16.Bölüm 'Çığ Gibi Büyüyen Arzular'

1.5K 129 151
                                    

***

Merhabalar 🌹

Bir önceki bölüm yarıda kalmıştık. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bölümün +18 unsurlar içerdiğini en baştan söylüyorum. İlgili okurlarımın dikkatine...

Oy oranlarındaki tezatlık yüzünden hevesim kırılıyor canlarım. Oy verip kısa sürede kavuşmamızı sağlayın lütfen 🖤

Bu arada hikayemiz için bir kapak yaptım. Sizce en uygun olan hangisi?

Yoksa güncel olan kapağımız mı daha uygun?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yoksa güncel olan kapağımız mı daha uygun?

Yoksa güncel olan kapağımız mı daha uygun?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar...

***

İlkel çağın tüm esintilerini barındıran mekanın ortasında, sarı ışıklarla bezenen karşımdaki adam üstündekileri büyük bir özveriyle çıkarmaya devam ediyor. Tulumu kalçasından aşağıya indirirken ekseriyetle gözlerime bakmayı da es geçmedi. Hareketsiz kaldığımı gördüğü ilk an "Soyun Hafsa," diyerek emrini tekrar etti.

Havanın kararmasıyla kulübenin içerisi şömineden gelen sarı ışıkla bezendi. İki üç köşeye yerleştirilen sarı gaz lambalarının yandığını da yeni fark ettim. Bir tanesi ışığını savururken Cengiz'in tam arkasına denk geldi. Arkasından onu besleyen sarı ışık sayesinde tişörtüyle bile oldukça cezbedici gözüktüğünü fark etmemişti. Aklı tamamen benim giyinik olmamdaymış gibi davranan Cengiz, ayaklarına takılan tulumu kenara atıp hızla üzerime doğru ilerlemeye başladı.

Geri çekilmek istemedim. Ayaklarım iznim olmadan geriye gittiğinde Cengiz daha çok alevlendi. Hareketlerine kattığı ivedilik adeta gözlerinden okunuyordu. Bal rengi gözleri kararmanın eşiğinde sallanıyordu.

"Daha fazla sabrım kalmadı!"

Yanıma yaklaşmak üzereyken elimi uzatıp onu durdurdum. Yüzüme yayılan gülümsemeyi gördüğü an duraksadı.

"Tamam. Ben yapacağım," dedim kararlı sesimle. En az onun kadar arzuluyken işi şansa bırakamazdım. Cengiz'in yüksek tansiyonu bana da bulaşmıştı. Ortamın hayal ettiğimden farklı olması zerre umurumda değildi. Tulumun fermuarını indirirken Cengiz'in gözleri bir an olsun üzerimden ayrılmadı. Elini ayağını nereye koyacağını bilemeden karşımda durup beni izlemesi kadınlığımı okşadıkça okşadı. Tulumu önce kalçalarıma daha sonra ayaklarıma doğru ittiğimde karşısında dar gri termal içlik ve taytımla kaldım. Bana nazaran tayt giymemiş olan Cengiz, sıkı iç çamaşırıyla karşımda dururken erkekliğine gözümün kaymaması imkansızdı.

İçten İçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin