarla yapmıştım. Ardından eve geçerek kedimin mamasını verip direk duşa girdim. Karmakarışık düşünceler beynimden gitmiyordu. Ama bu kez aklımda Sarp vardı. Ona karşı uyanmaya başlayan duygularım vardı. O geceden sonra yine konuştuk ama o konu hakkında hiçbir şey konuşmamıştık. Hatırlıyordum, beni öpüşünü, dokunuşunu. Onu hissetmemi. Ancak kısa sürmüştü. Alkolün etkisiyle olduğunu düşünüyordu. Fakat bir gerçek var ki dudaklarını hissettiğim anda onu istemiştim. Yani bu alkolün etkisi değildi. Zaten ilk günden beri bana dokunduğu her an heyecanlanıyorum, o gece ki öpüşü başka bir boyuta taşımıştı. O kadar istekli öpüyordu ki bir süre sonra ben bile ona karşılık vermeye başlamıştım.

Sanırım ayrılacağımız için ona bağlanmamı istemiyordu. Ama buna o kadar veremezdi. Belki birbirimizi gerçekten sevip evliliğimize devam edecektik. Neyi engellemeye çalışıyor anlamamıştım.

Duşumu aldıktan hemen sonra odama geçip üzerimi giyinmeye başladım. Mavi kot pantolon, beyaz boğazlı kazak ve deri ceket giyinip siyah botlarımıla kombini tamamladım. Saçlarımı kuruttuktan kıvırcık olması birkaç krem sürüp elimle şekillendirdim. Ardından hafifçe makyaj sürüp evden çıktım.

Hava çoktan kararmıştı. Neyse ki Sarp bu gün yine devriyede olduğu için işim daha rahattı. Araba tamirde olduğu için mecbur motosikletle gitmek zorundaydım. Gerçi havalı bir giriş olur bence neyse. Kaskımı ve eldivenlerimi takıp motosikleti çalıştırınca hemen harekete geçtim.

Söylediği adrese yaklaştığımda orada arabanın kaportasına yaslanmış kollarını göğsünde birleştirip beni bekliyordu. Sürekli sağa sola ve kolundaki saate bakıyordu. Arkasında bir sürü koruma vardı yine. Hava çoktan kararmıştı, şehrin sarı lambaları sokağı loş ışıkla aydınlatırken, soğuk hava adamı üşütüyordu. Gerçekten muhteşem bir kombinle bu soğuk havada hayatta kalmaya çalışıyordum.

Aniden aklıma bir fikir geldi. Motosikleti Savaş'ın üzerine doğru sürmeye başladım. Önce beni fark etmedi, ardından beni gördüğü anda kaşları çatıldı. Belinden silahı çıkartarak bana doğrulttuğunda, korumaları hemen önüne geçip silahları çıkarttılar. Son hızla gelip aniden L yaparak önlerinde durdum.

Çoban korkmuş olmalı ki kaşları çatık dudakları birbirine sıkıca bastırıp bana baktı. Yanındaki Cesur elindeki silahı bana doğrultarak öne çıktı. "Kimsin ulan?" Savaş ise tepkisizce bana bakıyordu.

Kafamda kask olduğu için beni tanımamaları gayet normaldi. Elimi kaldırıp hafifçe merhaba dercesine salladığımda çatık kaşlarla bana bakan Çoban'ın kaşları daha çok çatıldı. "Defne bu" dedi Savaş ciddi tonda. Bir dakika. Nereden tanıdı lan?

Savaş'ın Yıldız'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin