Aşkımlar selamm bölümü anca yetiştirebildim. Okul açıldığı için çok boş vaktim olmuyor dersler çok yoğun geçiyor ama bir şekilde yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz bölümüüü. 24.bölüm olaylı geçecek bizim için artık son kırılma noktası olacakkkk haberiniz olsuuun. İnşallah aklımdaki güzel bir şekilde yazabiliriiim 🥺💞
♤♤♤♤♤
Karakoldaydık şu anda. Oğuz, komiserle konuşmak için gitmişti o yüzden Kutay ve ben beraber haber bekliyorduk. Bugün yaşananlara inanamıyordum. Abimin gelmesine sevinmeye vaktim bile olmamıştı.
Biz orada öylece durup haber beklerken içeriye giren Cihan Kaya'nın sesini duymuştuk. Bizi gören Cihan Kaya hızlıca yanımıza gelip sıkıca sarılmıştı ikimize de. Hareketlerinden ne kadar korkmuş olduğunu anlayabiliyordum. Bizden ayrıldıktan sonra hızlıca üstümüzü bakışlarıyla tarayıp bir hasar olup olmadığına bakmıştı hemen.
"İyi misiniz? Sizde bir hasar var mı? Nasıl oldu bu anlamıyorum? Gökalp kiminle kavga etti? Hem de okulda?"
Ard arda sıralanan sorular beni daha da germişti ve bu halimi fark eden Kutay benim yerime cevap vermişti.
"Oğuz abim komiserin yanında şu an. İstersen sen de geç yanına bilgi almak için."
Sanırım ilk tepkiyi benim yanımda vermesini istemediği için açıklamamıştı olanları. Cihan Kaya da daha fazla uzatmayarak iyi olduğumuza emin olduktan sonra ikimizin de alnına kısa bir öpücük kondurduktan sonra gitmişti.
Cihan Kaya'nın gelmesiyle içimdeki korku daha da katlanmıştı çünkü her şey daha da netleşmişti artık. O da aynı tepkiyi verir diye çok korkuyordum.
Yaşananların idrakıyla yere çökmüş, kendi kendime konuşmaya başlamıştım, başımı ellerimin arasına alarak.
"Öğrenince çok öfkelenecek. Abimle görüşmeme de izin vermeyecek asla."
Kutay da benim gibi yere çökerek yanıma oturmuştu. Bugün sabahın aksine aramız sakindi hatta abartacak olsam iyiydi bile diyebilirdim. Bana karşı olan bu ılımlı tavrı beni şaşırtmak bir yana tarif edemediğim bir güven aşılıyordu.
"Istemeyebilir görüşmeni ama sana kızacağını düşünmüyorum o yüzden canını sıkma. Gerisi de bir şekilde hallolur zaten."
"Gerisi diye bir şey yok Kutay. Ben aynı kavgaları yaşamak istemiyorum artık. Abimin suçu olmadığını herkes biliyor. Ben tekrar tekrar aynı şeyleri konuşmak istemiyorum."
Daha fazla yorum yapmadan başını duvara yaslayarak ileriye bakmaya başlamıştı. Bu hareketinden sonra ben de aynı şekilde başımı yaslamış ne yapmam gerektiğini düşünmeye başlamıştım.
Abim iyi miydi? Onu bile bilmiyordum. Çok kötü kavga etmişlerdi ve ikisi de zarar görmüştü. Şu an ne haldelerdi en ufak fikrim bile yoktu.
Anıl abimi birkaç kere tartışırken görmüştüm ama hiçbir zaman bu kadar ileriye giden bir kavgaya şahit olmamıştım o yüzden bugün beni ciddi anlamda sarsmıştı.
Oğuz onları durdurmaya çalışırken o da yaralanmıştı ve bu durum daha da canımı sıkıyordu çünkü onun hiçbir ilgisi yoktu olayla. Abimin gelişiyle ilgili ne düşünüyordu bilmiyordum ve içten içe tedirgindim çünkü daha önce abimle olan konuşmamız yüzünden aramız bozulur gibi olmuştu. Tekrar aynısı yaşansın istemiyordum.
Oğuz'u gördüğüm gibi konuşmak isteyecektim onunla. Ama ne zaman çıkarlardı komiserin odasından hiç bilmiyordum.
Çalan telefonumla düşüncelere dalan ikimizin de dikkati dağılmıştı. Telefonda gördüğüm 'Selma Kaya' yazısı derin bir şekilde nefeslenmemi sağlamıştı. Ona nasıl açıklayacaktım bu durumu? Haberi var mı onu bile bilmiyordum henüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahfuz/Ya'saklanan |Gerçek Ailem|
General FictionBu bir karıştırılma hikayesi değildi. Daha 2 haftalıkken koparmışlardı Azra'yı ailesinden. Ailesinden koparılmış, saklanmış, yasaklanmıştı... Yıllarca baba bildiği, en güvendiği ayırmıştı öz ailesinden Azra'yı. Bu Azra'nın öz ailesinin onu buluşunun...