İki tutsak bakış anlatıyordu aslında dile gelmeden bu aşkın büyüklüğünü. Nişan süresi uzun olacağından Cüneyd nikahlarını kıyıyordu Affan ve Maşita'nın.
_ amca rıza var mıdır?
_ hak razı olsun.
Cüneyd kağıdı uzattı Affan'a.
_ Affan efendi yaz bakalım mehir senedini.
_ ne talep edersiniz?
_ Maşita'ya kalsa senden çöp bile istemez onun yerine ben isteyeceğim. Yaz dublex, deprem sonrası bir ev. E gelinimizin boyu biraz kısa kalmış olsun benim boyumuda ekleriz onunkine yaz 3 metre zincir altın!
_ Cüneyd efendi sen dublex dedin ben triplex yazıyorum, 3 metre değil 5 metre, seti hasırı hepsi olsun.
_ fazla noksandır Affan efendi sen dediklerimi yaz kâfi.
_ peki başka?
_ Maşita'm eklemek istediğin birşey varsa çekinme söyle.
_ yok abi sağol herşeyi söyledin lakin...
_ lakin makin yok istersen Affan dünyaları serer zaten şüphem yok. Ama bu mehir sünneti seniyedir. Kızın hakkıdır. Usulünce istedim.
_ sen öyle diyorsan.
Nikah tamamına ermişken el öpme faslı başlamıştı. Cüneyd elini öptürmeden direk göğsüne yatırdı başına.
_ bak hâla vazgeçme imkanın var.
_ abi!
_ tamam tamam sustum prensesim
Başak Can'a bakarak konuştu.
_ o gün planda beni kaçırmak vardı ve zorla getirdiğim kızın kaderi o gün değişti be!
_ sıra bize geliyor şükür! Ulan onları biz tanıştırdık bizden önce evlendiler
_ ablam evine yerleşsinde kıyalım nikahı.
Öyle duygulu bir andı ki nemli gözler sımsıkı sarılmış kollar... Cüneyd'in kollarında Maşita, Affan'ın kollarında Nur, Can'ın kollarında Başak.
_ Affan sana gözümün nurunu veriyorum sakın beni kör bırakma ortada...
Titrek sesle mırıldandığı cümlenin ardından göğsünde duran Maşita'nın başına bir öpücük kondurdu.
_ şüphen olmasın Cüneyd efendi senin gözünün nuru benim kalbimin nurudur. Kör yaşanırda kalp olmadan yaşanmaz.
Ardından Affan'da göğsünde duran Nur'un başını öptü.
_ bende abiyim... Benimde canımdan değerli bir kardeşim var. Seni burada en çok ben anlarım.
Cüneyd daha bir sıktı kollarını.
_ Ne ara büyüdün eşek!
_ abi ayıp!
_sus bakayım mürvetini gördürene şükürler olsun.
Etrafı kaplayan duygu selini Sadi efendi bozmuştu.
_ yav damat bu baklavaları hangi usta yaptı vallahi ye ye doymuyor insan.
Yüzleri alan bir tebessümün ardından konuştu Affan.
_ bizim Sadri usta fıstıklar memeleketten geliyor ha!
_ damağıma yapıştı.
_ amca dokunmasın bu yaştan sonra?
Sadi bozulmuşçasına tabağı indirdi yere.