-9-

35 4 0
                                    

-___--_------_--___-----____-----_____-----_____

'''''''''''''''''///////////////////////'''''''''''''''''''''''

MULTİMEDYA OKULUN İLK GÜNÜ BUĞLEM...:):):):):):):)

**********************************************************************************

(()()()()()()()()*(()()()()()()()()()*)()()())()*)()()()()()()()(*()()()()()()()()()()()()*

Yine başımda öten alarmı elimi kolumu sallayarak susturmaya başarınca uyuşuk hareketlerle yataktan çıktım.Banyo kapısıyla öpüştükten sonra yüzümü yıkamayı başardım.Odama geri döndüğümde Sercan'ın dolap kapağına astığı okul formamı gördüm(!).Aslında halamlarla yaşarken okuldan hiç şikayet etmezdim. Galiba biraz da yalnız olmamdan kaynaklanıyordu. Ama şimdi bir sürü yeni arkadaş edinince okula gitmek eskisi gibi heyecan uyandirmiyordu bende.Hazırlanırken düşünüyordum.Acaba Ulaş üniversite okumuş muydu.Ya da doğru soru şu olmalı herhalde.Lise okumuş muydu?Bartu'nun yaşı hakkında da bir fikrim yoktu.Aynanın karşısında eteğimin boyunu ayarlarken,kapının aniden açılmasıyla içeriye bir adet Hayal düştü.Anladığım kadarıyla Sercan tarafından gönderilmişti.Kızcağız saçını başını düzeltirken,anlayışla gülümseyip ''Tamam tamam söyle o mızmız sevgiline hazırım iniyorum 10 dakikaya''dedim.O da bıkkınlıkla nefes verip ''Of Buğlem işi mi varmış ne varmış hemen gelsin diyo,şiştim be aşağıda iki saattir.''Kapının kolunu tutarken hafiften sendeleyince hemen yanına koştum.''Hayal iyi misin?''Bir eliyle başını tutup diğeriyle yavaşca kolumu sıvazladı..''İyiyim canım iyiyim,endişelenme.Biraz başım döndü sadece''Pek ikna olmamış bir şekilde yavaşca ondan ayrıldığımda ''Ay vallahi iyiyim ya''diyerek kapıdan çıkmak için yöneldiğinde son anda dönerek''Sercan'a bahsetmek yok Buğlem''dedi.Kapıyı kapattığında son hazırlıklarımı da yaptım.Çantamı sırtıma takıp aşağıya indiğimde nereden geldiğini anlayamadığım Sercan önümde dikilip''Hayır'' dedi.Suratına acıyarak bakıp ''Ne hayır Sercan ne diyorsun Allah aşkına sabah sabah?''dedim.Beni baştan aşağı süzerek kafasını iki yana salladı.Bu sefer ''Olmaz''dediğinde sabrım taşmak üzereyken Hayal elinde bir bardak meyve suyuyla mutfaktan koşar adımlarla geldi.''Al canım sen iç bakalım şunu''diyerek bardağı bana uzatıp Sercan'a kötü kötü baktı.Meyve suyumdan bir yudum alırken kaşımı gözümü oynatarak ''Ne oluyor?''diye sordum bu sefer Hayal'e.Gözlerini devirerek''Etek boyun kısaymış,Sercan beyefendi okula böyle gitmene izin veremezmişmiş.''dedi.

''Vermem''diyerek yineledi arkadan Sercan.Kafenin boy aynasından göz ucuyla eteğimi kontrol edip Sercan'a döndüm.''Neresi kısa be bunun!''Bıkkınca nefes verip yavaş yavaş yanıma geldi ve hafifçe eğilip karışla eteğimin boyunu ölçtü.''Birrrrrr,ikiii,iki buçuuktan biraz daha az''Eline vurup iki adım geriledim''Ne yapıyorsun be,Hayal bak şu sevgiline bişe söyle''Hayal kaşlarını çatıp aramıza girdi.''Sercan yeter ama ya!Kız nasıl isterse giyer!!Kısa felan da değil ayrıca.'' Sercan'da altta kalmayıp ''Ne yani Hayal,sen lisede eteğini böyle mi giyiyordun!''diye sordu.İlginin başka yerde toplanmasını fırsat bilip aradan sıvıştım.Kapıdan çıkarken Sercan arkamdan bağırdı ama duymadım(!)Zorla ayarladıkları servise bindiğimde boş olan yere oturup bu günün çabucak geçmesini umuyordum. Okul beklediğim kadar büyük değildi.Yani sıradan okuldu işte.Sınıfa girdiğimde de tahmin ettiğim gibi olmadı.Yeni geldiğim için meraklı bakışları üzerimde hissetmiyordum.Bu iyiydi.Sessiz sakin geçirirdim son yılımı.Öğle arasına girdiğimizde telefonumu açtım.Sercan'dan mesaj vardı.''Fındık farem okul çıkısında biletini alacaktın hatırlatayım dedim'' Tabi ya 2 gün sonra Artvin'e gidiyordum.İyi olmuştu hatırlattığı.Nasıl da tanıyordu beni.Unutmuştum coktan.Çabucak tesekkür mesajı yazıp yemek yemek için sınıftan çıktım.Bu sırada yapacaklarımı düşünüyordum.Okuldan izni almıştık zaten Engin amca sayesınde.Artvin'e gittiğimde nerede kalacağım konusunda bir fikrim yoktu işte.Annemin memleketiydi ama ben oraya bir iki kere gitmiştim sadece.Babam götürmüştü gezmek için.Ama küçüktüm,pek bir şey hatırladıgım söylenemez.Okuldan çıktığımda servisin yanına gidip gelmeyeceğimi söyledim.Servis önümde hareket etmeye başlarken çantamdan çıkardığım kulaklığımı çözmeye çalışıyordum.Sonunda çözüldüğünde derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım.Önümde bir araba duruyordu.Taksi çağırmak için yanındaki boşluğa doğru ilerlediğimde korna çaldı.Yine üzerime alınmadığımda en sonunda arabadan inerek ''Buğlem!'' diye bağırdı.Arabadan inenin Ulaş olduğunu gördüğümde şaşkınlığı vücudumun her bir zerresinde hissediyordum.Bıkkınlıkla nefes verip''Kızım ne kadar safsın ya,neyse hadi bin arabaya.Yolu yeterince kapattım zaten''dedi.Kafamda soru işaretleriyle kulaklığı çantama geri atıp seri adımlarla arabaya bindim.Ulaş arabayı çalıştırmaya başladığında ''Neden geldin?''diye sordum.Gözlerini yoldan ayırmadan ''Arkadaşın rica etti''dedi.''Sercan mı?''diye şaşırarak sorduğumda ''Adını bilmiyorum.Kıvırcık sarışın olan''dedi.Evet Sercan.İnsan bana da haber verirdi değil mi?Aklımın bir köşesine onunla konuşacağımı not edip dikkatimi Ulaş'a verdim.Arabayı çok dikkatli sürmesi ve stresli olması gözümden kaçmamıştı.''Sence de gereğinden fazla dikkatli kullanmıyor musun?''''Ben hep böyle sürerim''diyerek konuyu geçiştirdiğinde daha fazla üstelemedim.Belki de konuşası yoktu.Nereye gideceğimi bilip bilmediğini soracağım sırada çoktan otogarın önündeydik.Arabayı park edip telefonunu cebinden çıkarırken ''Sen al biletini ben bekliyorum burada''dedi.Başımla onaylayıp kapıyı açtım.Saçlarımı dağıtan rüzgarla ürperip montumun fermuarını cektim.Hızlı adımlarla içeri girip biletimi aldım.Disari çıkıp gözlerimle Ulaş'ı ararken az ileride telefonla konuştuğunu gördüm.Beni gördüğünde basiyla arabayı işaret edip binmemi rica etti (!).Ben arabaya bindikten yaklaşık iki dakika sonra geldi.Arabayi çalıştırırken "Radyoyu açabilir miyim?" Diye sordum"Sorun değil takıl kafana göre" diyince istediğim müziği bulana kadar radyoyla ilgilendim.Sonunda slow bir müzik bulunca durdum ve sesini hafif açarak arkama yaslandim.Ulas yine pür dikkat araba kullanıyordu.Hafifce boğazimi temizleyip dikkatini çektim.Gozlerini yoldan sadece 2 saniye ayırıp bana bakarak "ne oldu?"diye sordu. ''Yanlış anlamazsan bir şey sorabilir miyim?"dedim.Kafasiyla onaylayınca "Kaç yaşındasın? " diye sordum.Hafifce sırıtıp"Kac gösteriyorum"dedi.En fazla yirmi olabilirdi.Iyice emin olmak için uzun süre inceledim."Yakışıklı suratımi izlemek için bir bahanemiydi yoksa bu"dediginde koltukta diklesip kaslarimi cattim."Sadece analiz ediyordum.Tahminimi söylüyorum:20"dedigimde "22." Dedi.Omuz silkip tekrardan arkama yaslandim."Peki okuyor musun?"diye sorarak sohbeti devam ettirdim."ITU mimarlik son sınıftayim"Gozlerimi portletip "İTÜ Mimarlık mi!?!?" Diye sorduğumda yine iki saniyeligine bana bakıp kaşlarını catarak "Ne o çok şaşırdın,oradan bakınca mimar tipim yokmu?"dediğinde sırıtarak" Vallahi mafya tipin kesin var da mimar pek yok gibi Ulaş-.." abi desem mi demesem mi diye düşünürken "Abi de rahat ediyorsan" demesiyle "..-Ulaş abi "diye tamamladım cümlemi.O da hafif gülümseyerek araba sürmeye devam ederken kafamı cama yaslayip dışarıyı izlemeye başladım. Acaba Bartu'nun yaşını da sorsam yanlış anlar miydi.Bunu düşünürken
"19"dedi.Kafami ona çevirerek ne demeye çalıştığını anlamaya çalışırken "Bartu diyorum 19 yasinda"dedi.Utanctan yuzumun yandığını hissederken "Merak ettiğimi de nereden çıkardın" dedim ve radyonun sesini az daha açarak bir şey demesine fırsat vermedim.Kafeye gelene kadar dışarıyı izleyip iki gün sonra Artvin'e gideceğimi düşündüm.Kafeye geldiğimizde kapıdan inerken son şansımı da deneyerek"Peki o okuyor mu bir yerde?" Diye sordum merakla.O da buna karşılık gözlerini devirerek "Benden bu kadar Buğlem,eğer merak ediyorsan ona sorarsin sorularini"dedi.Ic çekmemek için kendimle savaşırken "Peki Ulaş abi,teşekkürler"diyip arabadan indim.Arkamdan önemli değil diye mirildandigini duymuştum.Cok bilgi vermiş gibi benden bu kadar demişti. Alt tarafı yaşını söyledin be çocuk! İçeri girdiğimde kafe yine tıklım tıklımdı.Sercan'ı göremeyince,çantamı bırakmak üzere merdivenlere yöneldim.Hızlı adımlarla çıkıp çantamı bıraktım,geri dönerken Sercan da banyodan çıkıyordu.''Pişttt!'' diye seslenince dönüp bana baktı.''Geldin mi Buğlem?'' Suratına anlamsız anlamsız bakıp ''Yoo geldiğimi de nereden cıkardın'' dedim.Gözlerini devirerek ''Komik misin?''dediğinde moralinin bozuk olduğunu anladım.Hafifçe boğazımı temizleyip ''Bugün Hayallere gideceğim''dedim.Gözleri parlarken ''Cidden mi,Buğlem lütfen öğren benden gizlediği şeyleri.Gün geçtikçe daha da içine kapanıyor.Ben,ne yapacağımı bilemiyorum.'' ''şşş,tamam merak etme sen bi yolunu bulup öğreneceğim.''Başıyla onaylayıp beni kolunun altına aldı.Merdivenlerden inerken ilk okul günümden(!)bahsettik.Yaklasık iki saat Sercan'a kafede yardım ettikten sonra önlüğümü çıkarıp askıdan çantamı aldım.Sipariş hazırlayan Sercan göz ucuyla beni görünce eliyle bir dakika işareti yapıp hızla siparişleri götürdü.Elindeki tepsiyle yanıma gelince''Buğlem,ben öğrenmeni çok istiyorum ama çok da zorlama,üzülmesine dayanamam''dedi.Gözlerimi devirip kaşlarımı da hafif çatarak ''Ben dayanırım sanki üzülmesine Sercan.Senin sevgilinse benim de kardeşim''dedim.Kafasını öne eğip mırın kırın edince ''Tamam tamam hadi ben gidiyorum''Diyip sırtını sıvazladım

Kapıdan cıkarken aklımda Hayal'in sakladığı şey vardı.Ah bir de Artvin'e gidişim!!!!

SükunetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin