Efsun ile oduncu, nehrin kıyısındaki tahta kayığa doğru yaklaştılar. Oduncunun dikkatini çeken, nehrin suyunun siyah renkte olmasıydı.
Oduncu, Efsun'a sordu: "Efsun, bu su niye bu kadar siyah?"
Efsun: "Gevezelemeyi bırak. Kayığa binelim."
Önce Efsun bindi, ardından da oduncu. Oduncu küreklere asıldı. Efsun, oduncuya sordu: "Çok heyecanlıyım."
Oduncu: "Neden?"
Efsun: "Rüyamda babamın dağda olduğunu görmüştüm. Şimdi de nehri geçtikten sonra dağlara ulaşacağız. O yüzden çok heyecanlıyım."
Oduncu: "Dur bakalım. Dağın başına çıkmak o kadar da kolay değil. Hem gördüğün sadece bir rüyaydı. Baban dağın başında olmaya da bilir."
Efsun: "Benim gördüğüm rüyalar genellikle gerçek çıkıyor. Sen merak etme."
Oduncu: "Neyini merak edeceğim? Merak falan etmiyorum."
Kayıkla biraz ilerledikten sonra, kayık suyla dolmaya başladı. Oduncu ayağı ıslanınca hemen kayığın altına baktı ve kayığın altında bir delik olduğunu gördü.
Oduncu bağırdı: "Lanet olsun! Kayığın altında delik var. Kayık suyla doluyor!"
Efsun: "O zaman çabuk kürekleri sallamalıyız! Çabuk ol!"
Oduncu, elinden geldiğince kürekleri hızla çeviriyordu, ama kayığın içindeki su taştı ve kayık devrildi. Oduncu ve Efsun nehrin içine daldılar.
Efsun, suyun altına girdiği an ten rengi simsiyah bir renk aldı ve saçları döküldü. Efsun, kollarıyla çırpınarak bağırdı: "Yardım et! Oduncu, yardım et!"
Oduncu yüzerek Efsun'a yaklaştı. Kollarıyla onu tuttu ve karşı tarafa doğru yüzmeye başladı.
Efsun gözlerini açtı ve dedi: "Oduncu, su çok soğuk. Üşüyorum. Karşı taraf çok uzak. Ulaşabilecek miyiz?"
Oduncu, Efsun'un sorusunu cevapladı: "Merak etme. Ulaşacağız. Az kaldı. Sabret biraz."
Oduncu, Efsun ile karşı tarafa ulaştı. Efsun karaya çıktığı an öksürmeye başladı; her öksürdüğünde ağzındaki dişler yere dökülüyordu. Efsun, ellerine baktı ve ellerinin simsiyah olduğunu fark etti. Sonra kafasına dokundu ve saçının olmadığını hissetti.
Oduncuya baktı ve bağırarak dedi: "Oduncu, bana ne oldu?!"
Oduncu: "Galiba nehrin suyu sihirliydi."
Efsun, oduncuya bağırmaya başladı: "Çirkin mi görünüyorum ben?!"
Oduncu: "Hayır! Ne alaka?"
Efsun: "Görmüyor musun? Her tarafım simsiyah. Saçlarım da döküldü! Benden nefret ediyorsun, değil mi?"
Oduncu: "Hayır! Çirkin falan değilsin ve senden nefret etmiyorum."
Efsun dizlerinin üstüne düştü, ellerini yere koydu ve yere baktı. Oduncu, Efsun'un karşısına geldi ve o da çömeldi. Elini Efsun'un omzuna koydu ve dedi: "Kalk ayağa. Aileni bulacağız, unuttun mu?"
Efsun: "Doğru, ailemi bulacaktık."
♪(๑ᴖ◡ᴖ๑)♪
Oduncu okumaya başladı:
Ben (D4) se (E4) ni (F4) sev (G4) dim (A4)
Sen (A4) be (G4) ni (F4) sev (E4) din (D4)
Ba (D4) na (E4) ya (F4) lan (G4) söy (A4)
le (A#4) me (A4)
Kü (A4) çük (G4) u (F4) cu (E4) be (D4)Ben (A4) hep (G4) çir (F4) kin (E4) bi (D4)
riy (E4) dim (F4)
A (G4) ma (A4) bu (G4) nu (F4) gör (G4)
me (F4) din (E4)
Be (G4) ni (F4) gö (E4) zün (D4) le (C#4)
de (D4) ğil (E4)
Kal (F4) bin (G4) le (F4) sev (E4) din (F4),
bü (E4) cür (D4)Göz (A4) le (D4) rin (A4) bir (D4) mü (A4)
cev (D4) her (A4)
Bur (G4) nun (A4) fın (G4) dık (F4) lı (G4)
ce (F4) viz (E4)
Sen (G4) çok (A4) gü (G4) zel (A4) bir (G4)
kız (A4) sın (G4)
Dün (F4) ya (G4) lar (F4) tat (E4) lı (F4) sı (E4) sın (D4)♪(๑ᴖ◡ᴖ๑)♪
Efsun yerden kalktı ve oduncuya bakıp dedi: "Gerçekten güzel ve tatlı bir kız mıyım?"
Oduncu, Efsun'un kafasını okşadı: "Elbette öylesin."
Oduncu Efsun'un üşüdüğünü bildiği için üzerindeki kazağı çıkardı ve Efsun'a giydirdi. Kendisi ise atletle kaldı. Kazak Efsun'un ayaklarına kadar gelmişti.
Efsun: "Beni avutmak için böyle konuştuğunu anlamadım sanki."
Oduncu sinirlendi ve Efsun'un bacaklarından tutup sırtına aldı. Efsun bağırmaya başladı: "Bırak beni! Bırak yoksa kötü olur! Tamam mı?"
Oduncu: "Hayır, küçük hanım. Sen bunu çoktan hak ettin!"
Efsun: "Ben hiçbir şeyi hak etmedim."
Oduncu biraz ilerledikten sonra Ömer ile karşılaştı. Ömer, yanında esir tuttuğu iki kişiyle ve askerleriyle beraberdi. Oduncu, Efsun'u sırtından indirdi ve şoka uğramış bir şekilde Ömer'e baktı: "Ömer? Sen yaşıyor muydun?"
Ömer: "Uzun zaman oldu, Arzu. Öyle değil mi?"
Efsun, esir tutulan insanlara baktı ve bağırdı: "Anne! Baba!"
Oduncu, Efsun'a baktı ve şaşırarak sordu: "Bu insanlar senin annen ve baban mı?"
Efsun'un babası, Efsun'a bakarak dedi: "Kızım, sen misin? Sana ne olmuş böyle?"
Efsun başını aşağı saldı ve dedi: "Çirkin mi olmuşum, baba? Artık beni sevmiyorsun, değil mi?"
Efsun'un babası dedi: "Hayır! Öyle demek istemedim. Çirkin değilsin ve seni seviyorum."
Ömer, bağırarak konuşmayı kesti: "Yeter be! Kesin sesinizi!"
Herkes sustu. Sadece kuşların cıvıltısı ve rüzgarın sesi duyuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ucubeler Diyarı: Efsun ile Oduncu
AçãoOduncu ile Efsun'un beraber Efsun'un ailesini arama macerası.