Kaybetmiştim herkesi. Hayatımda güvenebileceğim kimse kalmamıştı. En güvendiklerim yalan söylemişti bana. Ailemi kaybetmiştim, yapayalnız kalmıştım artık. Bunca zamandır inkar ettiğim gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı bugün.
Ben bunca zamandır kendimi bir şekilde inandırmıştım abim konusunda. Her şeyi düşünebilirdim ama böyle bir şeyi düşünemezdim asla.
Babamı suçlamak bile benim için bu kadar zorken abimin de buna dahil oluşu yıkmıştı beni. Zaten hayatımın hiçbir döneminde bir anneye sahip değildim. Babam ve abilerim tarafından sevgiyle büyütülmüştüm hep ama her zaman bir sır var gibiydi aramızda...
Anıl Abim hep çok farklıydı. Annemin bana olan tavırlarına babam ve Alper Abim hiçbir şey söylemezken her zaman beni koruyan, bana destek olan kişi Anıl Abimdi. Eskiden anlamazdım neden bu duruma sessiz kaldıklarını ama artık kafamda bir çok şey oturuyordu.
Abim biliyordu gerçekten de... Benden saklamışlardı gerçekleri. Bunları düşündükçe boğuluyor gibi hissediyordum. Sanki küçük bir fanusa hapsedilmiştim yıllarca ve bunu daha yeni anlayabiliyordum.
Avukatlarla ilgili durumda yalan söylemek istemediğim için Anıl Abimin aramalarını açmamıştım günlerdir. Ben hayatımdaki insanlara karşı bu kadar hassasken onlar resmen benim hayatımı çalmışlardı.
Alper Abim 8 yaşındaydı ben doğduğumda. O da daha çocuktu bunu biliyordum ama peki ya sonrası? Sonra hiç mi düşünmemişti beni? Belki de Kaya Ailesiyle büyüseydim hiçbir zaman anne yokluğunu hissetmeyecektim.
İlk okula başladığım günü hatırlıyordum hâlâ. Çok ağlamıştım o gün. Unutmayacağım kadar ağlamıştım hem de... O gün herkesin annesi yanındayken benim annem hayatımın hiçbir döneminde yanımda olmamıştı. Babam vardı, abilerim vardı ama bir annem yoktu ve ben hep bunun eksikliğini hissetmiştim.
Bir annen vardı ama senin için yoktu. Bazen kendime derdim ki üzülme bazı insanlar sevmeyi bilmezler ama durum öyle değildi ki annem bilirdi sevmeyi. Abilerimi çok severdi. Onlara bir şey olsa canından can giderdi. Babamı da severdi hem de çok severdi. Peki o bunca gerçeği biliyorken babamı hâlâ sevebilmişti fakat hiçbir şeyden haberi olmayan beni neden sevememişti... annesiz bırakmışlardı beni.
Kaya Ailesi de parçalanmıştı... Kutay'ı görebiliyordum, annesi ve babasıyla iletişim kurmuyordu gerekli olmadıkça. Gökalp bugün yeteri kadar açık etmişti bana hislerini. O da erken büyümek zorunda kalmıştı. Anne, babalık yapmak zorunda kalmıştı küçük yaşında kardeşlerine. Oğuz aralarında en düzgün ilişki kurabildiğim kişiydi ama en anlayamadığım kişi oydu bence. Çok iyi saklıyordu duygularını.
Bu kısa sürede gözlemleri düşünmek için epey bir vaktim olmuştu kaldığım odada. Onlarla vakit geçirmemek için elimden gelen her şeyi yapmıştım, onlar benim yüzümden bunca şeyi yaşamışlarken...
Alper Abimin gerçekleri biliyor oluduğunu öğrendikten sonra bir şeyleri kavrayabilmiştim.
Babamı ve abimi bu kadar koruyor oluşumun ve onların bu yaptığını kabullenemiyor oluşumun başlıca sebebi belki de annesizliğimi bunca yıl doldurmaya çalışmış olmalarıydı.
Anıl Abim daha çok arkadaşım gibiydi. Hep çok uçarı birisiydi, bütün yaramazlıklarımızı beraber yapardık, hiç durmazdık küçükken fakat işler daha sonradan değişmişti çünkü annem öğrendiğinde sadece bana kızar beni azarlardı. Anıl Abim de bu durumu fark ettikten sonra arkadaşım gibi değil daha çok abim gibi davranmaya başlamıştı. Severdi abim eğlenmeyi, hatalar yapmayı ama benim yüzümden kendisini törpülemek zorunda kalmıştı. Annem sırf bana kızmasın diye yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahfuz/Ya'saklanan |Gerçek Ailem|
Ficción GeneralBu bir karıştırılma hikayesi değildi. Daha 2 haftalıkken koparmışlardı Azra'yı ailesinden. Ailesinden koparılmış, saklanmış, yasaklanmıştı... Yıllarca baba bildiği, en güvendiği ayırmıştı öz ailesinden Azra'yı. Bu Azra'nın öz ailesinin onu buluşunun...