~10~

116 16 6
                                    

Kapıdan içeri girdiğimde tüylerim diken diken oldu. Güneş, kapının ötesine de gerisine de aynı sıcaklığını yaymasına rağmen; kapının ötesi daha bir soğuktu. İnsanın ruhuna işleyen bir soğukluktu bu. Yaprağı kımıldamayan yeşil ağaçlar ve mermerler.

Her adımımda ona daha da yaklaşıyordum. Yaklaştıkça üşüyordum. Hava o kadar sıcaktı ki, üşüyordum. Bir adım daha attım. Oradaydı işte, tam karşımda. Var gücümü toplayıp birkaç adım daha attım. Artık yanındaydım. 

Onu incitmekten korkarcasına yavaşça eğilip toprağına dokundum, avucuma aldım. Sıcak bir serinliği vardı, onun gibi... 

"Ben geldim" dedim.

"Seni çok özledim, ben geldim."

Yavaşça mermerinin ucuna, karşısına oturdum. Bu mermer yığını acıtmıyor muydu canını? Neden yaptırmışlardı ki bunları? 

"Şşt, ağlama" diye uyardım onu, yanaklarım ıslanırken. 

"Neden uyanıp her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu söylemiyorsun?" 

Derin bir nefes alırken gözyaşlarım durmak bilmiyordu.

"Keşke sana o gün o teklifi yapmasaydım. Evet sanırım senin dediğin gibi ben suçluyum. Seni öldüren benim. Katilinin, mezarına gelip ağlaması nasıl bir duygu?" 

Yutkundum.

"Ben seni çok özlüyorum, ne yapacağız?"

"Bu gidiş fazla erken olmadı mı Korhan? Daha sana söyleyeceğim çok şey vardı, neden gittin?"

"Sana aşık olduğumu itiraf etmemi neden beklemedin?" 

"Ben seni kendimden bile kıskanırken şimdi topraklar kucaklıyor seni. Neden Korhan? Neden bırakıp gittin beni?"  

Duraksadım. 

"Ben artık sensiz yapamıyorum Korhan. Yetmedi mi? Gel artık. Sana sarılmayı özledim, lütfen gel." 

Usulca toprağının kenarına yatıp sağ kolumu yavaşça üzerine koydum. 

"Ben senin o güzel yüzünü görüp tenine dokunmak istiyorum Korhan, toprağına değil!"

En sevmediği şekilde, hıçkırarak ağlıyordum şimdi. Başım zonkluyordu, sanki beynim patlayacakmış gibi hissediyordum. Nefesimi kontrol edemediğimi farkedince sakince doğruldum. 

Çantama baktım. Yanımda Korhan'ın çok sevdiği bir fularım vardı. Çantamdan alıp düzelterek kırmızı fuları onun yanına koydum. 

Beynim milyonlarca kelime ile doluydu fakat hiçbirini yan yana getirip anlamlı cümleler kuramıyordum. Gitsem iyi olacaktı. Fakat Korhan üzülmez miydi gidişime?

Yavaşça toprağına eğilip kulağına bir şey söylermiş gibi fısıldadım.

"Gitmeliyim. Beni affet, seni seviyorum" 

Senin Problemin Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin