-8-

62 3 0
                                    

multimedyada Ulaş var :))))

---'''_'_'_'_'_'---------'_'_'_'_'_'_'_-----------'_'_'_'_'_'_'_'_'_---------

***************************************************************

Ayak tabanlarımın artık isyan etmesiyle yüzümü buruşturup kendimi ilk gördüğüm banka attım.Zaten uykusuzdum bir de üstüne üstlük sabahın köründen beri okul alışverişi bahanesiyle yürütülüyordum....Az ileride olan Sercan ile Hayal'in henüz yokluğumu farketmemelerine sevinirken dün olanları düşündüm.En son Ulaşla konuştuktan sonra uyku tutmamıştı.Bartu aramalarıma cevap vermemişti.Dikkatimi dağıtmak için bir süre Ray ile ilgilendikten sonra kanepeye kıvrılıp beklemeye başlamıştım.Benim için yeterince uzun geçen bir süreden sonra kilit sesiyle başımı kaldırdığımda umursamazca içeriye giren Bartu'yu görmüştüm.Gözlerimle hızla vücudunu taradığımda kaşının kenarındaki ufak yarabandı dışında bir hasar görememiştim.O ise bana bakmadan ceketini kenara fırlatıp hızla merdivenlere yönelmişti..Kaşımın birini kaldırarak Ulaş'a baktığımda,hiç sorma dercesine sesli nefes verip yavaş yavaş ilerleyerek kendini koltuğa atmıştı.Kafasının altına bütün yastıkları sokmaya çalışırken ''Herif adamı fena benzetmiş''diye kendi kendine konuştu.Sonra hafifçe olduğu yerde kalarak bu sefer bana ''Buğlem,adamın ağzı burnu yok olmuştu''demişti.Neden bu kadar şaşırdığını merak ederek ''Hiç adam dövmez mi?''diye sorduğumda,.kafasını hayır anlamında sallayıp bir süre yatmaya devam etmişti.Kalktığında biraz daha kendine gelmiş görünüyordu.Ben de sorularımı ard arda sıralamıştım''Neredeydi Ulaş,niye dövmüş ki,hani konuşup gelecekti yani bana öyle söylemişti.Sen onu nasıl buldun?Doktora mı gittiniz?Kaşına dikiş mi atıldı,konuşsana Ulaş!!!'' Yanıma yaklaşıp ''Susmanı bekledim,ya Buğlem çok yoruldum yarın konuşsak bana şuraya bir yatak yap da uyuyayım nolur be''dedi.Haline acıyıp ona yatak yapmıştım ve bende yatmıştım.Daha uyuyalı on dakika olmuş gibi hissederken sabahın erken(!)saatlerinde Sercan kapıya dayanmış ve beni bu güzel(!)alışverişe sürüklemişti.Okul alışverişi mi kaldı bu devirde de!Lise son olduk!E haliyle bende ne Bartuyla ne de Ulaş ile konuşamadım.

''Buğlem!''

Adımı duyup kafamın arkasında ufak bir sızı hissettiğimde sinirle gözlerimi açtım.Kafamın dibindeki Sercan kaşlarını çatmış bakıyordu.Hayal de onu biraz ötesinde Sercan bakışlarıyla takip ediyordu.

''Ne bakıyorsunuz be!Daha dükkanlar bile açılmadan dışarı çıkarırsanız bende böyle yollarda uyurum işte!''

Sercan,kolundaki saate bakıp dilini şaklattı.''Bir kere saat 10 oldu bile'' Ah cidden sadece 10 mu olmuştu?Karnım hafiften guruldayınca(!)dikkat çekmemek için öksürdüm.Fakat Hayal çoktan gülmeye başlamıştı.''Tamam Sercan kız haklı hadi biraz mola verip bir şeyler yiyelim''Sercan hızla Hayal'in yanına gidip ''Acıktın mı bitanem?''diye sordu.Bu saflığı karşısında gözlerimi devirerek ayağa kalktım ve yanlarına gittim...Bir kafeye oturup kahvaltı menüsü sipariş ettiğimizde aldığımız malzemeleri tartışmaya başladık.Daha doğrusu Sercan'ın aldığı! ''Sercan canım aşkım uhu nedir ya?Uhu almak ne demek?''dedi Hayal poşetleri karıştırırken.''AA şuna bak Buğlem!defter kaplığı almış.Winx li mi!Yok artık Sercan?!!!!!!'' diye eklediğinde dayanamayıp kahkahamı serbest bıraktım.''Çocukluğunu yaşayamadın mı Sercan?''diye sorarken bir yandan da gülmeye devam ediyordum.Sercan ise son derece ciddi görünerek ''Evet aslında bakarsanız hep winx li defter kaplığım olsun isterdim.İlkokulda yanımda oturan Buse'nin defteri öyleydi.Babama söylediğimde temiz dayak yemiştim..''dedi.Ben olayın ciddiyetini tartarken Hayal çoktan gülmeye başladı.Sercan'a baktığımda buruk bir gülümsemeyle onu izlediğini gördüm...Onun için yapıyordu..Bütün bu şebeklikler...Birden bire bu kadar esprili bir çocuğa dönüşmesi...Hepsi Hayal'i mutlu etmek içindi...Hayal hastaydı bunu biliyorduk.Ama hiçbirimiz bu konudan söz etmiyorduk.Hayalse eskisi gibiydi.Hala canlı ,sanki hasta değil gibi..Sadece Sercanda bir değişiklikler farketmiştim.Onunla bu konu hakkında konuşmayı kafama not aldıktan sonra garsonun önüme bıraktığı kahvaltı tabağımla ilgilenmeye başladım.Şen şakrak devam eden kahvaltımızın ortasında cebimdeki telefonum titremeye başladı.Halamın aradığını gördüğümde elimle alnıma vurarak kendime isyan ettim.Sercan bana sorunluymuşum gibi bakınca ''Dün halamı arayacaktım,tamamen aklımdan çıkmış o arıyor şimdi''diye açıklama yaparak telefonu elimde salladım ve ayağa kalkarak kafenin bahçesine çıktım.Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde duyacağım sitemlere kendimi hazırlamıştım.

SükunetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin