6.Bölüm

1.1K 59 22
                                    

Gece babam benden valizimi hazırlamamı istediği için onunla uğraşmıştım fakat abimlerin öğrenmesini istemiyordu gittiğimizi. Sanki kaçıyor gibiydik. İçeriden nasıl çıkabildiğini sorduğumda da bir belge sunduklarını, Cihan Kaya'nın bahsettiği tarihte babamın orada olmadığını ispat edebildiklerini söylemişti babam, o yüzden çıkabilmiş içeriden. Bu durumu destekleyen herhangi başka bir kanıt olmadığı için babamı daha fazla orada tutamamışlar. Babamın söyledikleri, polislerin onu salmış olması, abimin gelip beni devletin yurdundan çıkartabilmiş olması... bunların hepsi Cihan Kaya'yı yalanlar nitelikteydi ama ben neden istemesem de ona inanıyordum?

Anıl Abim öfkeyle evden çıktığından beri bir daha gelmemişti, tahminime göre Alper Abimle beraberlerdi. Onların bu tavrı kafamı karıştıran başlıca sebeplerdi.

Babam zaten çok farklı davranıyordu son zamanlarda. Nereye gidecektik bilmiyordum ve hiç istemiyordum gitmek çünkü daha olanları bile sindirememiştim ki. Hem... Daha test sonuçlanmamıştı. Sonucunu görmek istiyordum. Benim bir tane babam vardı zaten ve bu kanıtlansın istiyordum ama gerçekler çok başkaydı bunu anlayabiliyor fakat kabullenemiyordum.

Cihan Kaya... Benim gittiğimi öğrendiğinde o ne yapmıştı? Üzülmüştü belki de. Neden düşünüyordum onu? Üzgün olması umrumda olmamalıydı.

Daha 1 hafta öncesine kadar en sevdiğim kişi babamdı hayatımda fakat bunu sorgular hale gelmiştim son zamanlarda, o yüzden ne hissedeceğimi şaşırmış durumdaydım.

Bu düşüncelerim böylece devam etti sabaha kadar ve ben biraz bile olsa uyuyamadım. Bir yanda test bir yanda gidecek olmak... Kafam allak bullak olmuştu. Ama her şey bugün netleşecekti hissedebiliyordum bunu.

Odamın kapısının yavaşça açılmasıyla gözlerimi kapattım hemen. Kimseyle konuşmak istemiyordum şu an. Adım sesleri yatağıma doğru geldi ve gelen kişi yatağıma oturup saçlarımı okşamaya başladı. Parfümünden Alper Abim olduğunu anlamıştım. O zaman Anıl abim de gelmiş olmalıydı eve. Saat kaç olmuştu? Sabaha karşı 3? 4? Bu kadar saat sakinleşememişti Anıl Abim demek ki.

Ama ne sormak ne de duymak istiyordum artık. İstediğim tek şey bunların hiçbiri yaşanmamış gibi hayatıma devam etmekti. Alper Abimin saçlarımı okşamasıyla iyice mayışmış 1-2 saatliğine uyuyabilmiştim sadece çünkü 5.30 gibi babam uyandırmış yola çıkmamız gerektiğini söyleyerek çıkmıştı odamdan. İçimdeki sıkıntıyla elimi yüzümü yıkadıktan sonra valizimi aldım ve sessizce aşağı indim babamın arkasından. Babam da kendi eşyalarını almış, hazırlanmış bir şekilde beni bekliyordu.

İçimdeki sıkıntı saatler ilerledikçe artıyor kendimi sakinleştiremiyordum artık. Babam eşyalarımızı arabaya koymaya gitmişti, şu an yalnızdım ve yapmak istediğim tek şey Anıl Abimi uyandırmak ve güvenli kolları arasına girmekti sadece.

Tam üst kata çıkmak üzereydim ki babam gelmişti. "Prensesim, hadi güzelim gidiyoruz."

"Baba, neden böyle kaçar gibi gidiyoruz ki? Abimlere haber vermeden gitmeyelim lütfen."

"Azra! Hadi dedim soru sorma." Babamın sert sesi canımı daha da sıkmıştı. Babam benimle asla böyle konuşmazdı ama son zamanlarda öyle birisi vardı ki karşımda hareketlerinin hiçbirine anlam veremiyordum.

Babam bozulan yüzümü fark etmiş olmalıydı ki ses tonunu ayarlayarak konuşmaya başlamıştı tekrardan benimle.

"Kızım, güzel kızım benim, bizim güvenliğimiz için yapıyorum ben her şeyi. İnanmıyor musun sen babana? Artık eskisi gibi güvenmiyor musun yoksa?"

"Baba olur mu öyle şey. Tabii ki de güveniyorum sana ama sadece son zamanlarda yaşananlar çok yordu beni ben ne düşüneceğimi bilemiyorum artık."

Mahfuz/Ya'saklanan |Gerçek Ailem|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin