MULTİMEDİA BARTU:)
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Sercan'ı Engin amca ve Bartuyla beraber güçlükle sakinleştirdikten sonra onları bırakıp kafeteryaya indim.Biraz kahve içmeye ihtiyacım vardı.Sağlıklı düşünmem gerekiyordu,Hayal'in beyninde tümör çıkmıştı ve biz onu yenmek için elimizden geleni yapmalıydık.Ben de Sercan gibi yıkılamazdım.Bir kişinin aklını koruyup mantıklı olması gerekti.Tedavi olup Hayal'i bu hastalıktan kurtaracaktık!Kahvemi aldıktan sonra ağır ağır ilerlemeye başladım.Ağladığımı anladığımda geri dönüp masalardan birine oturdum.Sercan'ın yanında güçlü olmalıydım.Beni ağlarken görmemeliydi bir de bana üzülmesi şu sıralar isteyeceğim en son şey olurdu.Kahvem bittiğinde ağlamam da iç çekişlere dönmüştü.Kendimi toparlayıp ayağa kalkacağım sırada önüme atılan bir paket selpakla neye uğradığımı şaşırdım.Yanıma oturduğunda ''İyice temizle yüzünü ağladığın belli oluyor,Sercan anlar''dedi.''O nasıl oldu?''Diye sordum,birazdan yanına gidecektim zaten ama sanırım Bartuyla sohbet etmek istiyordum.''Daha iyi gibi,galiba çok seviyor Hayal'i'' Güldüm,Sercan duysa kahkaha atardı.''Sevmek de ne kelime,tapıyor kıza neredeyse.Ben buraya geldiğimde Sercan'ı sapık zannetmiştim.Hayal'i gizli gizli izliyordu bile!Sonradan Hayal'İ tanıyınca öyle olmadığını anladım,bilerek peşinde koşturuyordu bizimkini.Daha yeni kavuştular birbirlerine tam anlamıyla,Hayal bu hastalığı hiç haketmiyordu.''Burnumu çektikten sonra yeni akan gözyaşımı elimin tersiyle sildim''Çok sulugözsün,her şeye bu kadar kolay ağlarsan,günün birinde gerçek bir acı yaşadığında akacak gözyaşın kalmayabilir.''
''Bu zamana kadar bitmedi gözyaşlarım,bundan sonra da biteceğini sanmıyorum.Hem sen ne anlarsın be acıdan!'' ''3 ay önce annemi kaybettim.'' Bu ani itirafla gözlerimi pörtlettim.Bir insan annesinin öldüğünü bu kadar kolay nasıl söyleyebilir ya!''Başın s-sağolsun''
''Benim duygusuz bir insan olduğumu düşünebilirsin,ama yapım böyledir.Çabuk kabullenen bir yapım var,annem öldü diye 2 yıl yasını çekmem.O da çekmemi istemez zaten.Onu çok seviyorum ve hep de seveceğim,üzülmem annemi bana geri getirmeyecek,keşke getirse evet fakat gerçek böyle ve dediğim gibi çabuk kabulleniyorum.''Bütün dediklerini gözlerimi üzerinden ayırmadan dikkatlice dinledim.Konuşurken gözlerini normalden fazla kırpıyordu,bana neyse canım!
''Biliyor musun bende öyle yapıyorum,yani çabuk kabullenen bir yapım yok ama onlar üzülmesin diye...Sanırım annemi hiç tanıyamadığım için o kadar zor olmadı fakat babam öldüğünde çok zorlanırım diye düşündüm,işte hergün ağlarım diye felan,ama öyle olmadı.Bu sulugöz(!) neredeyse hiç gözyaşı dökmedi.''
''Kiminle kalıyorsun sen?'' Bu konuyla alakası olmayan sorusuna cevap vermek yerine kaşlarımı çatıp dik dik baktım.Tam ağzını açıp konuşmaya devam edeceği sırada telefonunun çalmasıyla bana şöyle bir bakıp aramayı yanıtladı.Birisiyle kısa bir konuşmadan sonra ''Birazdan geliyorum''diyerek konuşmayı sonlandırdı.''Herneyse ben şimdi gidiyorum,başını fazla belaya sokmamaya çalış.Arkadaşın uyandığında geçmiş olsun dediğimi söylersin,peçete sende kalsın!''
''Aa bir de alacak mıydın?!''Şuna bak.Peçete yahu bu,peçete!''Görüşürüz sulugöz''Kafeterya'dan çıktığında derin bir nefes alıp bende ayağa kalktım.Merdivenleri üçer beşer çıkıp Hayal'in odasının önüne geldim.Sercan sandalyede oturuyordu.''Nasıl oldun canım?''Yüzünü kaldırıp boş boş suratıma baktı''Fındık farem,ne yapacağız?'' ''Aa ne demek ne yapacağız,arkadaşımı/sevgilini o pislikten kurtaracağız tabiki de Sercan bu nasıl bir soru?'' ''Kurtaracağız dimi,tabiki kurtaracağız.Hiçbir şey beni Hayal'den ayıramaz!!''Ayağa kalkıp heycanla yüzüme baktı.Dayanamayıp sarıldım şapşala.''Ayıramaz tabi,hem sen Sercansın öyle kolay kolay bırakır mısın be sevdiğin kızı!''Onun morali yerine geldiği için biraz da olsa bende mutlu olmuştum.Odadan çıkan hemşire Hayal'in uyandığını haber verince Sercan fırlayıp beni ezerek içeri girdi.Ben de biraz baş başa kalsınlar diye sandalyeye oturup beklemeye başladım.O sırada Hayal'in doktoru yanıma geldi.Tabi ben o sırada koridorun başında görünen Bartuyla ilgilendiğim için pek ilgilenemedim''Arkadaşınızı bir gün daha kontrol altında tutacağız,isterseniz ona temiz kıyafetler getirebilirsiniz.'' ''Efendim,ne dediniz?'' ''Hanımefendi arkadaşınız diyorum,bir gün daha kalacak kıyafet getirin isterseniz,hay sabır yaa!'' Adam atarlanarak yanımdan ayrılınca silkelenip kendime geldim.Kafe'ye gidip kıyafet almam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sükunet
Teen FictionHayatın bize ne getirdiğini bilemeyiz öyle değil mi? Peki ya bizden götürdükleri?