"Ve aşk..
Her daim S/onsuz..!""Evet arkadaşlar. Çözümü anlamayanlar için bir daha anlatıyorum. X ile y' nin toplamı bize zaten verilmiş. Biz de z yi karşıya atarak-"
"Melek sen bişey anlıyor musun hocanın anlattıklarından?"
"Anlıyorum makbuş."
"Zeki köpek seni bak nasılda anlıyormuş. Yerim seni kimin arkadaşı " makbuş un bu tarz konuşması beni matematik dersinde bile güldürüyor ya. Bi sözel öğrencisi olarak matematik anlıyor musun sorusu ne kadar mantıksız olsa da benim ki fena değildi. Ama şuan dersi dinlemiyordum. Uyuyordum sıra da. Kahraman'i unutmaya çalışıyorum. Matematik düşüneceğim en son şey sanırım.
"Seni telefonuma dişi köpek değil de zeki köpek diye kaydet cem "
" Makbuş sen beni disi köpek diye mi kaydettin.? "ön sırada oturan herkesin bana baktığını görünce biraz sesli düşündüğümü fark ettim. Makbule de fark etmiş olacak ki ağzımı kapattı.
" Ne bağırıyor sun mal. Hoca duyacak. " dediğin de ağzıma gizli fermuar gibi yapıp sustum.
" Sensin mal. Neden dişi köpek diye kaydediyor sun beni salak mısın sen kızım. Ruh hastası misin ailevi sıkıntın mi var. Gece içkiyi çok mu kaçırdın yoksa? "
" Aslında emin değilim yani. Fadime yi de dişi teke diye kaydettim. Bazen hangisi kim diye karıştırıyorum ama ufak sorunlar bunlar"
"Siz ikiniz konuşmayın artık. Ders ile ilgilenin. Atarım dışarı" pezevenk adam ya herkes konuşuyor gözü bizi görüyo.
"Tamam hocam" makbuş ile beraber hocaya onay verdikten sonra sıranın altındaki telefona baktığım da saatin 10:30 olduğunu gördüm. Senenin başından beri zilin kaçta çaldığını bi türlü öğrenme zahmetine giremedim.
"Makbuş kaç dakika var?"
"Çalınca görürsün." bak bak picimsi gülümsemeye bak.
"İyi ben yatıyorum çalınca uyandır."*******************
4. Derse girmek üzereydik. Müdürün kızı bizim sınıfa gelmis bağırıp duruyordu. Şu kıza oldum olası uyuz oluyorum ama babası müdür olduğu için ses çıkaramıyorum malesef. En sonunda sesine dayanamayıp dışarı çıktım. Lavaboda elimi yüzümü yıkarken yanıma geldi. Yanında kanki si ile birlikte. Üzerime doğru yürüdü. Seslenme den dışarı çıkacaktım ki kolum da elini hissetmem ile dönmem bir oldu.
"Adam gibi dur kızım kötü olur yoksa attırırım seni bu okuldan ahahah"
"Siktir git bi kızım. Seninle uğraşacak halim yok. Hadi canim başka kapıya"
"Kanka duydun mu benimle uğraşmak istemiyormuş. Ay nolur uğraş yani lütfen ölürüm bak"
"Olur öyle şeyler çok seapmamak lazım" ben keyifle gülerken kız ağlayarak dışarıya çıktı. Hayır anlamıyorum ne dedim ki bu kadar zoruna gitti. Özel gününde herhalde.
Derse girdiğim de hoca çoktan derse girmişti. Özür dileyerek yerime oturdum. Çok geçmeden kapı çaldı ve nöbetçi elinde elinde bi kağıt benim adımı okudu. Nöbetçi öğrenci ile giderken kim çağırdı diye sordum. "Müdür çağırdı kızı falan vardı ağlıyordu" diyince sinirle elimi sıkıp hasiktir dedim sessizce. Bi de bununla uğraşacaktim. Hayır kıza bişey de yapmadım ki. Müdürün kapısına geldiğimde derin bi nefes alıp kapıyı çaldım. "Gel" dedikten sonra içeri girdim. İçeri de biyolojik babam, müdürün kızı, bi de onun arkadaşı vardı. İçeri girdiğinde biyolojik babam " en kısa zamanda kaydını aldırırım hatta bugün" dedi. "Hayır gitmek istemediğimi daha önce de söylemiştim" dediğim de müdür bağırarak "okul da olay çıkaran öğrenci istemiyorum. Hele ki kızıma el kaldıran birini asla istemiyorum. Derhal okulumu terket."
Ve geçmişten kalan tek şey okulum du. Onu da elimden aldılar. Sanırsam gerçekten "Melek Yalçın" oluyorum. Kimlikte yazdığı gibi..
Ağlayarak odadan çıktım. Öğle arasına girmiştik. Çantamı toparlayıp gitmek istiyordum. Artık burada daha fazla durmak bana acı çektirmekten başka hiçbir işe yaramıyordu...Bolum kısa oldu ama affedin çalışıyorum en kısa zamanda uzun yazacağım :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Yalanı
RomanceHerşey o geceden sonra şekil almaya başladı. Bi terslik olduğunu hissediyordu ama bu kadarını o bile tahmin edememişti. Melek.. 17 yaşında bi kızdı. Yaşından çok büyük acılar yaşamıştı. Hep ablasının hatasının bedelini o ödüyor du ve ödeyecekti...