Beliz Altınay'dan
Duru uykudan yeni uyandığını belli eden sesiyle "Alo." dedi.
Bir anda bombayı patlatıp "Erasmus'a kabul edildim !" dedim.
Telefonun ucundan dan diye bir ses geldi. Sanırım yataktan düşmüştü. "Beliz sen ne dediğinin farkındasın değil mi ?" diye bağırınca telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Aksi takdirde kulak zarım patlayabilirdi.
"Ciddi ciddi gidiyorsun yani."
"Evet." dedim. "Gidiyorum."
"Peki hangi üniversite ? Of Beliz mutluluktan ağlamak üzereyim."
"Münih Teknik Üniversitesi'ne kabul edildim." deyince çığlık attı. Orayı ne kadar çok istediğimi bilen tek kişiydi. Annemin mutfaktan gelen sesini duyunca "Ben seni sonra arayacağım detaylıca konuşuruz tamam mı ?" dedim ve vedalaşıp telefonu kapattım.
Mutfağa gittiğimde annem elime bıçağı verip "Haydi bakalım patatesleri sevdiğin gibi incecik incecik kes." dedi. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Normalde hemencecik pişip kuruyorlar diye patatesleri öyle doğramama izin vermezdi.
Almanya nelere kadirdi.
Ben patatesleri soyarken menemen yapan annem "Gitmeden önce babanı da bir gör kızım." dedi.
"Anne, adam doğuda ve görevde farkında mısın ?"
"Kocamın nerede olduğunu tabii ki senden daha iyi biliyorum Beliz."
Babam bir yarbaydı ve askerlerine her şeyden çok bağlıydı. Defalarca kez buraya tayinini almasını istesek de batıda yapılan askerliği askerlikten saymıyor, dağda değilsem hayatta olmamın ne anlamı var diyordu.
Annemle babam birlikteydi ama bir o kadar da ayrılardı. Babam hep bizden uzaktaydı. Aslında dünyanın en iyi babasıydı ama vatan aşkı evlat aşkının bile önüne geçiyordu. Bir keresinde küçükken ona "Baba, neden beni de bu ülke kadar sevmiyorsun ? Ben senin kızın değil miyim ?" diye sormuştum. O da bana "Benim güzel kızım, ben ve benim gibiler bu memleketi her şeyin önüne koymasa sen ve daha milyonlarca çocuk nasıl güvenle oynayacak, büyüyecek bu topraklarda ?" demişti.
Yokluğu bazen kalbimi sızlatsa da onunla hep gurur duymuştum. "Benim babam bir kahraman !" demiştim herkese. Onun izinden gidip bir savaş pilotu olmayı çok istemiştim.
Hayatım boyunca sadece Hava Harp Okulu'nu istemiştim. Başka hiçbir bölüm olmamıştı gözümde. Aslında ilk üniversite sınavına girdiğim sene kazanmıştım da. Ama sonra sağlık kontrollerimde sorun çıktı. Hastaneden Milli Savunma Üniversitesi'nde öğrenci olamaz kağıdını aldığım gün hayatımın en berbat günü oldu.
Tüm ailemiz bir araya gelip beni sakinleştirmeye çalışsa da tüm gün hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Uzun bir süre toparlayamadım. Bu yüzden de tercih yapmayıp mezuna kaldım. Mezun senemde ise Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nde pilotaj bölümünü yüzde yüz burslu kazandım.
Bu sene son sınıfa başlayacağım. Ve hala inanamasam da son sınıfı Almanya'da okuyacağım.
Ben patatesleri doğrayıp kızartırken annem de menemeni halletmiş ve kahvaltılıkları masaya yerleştirmişti. Annem bir kadın doğum doktoruydu. Tahmin edilebileceği üzere annem doğu görevindeyken tanışmışlardı babamla.
Mutfaktaki masaya geçip oturdum.
"Ne zaman gideceksin Almanya'ya ?" dedi annem.
"Bir hafta sonra sanırım." dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/373075530-288-k812862.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BİLET +18
ChickLitAlmanya'da Erasmus'a kabul edilen pilotaj öğrencisi Beliz Altınay daha ilk gününden başını belaya sokar. Karakolda kendisine yardımcı olan Albert Luke Henderson'u bir türlü aklından çıkartamayan Beliz, onun yeni arkadaşı William Henderson'un abisi o...