MULTİMEDİA BUĞLEM :)
*-*-*-*-*-**-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Aşağıdan gelmeye başlayan çatal bıçak sesleriyle gözlerimi araladım.Büyük ihtimalle yine alarmımı kapatıp beni uyutmuşlardı.Engin amcanın dediğine göre fazla çalışıyormuşum ve yoruluyormuşum.Hah kimin umrundaki!Çalışmak benim kafamı dağıtıyor.Hem işim de o kadar ağır değil.Alt tarafı garsonluk yapıyorum..Evet hikayeyi biraz geri sarıyorum
Babamı da kaybettikten sonra uzun bir süre Muğla da halamın yanında yaşadım.Kendi kızı gibi ilgilendi benimle sağolsun.Ama onlara daha fazla yük vermek istemedim.Zaten kuzenlerim onları yeterince yoruyordu.İstanbul'daki kolejden de burs kazanınca pılımı pırtımı toplayıp buraya geldim.Halamı ikna etmek kolay olmadı.Başta baya itiraz etti ama ben artık kendim yaşayabileceğimi sık sık onları arayacağımı ve ziyaret etmeye geleceğimi söylediğimde kabul etti.Az da olsa rahatladığını hissettim.Her ne kadar beni çok sevseler de gitmem onlar için iyi olacaktı.Bu yıl lise sona başlayacağım.Kazandığım kolej bir harika doğrusu!Sadece ufak bir sorunum var.Minicik...
Yurt çıkmadı bana.Tabi ki de halamın haberi yok.Onlar beni yurtta kalıyor zannediyorlar.Söyleseydim şuan burada olamazdım.İmdadıma Engin amca yetişti.Engin amca bu kafenin sahibi.Tontoşum benim..Ben yurt binasının dibinde kara kara düşünürken görmüş beni.Yanıma gelip sorunumu sormuştu.Ben de her şeyi anlattığımda ne olduğumu anlamadan kendimi burada bulmuştum.Kızı varmış bir tane.Okumak için yurtdışına gitmiş.Normalde onun odasıymış burası.Kafenin üstünü ev gibi dekore etmişler.Başka çarem yoktu kabul ettim bende.Güvenemedim başlarda tabi ama Engin amcayı tanıdıkça kuşkularımın yersiz olduğuna karar verdim.Kızından ayırmıyordu beni sağolsun.
''Buğleeeeem!!''
''Geldim amcam''
Hemen kalkıp yatağımı topladım.Yine fazla daldım düşüncelere.Zaten bu aralar işleri iyice boşladım.Yakında okul açılacak bari şu sıralar bir işe yarayayım.Elimi yüzümü de yıkadıktan sonra koşar adım indim merdivenleri.Masadaki önlüğümü kafama geçirirken bir yandan da saçımı atkuyruğu yapıyordum.
''Evet ustam alayım siparişleri''
''Oo Buğlem hanımlar yine tam zamanında gelmişler''
''Dalga geçmesene Sercan ya,sizin yüzünüzden oluyor zaten bir daha kapatmayın alarmımı''
''Çok tatlı uyuyorsun fındık faresi kıyamıyoruz napalım''
Burnumu sıkıp elindeki meyve sularını tepsiye koydu.
''Al bakalım.Masa 4 istedi,şeftalili olan erkeğin ''
''Tamamdır.''
Siparişleri bıraktıktan sonra geri dönüyordum ki Engin amcanın sesini duydum
''Buğlem buradamıydın.İşim düştü sana kızım eksikler var karşıdaki markete gidip halledersin değil mi?''
''Hallederim tabi amcam.Ver sen listeyi''
''Hay yaşşa kızım sen! al bakalım ''
Gülerek aldım listeyi.Ne varmış canım markete gitmekte.Çok ağır gelirse ararım Sercanı gelir yardım eder.Önlüğü çıkarırken seslenmeyi unutmadım;
''Sercan ben markete gidiyorum.Poşetleri taşımaya gelirsin değil mi?''
''Emriniz olur Buğlem hazretleri...''
Kapıdan çıktığımda gözüme gelen güneşle elimi yüzüme siper ettim.Eylül ayında bu ne sıcak?Çabucak halledip geri dönsem iyi olacak.Sıcaktan kavrulmak istemem.Alt tarafı yolun karşısına geçeceğim.Ayağımla tempo tutarak yeşil ışığın yanmasını beklerken bir yandan da listeye göz atıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sükunet
Teen FictionHayatın bize ne getirdiğini bilemeyiz öyle değil mi? Peki ya bizden götürdükleri?