Kerem Aktürkoğlu Part 3

212 7 2
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️🤍

Kerem' in ne söylediğini idarak etmeye çalışırken, Tuğçe' nin bi anda Kerem' in elini kolumun üstünden atmasıyla kendime gelmiştim.

Tuğçe yüzüme anlamlı bir şekilde bakarak

Tuğçe: Gerek var mı?

Ne yapacağımı bilmez haldeydim, ama içimden bir ses Kerem' i dinlemekten zarar gelmeyeceğini, fazla abartmaya gerek olmadığını söylüyordu.

Tuğçe' ye başımı onaylar şekilde sallayıp sorun olmayacağını belirtmiş, Kerem'e dönmüştüm;

Yn: Tâbi, seni dinliyorum Kerem.
Kerem: Yanlız konuşsak daha iyi olur.
Yn: Peki.

Kerem galanın yapılacağı yerin balkonuna doğru yürüyor, bense birkaç adımla arkasından onu takip ediyordum.

Balkona vardığımızda korkuluklara dayanarak beraberce bir müddet güneşin batışını seyretmiş, daha sonra Kerem' in bana doğru dönmesiyle benim de ona bakmam bir olmuştu;

Kerem: O çocukla gerçekten ciddi düşünüyor musun?

Kerem' in sorusuyla afallamış ve ağzımdan oldukça saçma bir kelime çıkmasına sebep olmuştum.

Yn: Hangi çocuk?
Kerem: Hani şu arabada bahsettiğin, eli yüzü düzgün, Atatürk hastanesinde doktor olan, 3-4 defa görüştüğün çocuk.

Keremin bunları tek tek hafızasında tutmuş olması beni epey şaşırtmış olsada bozuntuya vermeden konuşmaya devam etmiştim.

Yn: Bilmem, yani iyi biri neden olmasın, hem sen neden soruyorsun ki?

Kerem bir süre yüzümü incelemiş, sanki hafızasına kazımaya çalışıyormuş gibi, çok sevdiği fakat bir daha göremeyeceği birine bakıyormuş gibiydi.

Gözlerinde aynı anda birçok duyguyu barındırıyor, fakat bu duyguların hepsi de eninde sonunda aynı kapıya çıkıyordu.

Bir anda gözlerim dolmuş ve kelimeler ağzımdan kendi kendine dökülmeye başlamıştı;

Yn: Gerçekten böyle olmak zorunda mıydı?
Kerem: Özür dilerim, biliyorum belki zamanı geriye alamayız, bazı şeyleri telafi edemeyiz, ama şimdiyi değiştirebiliriz, bir şeyleri rayına sokabiliriz, sadece ikimizinde istemesi lazım.

Kerem' in son sözlerinde sesi titremiş, benimse dolu gözlerim boşalmaya başlamıştı, tam bu sırada Keremin beni kendine çekip sarılması ve saçlarıma buseler kondurması bir olmuştu.

Bense kollarımı Kerem' e sıkıca sarmış ve sanki tekrar gitmesini engellemeye çalışıyormuş gibiydim.

Kerem: Seni çok seviyorum.

Kerem' in sözleri üzerine konuşmak, bende seni çok seviyorum demek istedim, fakat kelimeler cam kırıkları gibi ağzıma dolanıyordu.

Kerem beni kendinden uzaklaştırmış ve tekrar gözlerimin içine bakmaya başlamıştı, gözleri sanki "bana bir cevap ver" der gibi bakıyordu.

Kerem: Bir şey söylemeyecek misin?

Artık konuşmam gerektiğini fark ettiğimde Ağzımdan şu kelimeler döküldü;

Yn: Ya çoktan geç kaldıysak.

Bunların üstüne Kerem gözlerimden dökülen yaşları silmiş ve beni kendine çekip tekrar sıkıca sarılmıştı.

Kerem: Geç kalmak için henüz çok erken sevgilim, bizim hikayemiz daha yeni başlıyor.
Yn: Seni seviyorum.

Her şeyin bir vakti olsaydı geç kalmışlığın acısı hiç geçmezdi.

İstek futbolcu varsa yorumlara yazabilirsiniz 💮

İstek futbolcu varsa yorumlara yazabilirsiniz 💮

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Futboll Players | One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin