Eveeett! Herkese merhaba arkadaşlar! Günler geçti ve ben yine buradayım. Stok yaptığım bölümler azalınca, bölümlerin gelmesinde uzun sürüyor maalesef. Normalde her iki gün de bir atardım.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, sağlığınız yerindedir, çünkü uzun bir bölümle geldim. Tam tamına 6.350 kelimelik bir bölüm oldu.
Umarım beğenirsiniz, takip etmeyi unutmayın.
Instagram hesabım : lorensilorensi_0
BARUT KOKUSU kitabıma bölüm atacağım. O kitabın gidişatı ve olayları da belli aklımda. Okursanız, oy verirseniz çok memnun olurum.
...Lorensi size keyifli okumalar diler...
Bölüm Otuz Üç - Acı Ve Tatlı
Yazar
Ayşe hanım sabah erkenden yatağından kalkar kalkmaz, mutfağa kahvaltı hazırlamak adına girmişti. Mutluydu çünkü anneanne olmanın heyecanı vardı içinde. Kızı İkra gelmişti dün, bugün ise Sedef gelecekti. Bir anne evlatlarını bir arada, yanında görmekten başka ne isteyebilirdi ki?
Evlat bambaşkaydı. Anneler bazen kızar, azarlar hatta terlikle vururlar ama her zaman evlatlarını canından bile çok severlerdi. Ayşe hanımda öyleydi işte. Bugüne dek hiç bir çocuğuna bir kez bile vurmamış olsa bile, evlatlarının hata yapmaması için baya kızardı. Böylelikle hepsini terbiyeli ve merhametli yetiştirmişti.
Kahvaltı hazırlamaya başlarken, misafir odasının yanmayan peteğine kuruması için asmış olduğu mutfak önlüğünü almaya gitmek için misafir odasına ilerledi. İkra ve damadının uyuyor olduğunu bildiği için, sessizce kapıyı araladı, aynı koltukta beraber birbirine sarılı bir şekilde yatan ikiliye bakıp, şaşkınlıkla dudaklarını araladı. Tülbentini iyice başına bağlayıp, kızına sızlayan gözleriyle baktı. Onun mutluluğuna şahit oluyordu ve bu bir anne olarak onu fazlasıyla mutlu ediyordu.
Ömer Asaf kollarını arkadan İkra'nın beline dolamış, burnunu saçlarının içine gömmüştü. İkra ise elleriyle Ömer Asaf'ın kollarını sarmış, iyice göğsüne yaslamıştı sırtını. İkili sessiz sessiz uyumaya devam ederken, Ayşe hanım ilerledi, üzerlerinden düşmüş pikeyi alıp, yavaşça üstlerine örttü, önlüğü alıp, odadan son kez kızına bakıp çıktı ve kapıyı yavaşça kapadı.
Bir anne, sadece evladının mutlu olmasını ister. Acı cekmesini ve yahut üzülmesini değil. İkra'nın mutlu olduğunu herkes görüyordu. Yanında Ömer Asaf varken ne kadar mutlu olduğunu herkes fark ediyordu. Herkes onun bu kadar mutlu olacağını düşünmüyordu bile. Çünkü evlilikten hep kaçan biriydi İkra. Hep kaçtı, durmadan istemiyorum deyip durdu. Meğer kendine iyi gelen birini bulup, onunla yeni bir yuvaya adım atmak demekmiş evlilik. Birbirine sırlarını paylaşan, yeri geldimi kavga edip, yeri geldimi birbiriyle gülen iki insanın yaşadığıymış evlilik.
Menemen yapmak için ocağa tavayla yağ aldı, soğanları ve biberleri doğradı. Kızgın yağa atıp, menemeni yapmaya başlarken, kapı ağzından mutfağa giren ve esneyerek kendisine bakan Eda'ya döndü Ayşe hanımın bakışları.
“Günaydın anne.”
“Oy! Günaydın güzel gelinim.”
"Yarım edeyim" diyerek kayınvalidesinin yanına yaklaştı, ikisi el birliğiyle kahvaltı hazırlamaya başladı.
“İkra kalkmadı mı?” diye sordu salatalık ve domates doğramaya koyulmuşken.
“Yok kızım. Valla ikiside uyuyordu. Hem inanır mısın, bir yatağı boşuna açmışım” deyince Ayşe hanım, Eda kaşlarını çatarak annesine baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/372316476-288-k106634.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN İZİ (Temmuz'da Yeniden Yayınlanacak)
ActionTerörler tarafından kaçırılan genç doktor, kendini hiç beklemediği bir anda mermilerin içinde bulur. Terör örgütü liderinin yaralanması ve göğsüne saplı kurşunu çıkartmaları için kaçırılan doktor, ve doktorun orada olduğunu bilmedikleri için operas...