MULTİMEDİA SERCAN :)
Patlamış mısır tabağımı koltuğa bıraktıktan sonra,masanın birinden çatal alarak arkama sakladım.Yine tehlikeli sularda yüzüyordum ama yapacak bir şeyim yoktu.Niye kapatmadıysam o lanet kapıyı!Terliklerimin çok ses çıkardığını fark edince onları çıkarıp mutfağa öyle gittim.Yutkunarak ışığı açtığımda,tezgahtan tezgaha atlayan kediyi görünce gözlerimi kırpıştırdım.Ve sonrada sinirlerim boşalınca kahkaha atmaya başladım.O da beni gördüğüne şaşırmış olacak ki,telaş yapıp biraz önce yere düşürdüğü tencerenin içine düştü.Bunu görünce daha şiddetli gülmeye başladım.Çatalı lavabonun içine bırakıp yanına gittim, kucağıma alıp beni korkuttuğu için kızdım.
-Gelmek istedin de kapıyı açmadık mı be kedicik.Neden öyle gizli gizli girip korkutuyorsun.Gel beraber film izleyelim seninle,ama anlaşalım tüylerini dökme yerlere Engin amcan ikimizi de keser kıtır kıtır tamam mı akıllı kedicik,acıktın mı bakiyim sen dur şuralarda hamburger köftesi olacaktı hadi yine iy...
Arkamdan dolanan ve ağzımı kapatan ellerle olduğum yerde kaldım,kedicikte kollarımdan kurtulup kaçtı.Nefes almayı unuttuğum sıralarda arkamdakinin nefesiyle boynum gıdıklandı:
-Sakın bağırma ve çırpınma!
Tabiki de çırpınmaya başladım.Bir yabancı bana çırpınma diyor diye kabullenecek değildim heralde.
-Şş ama beni hiç dinlemiyorsun be kızım,eğer çırpınmazsan sana zarar vermem.Şimdi ellerimi çekiyorum ve bağırmıyorsun anlaştık mı?
Lavaboya bıraktığım çatalla göz göze gelince hafifçe kafamı salladım.Eğer onu dinliyormuş gibi yaparsam boş bulunduğu bir anda çatalı alabilirdim.Bir dakika boş bulunduğu an mı dedim.Adam beni bıraktığı dakika dirseğimi karnına geçirip çatalı kaptım ve ona döndüm
-Kimsin ve burada ne işin var?
-Cidden elindeki bir çatal mı yoksa hayal mi görüyorum?
Bir çatalıma bir de ona baktım.Ne demeye çalışıyordu?
-Dalga mı geçiyorsun,evet çatal ve bir adım bile atarsan o çatal ile iç organlarını eline vereceğim
-İç organlarımı elime mi vereceksin?Bana bak çakma dexter otur şuraya adam gibi konuşalım
-Niye oturup konuşuyormuşum seninle,ya hemen defolup gidersin ya da polisi ararım!
-Hayır polisi arayamazsın
-Öyle mi bak bakalım arayabiliyor muymuşum?
Sinsice bakışlarımı üzerinden ayırmadan boşta kalan elimle ceplerimi yoklamaya başladım.Ama telefonumu cebimde değil de onun elinde sallanırken görünce sesli bir şekilde ofladım
-Bu saçmalıkları yapmasaydın şu ana kadar işimiz bitmişti
-Şimdi de saçmalık oldu,merak ediyorum acaba kaç kere evime hırsız girdi hiç düşündün mü?
-Ben hırsız değilim,tek seferde anlatıyorum iyi dinle.Alt sokakta bir olaya karıştım ve adamlar peşimdeydi.Burası da dışarıdan pek eve(!) benzemediği için sığınmak için kullanacaktım.Normal şartlarda kafelerde insan yaşamıyor tabi bildiğin gibi.Kapıyı da açık görünce sadece saklanmak amacıyla içeri girdim.Adamlar yeterince uzaklaşınca gidecektim.İçeride bir deliyle karşılaşacağımı nereden bileyim ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sükunet
Teen FictionHayatın bize ne getirdiğini bilemeyiz öyle değil mi? Peki ya bizden götürdükleri?