Gözlerime inanamıyordum! Bu çocuğun burada işi neydi?! Ne yapmaya çalışıyordu?!
Çağın'a elimi uzatmamıştım. Selam dahi vermeden ölümcül bakışlar atıyordum. Bu ne pişkinlikti? Onca yaptığı şeyden sonra bir de utanmadan gelip benimle aynı kafede çalışmak ha! Kafayı yemişti herhalde.
Bakışlarımı gören Çağın konuşma zorunluluğu hissetmiş olsa gerek, "İlk tanışmamız biraz tatsız olmuştu. Onu başa almak istiyorum" deyip şaşırılacak derecede doğal bir şekilde gülümsedi. "Ben Çağın" diyerek elini sıkmam için gözleriyle elini işaret etti. Umrumda değildi. O el sabaha kadar o şekilde beklese yine de sıkmayacaktım.
Onun aksine "Derdin ne?" diye tısladım. Gözlerini kocaman açarak "Ne derdi? Ben burda çalışmaya başladım ve iş arkadaşımla tanışmak istememde sıradışı olan ne var?" dedi. "Ayrıca dediğim gibi, tatsız olan tanışma faslını falan unutup yeni bir başlangıç yapmak istedim." diye tamamladı. Yanından geçip içeri girerken "Ilgaz seni burda görmesin" diye fısıldadım.
Öğlene kadar geçen zaman diliminde yeni çalışmaya başladığı için (!) bana onlarca soru sordu. Bundan rahatsız olduğumu açıkça belirtsem de kimisine laf anlatılmıyordu işte. Akşam olmasını iple çekerken öğleni getirebilmiştim.
Personellere özel kısımda televizyon karşısında dürümümü yerken odaya o gerizekalının girmesi tüm keyfimi kaçırmıştı. Pişkin pişkin hiçbir şey yokmuş gibi gelip oturduğum koltuğun kenarına yerleşti ve televizyon izlemeye koyuldu. Ciddi anlamda sinirimi bozuyordu.
Dayanamayıp "Neden burda çalışmaya başladın?" diye sordum. Sanki sorumu beklermiş gibi anında "Çünkü paraya ihtiyacım var" cevabını verdi. "Başka çalışacak hiç mi yer bulamadın ya?" diye çemkirdim. "En uygunu burasıydı" diye yanıtlayınca bıkkın bir oflamayla önüme döndüm.
Bir süre öyle kaldıktan sonra sessizliği bozan o oldu. "Bana kin besliyorsun eyvallah da bana el kaldırana ben de kaldırırım kusura bakma." diye sert bir sesle konuştu. Sadece "İğrençsin" demekle yetindim. "Sevgilin bana o yumruğu geçirmeseydi tatsız olaylar doğmayacaktı." dedi. Umursamaz bir şekilde "Kuzenim" diye düzelttim.
"Sevgilin veya kuzenin. O piç her kimse artık."
Ne diyordu bu Allahım? Sinirlerimi zorlamak için mi geldi buraya? "Ağzını topla" dedim tıslayarak. Hiç umrunda değilmiş gibi koltuğa daha da yayıldı. Takmayan bir ses tonuyla "Olan oldu biten bitti, önümüze bakacağız artık" diye cevap verdi.
Ilgaz'ın gelmemesi için dua ederken tam da tahmin ettiğim gibi kapıdan girmişti, Zeynep yanındaydı. Gülüşerek içeri girdiler. Bense endişeyle tetikte bekliyordum. Çağın'ı gören o gülen gözlerin yerini alevler almış gibi görünüyordu.
Kendini sakinleştirmeye çalışan bir ses tonuyla "Ne işin var burda senin?" diye sesini yükseltti. Ilgaz'ın aksine bir o kadar sakin cevap veren Çağın "Çalışıyorum" dedi. Ilgaz da benim sorduğum soruyu daha sert bir dille sorup "Başka çalışacak yer mi bulamadım ulan" diyerek üzerine yürümeye başlayınca kaslı göğsüne ellerimi dayayıp ona engel olmaya çalıştım.
"Ilgazcım bi dinler misin bak" deyip yalvarırcasına gözlerine bakıyordum, sorun çıkmasını istemiyordum. Aradan çekil, dercesine gözleriyle kenarıyı işaret etti. "Olmaz bak bi dinle" deyip lafımı bölmesine izin vermeden hızlıca devam ettim. "Çağın tanışma anımızın tatsız olduğunun farkında ve pişmanlığını dile getirdi" Hah! Defne, kızım ne pişmanlığı? Adam pişkin pişkin bir şey olmamış gibi davranıyor!
Ilgaz'ı sakinleştirmek için küçük yalanlar söylemek zorundaydım. "Aramızda geçen tatsız durumu telafi etmek istiyormuş. Ona bir şans verebiliriz" diyerek umutla gözlerine baktım. Ilgaz'ın beni kırabileceğini sanmıyordum. Tam da tahmin ettiğim gibi birazcık da olsa yumuşayıp kulağıma eğilerek "Senin için. Yoksa bir saniye durmam yüzünü dağıtırdım" diye fısıldadı.
Kafası biraz da olsa dağılsın diye konuyu değiştirmeye çalışıyordum. "Soğuk bi limonata mı içsek" diye yüzlerine baktım. Cevap beklemeden hızla dolabın kapağını açıp 4 tane limonata çıkardım. Hızla ellerine tutuştururken Çağın Beyin kafasına fırlatırcasına uzattım.
Ben bu gerizekalıya nasıl dayanacaktım!
Herkese merhabalar canlarım! Küçük bir açıklamada bulunmak istiyorum. Diğer bölümlere nazaran biraz daha geç yayınladım bölümü, farkındayım. Ama malumunuz, bayram haftasındayız ve elimden geldiğince hızlı yayınlamaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi yoruma bırakmanızı ve votelemenizi rica edeceğim :) Çağın'dan onca söz ettim ve hiç fotoğrafını yayınlamamıştım. Multi'de Çağın var. Karakter hakkında düşünceleriniz neler merak ediyorum. Herkesin bayramını kutluyorum. Kendinize iyi bakın. Sizleri seviyorum ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Problemin Ne?
Teen Fiction"Senin yüzünden" diyordu. "Her şey senin yüzünden" "Olanların suçlusu sensin" "Senin yüzünden!" #9 Temmuz 2015#