18.Bölüm:"Bir Yıldız İntikamı Düşünün"

84 7 0
                                    

18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18.Bölüm: "Bir yıldız intikamı düşünün"

"Her hikayenin iki tarafı vardır. :(:"

Büyük ve lüks bir düğün salonu hayal et. Salonun ortasında göz alıcı, devasa bir avize asılı, tavan yüksekliği ise salonu daha da ihtişamlı kılıyordu. Dekorasyon, beyaz ve krem tonlarıyla zarif ve şık bir atmosfer yaratıyordu. Yuvarlak masalar, beyaz çiçek aranjmanlarıyla süslenmiş, her masada şeffaf sandalyeler yer alıyor ve masalar mükemmel bir şekilde düzenlenmiş durumdaydı.

Salonda büyük pencereler var ve bu pencereler beyaz tüllerle kaplanmış, bu da mekana ferah bir görünüm kazandırıyordu. Arka planda sahne ve ses sistemi ekipmanları kurmuşlardı. Salonun genel havası, büyük ve gösterişli düğünler için ideal bir mekan olduğunu hissettiriyordu.

Arka planda Aşkımız için şarkısı çalıyordu.

"Bayağı güzel süslemişler. Bu kadar beklemiyordum."

"Bayağı masraf yapmışlar." dedi Sarp şaşkınlıkla bana bakarak. Erkek tarafında olan masalarda Cihangir, Abuş ve Taha da gelmişti. "Bak, onların burada ne işi var?" diye sordum Sarp'a bakarak. Sarp baktığım yöne doğru bakarak onları gördüğünde gözlerini hemen kaçırdı. "Bilmem, babamın tanıdıkları herhalde."

"Baban karanlık adamlarla mı tanışıyor?"

Sorduğum soruyla aniden bana baktı. "Sen onların karanlık adam olduğunu nereden biliyorsun?"

"Savaş'la racon kesmeye gittiğimizde tanışmak zorunda kaldım." Ve şu an yaptığımız şeyi burada düğünde öğreniyordu.

Şok içinde gözlerini açarak başını bana çevirdi. "Ne yaptın ne yaptın? Savaş'la ne yaptın?"
Omuz silkerek sevimli olmaya çalışsam da öfkeyle dudaklarını birbirine bastırdı. "Sen bu adamın tehlikeli olduğunu hala idrak edemedin mi?"

"Bana yürüyor. Zarar vereceğini düşünmüyorum."

"Defne, şakanın sırası değil. Sen beni neden dinlemiyorsun?"

Bana bir şeyi yapma denilirse sırf merakımdan yaparım. Bu benim için yazılmamış bir kanundur.

"Beni mecbur etti, ne yapayım? Seni aramaya çalıştım maalesef tripli olduğun için telefonu açmadın. Açtığında da beni geçiştirerek telefonu kapattın." Ve burada ilk kez gerçekten haklıydım. Tabi ben her zaman haklıyım da neyse.

"Seni gerçekten anlayamıyorum." Öfkeyle başını çevirip çenesini sinirle sıvazladı.

"Bana zarar vereceğini düşünmüyorum." Başını bana çevirip gözlerini kıstı. "Sen sevdiğin birine zarar verir misin? Ya da eğer beni sevseydin bana zarar verir miydin?"

Sustu, gözlerinden sanki küçük bir parıltı geçmişti. Bu sorumu beklemiyor gibiydi. "Bilmiyorum," dedi sadece. "Bazen insan istemeden de zarar verebilir. Bunun farkında bile olmaya bilir."

Savaş'ın Yıldız'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin