15. Bölüm

423 24 18
                                    

Takım arkadaşım olan Yunus, ileri koşmamı işaret ettiğinde adımlarımı oraya doğru çevirmiştim. Kaleye yaklaşırken Yunus'un aniden bana attığı topla baş başa kaleye ilerliyordum. Kaleci olarak ayarladığımız Berkan heyecanla topa bakarken, tam vuracağım sırada çerme takılmasıyla çimenlere düşmem bir olmuştu.

Kafamı çevirip bana faul yapana baktığımda, benimle beraber yerde olan Kerem'i görmüştüm. Hakem yaptığımız Tuğçe düdük sesi çıkarırken ben ise şaşkınca Kerem'e bakıyordum.

"İnsan sevgilisine faul yapar mı ya!"

Sitemli şekilde konuşmam üzerine Kerem yanağıma öpücük kondurmaya çalışmıştı, ondan uzaklaştığımda inatla devam ediyordu.

"Güzelim takımım için bunu yapmam gerekiyordu"

Kafamı çevirip Kerem'in takım arkadaşı ,namıdeğer koyun kafalı, platin Barış'a dönmüştüm. Sırıtarak el salladığında, dil çıkartıp tekrar yönümü Kerem'e çevirmiştim.

"Bekle sen Kerem, intikam alacağım ona göre"

"Alırsın almasına da öpücük yok mu?"

Elimle nah işareti yapıp Kerem'e doğru gösterdiğimde bana kınayan bakışlar atıyordu.

"Hadi ya bir öpücük alt tarafı"

Yunus ve Tuğçe de iki sevgili sohbet ederken, Kerem maçın duraklamasını bahane ederek öpücük almaya çalışıyordu. Elini belime doğru koyduğunda, çimenlerde beni kendine doğru çekmişti. Bedenlerimiz birbirine yaklaşırken; yüzündeki gülüşleri, çapkın sırıtışlarına bırakıyordu yerini.

"Oha bi de yiyişin isterseniz"

Barış bize doğru laf atarken Kerem direkt bakışlarını ona çevirmişti, Barış'ı süzüp yargılayıcı bakışlarını gönderirken ağzını aralamıştı.

"Benim sevgilim değil mi? İster yiyişir, ister sevişirim"

Oha oha, yavaş sende ayı.

Kerem'in dediği cümleyle duraksadığımda, yanaklarımın al al olduğuna şu an yemin edebilirdim. Şok içerisinde bakışlarımı Kerem ve Barış arasında gezdirirken kıkırdama sesleri duyabiliyordum.

"Biz gidelim Keremcim isterseniz daha rahat yaparsınız yiğenimi"

Bu sefer de söze Berkan girdiğinde, arkamızdaki kaleden bize laf atmakla meşguldü.

"Yok yiğen falan kalkın ayağa maça devam!"

Oturduğum çimenlerde ayağa fırladığımda Kerem hala sırıtarak bana bakıyordu. Yavaşça ayağa kalktığında, üzerime doğru birkaç adım atıp dibime kadar gelmişti.

"Kaç bakalım sevgilim, nereye kadar kaçacaksın görelim"

Tuğçeyle masadaki her şeyi tamamıyla hazırladığımızda bakışlarımızı erkeklere çevirmiştik. 4 erkek sabahtan beri bir mangalı yapamıyorlardı!

2 saat geçmişti ve biz hala etlerin pişmesini bekliyorduk, Yunus ve Berkan sağolsun ilk yaptığımız etleri yaktıkları için şimdi de Barışla Kerem etleri yapmaya çalışıyordu.

"Kaç saat kaldı etleri yapmanıza, kuru ekmek kemiricem şimdi"

Tuğçe, bizimkilere laf attığında ikimizde kendi aramızda kıkırdamıştık. Bakışlarımı tekrar bizimkilere çevirdiğimde hala ses yoktu, Kerem o kadar odaklanmıştı ki yüzünün ter içinde kaldığını buradan görebiliyordum.

Tesadüfümsün Aktürkoğlu | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin