"Of nerden çıktı anlamadım ki?"
Annesiyle yaptığı telefon görüşmesinin ardından Fulya'nın tüm modu değişmişti. Barış önce onu eve bırakmış sonra antrenmana gitmiş, saatler sonra Fulya'nın evine döndüğünde onu gergin bir halde bulmuştu. Fulya gün boyu evi temizlemiş, yemek yapmış, bir şekilde kafasını dağıtmaya çalışmıştı. Barış geldiğinde salondaki yastıkları düzeltiyordu.
"Güzelim biraz sakin olur musun? Annen yemek yemek isteyemez mi?"
"Barış biz dördümüz hiç yemek yemedik. Boşandıklarından beri yani." Fulya üçlü koltuktaki yastıkların simetrik olup olmadığını kontrol etmeye başladı. "Otelde olacağız. Ne giyeceğim de çok önemli. Saçlarım temiz mi?"
"Bu sabah duş aldın ya yavrum." Barış hafifçe güldü.
"Doğru." Fulya imasını anlamayacak kadar gergindi.
"Seni biraz rahatlatmamı ister misin?" Barış ona yaklaştı ve ellerini beline yerleştirdi.
"Rahatlayabileceğimi sanmıyorum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor."
"Kendini bana bıraksana." Barış kalçasından kavrayarak onu kucağına aldı. Boynunu öpmeye başladı. Daha önceden kalan morlukları emdi.
"Barış!" Fulya inlemelerine engel olamadı. "Of annem boynumdaki morlukları görünce kesin laf sokacak."
"Fular takarsın güzelim, kapatıcı bir şey sürersin." Barış konuyu değiştirmeye çalıştı. Sonra Fulya'yı koltuğa yatırdı. Tişörtünü sıyırdı ve kafasını sütyeninden taşan göğüslerine gömdü.
"Acaba Ferdi'nin konudan haberi var mıdır?"
"Kendini yorma artık güzelim. Düşünme bunları." Barış onu öptü. Fulya tam ağzını açmışken Barış işaret parmağını dudaklarının üzerine yerleştirdi. "Yavrum, bak konuyu kapatıyoruz. Seninle sevişirken aklıma Ferdi'nin, annenin babanın gelmesini istemiyorum." Bir eliyle ensesinden tutup kendine çekerken boştaki eliyle taytının üzerinden bacaklarının arasını okşadı. Fulya kendini hala kasıyordu. Barış onu tutkuyla öpmeye devam ederken tam vücudunun rahatladığını hissettiğinde telefon çalmaya başladı.
"Barış! Kim? Benim telefonum mu? Babam mı? Onu aramıştım dönmedi bana hala." Fulya aniden öpüşmeyi yarıda kesmişti.
"Sakin ol benim telefonum." Barış sıkıntıyla bir nefes verdi ve Fulya'nın üzerinden kalktı. Sonra koltuğa oturup telefonu yanıtladı. Fulya Barış'ın iç çekişinin ardından yüzünde oluşan bıkkın ifadeden dolayı kendini kötü hissetti. Tüm havayı bozmuştu. "Alo? Efendim Kero?" Barış telefonunu yanıtlamayı seçti.
"Kardeşim yengeyleydin sanırım aradım ama?"
"Yok yok, uygunum söyle abi." Barış ayağa kalkıp pencereye doğru ilerledi ve dışarı bakmaya başladı. Fulya koltukta hareketsizce oturuyordu.
"Akşam işin var mı? Yunus playstation oynayalım diyor. Hep beraber tabi." Dedi Kerem. "Nasıl durumun akşam işin var mı?"
"Akşam evdeyim bir işim yok." Dedi Barış.
"Sende toplanalım mı?"
"Şey..." Normalde Barış için sorun yoktu. Ama Fulya'ya baktı. Belki yemekten sonra biraz rahatlamış olurdu ve görüşebilirlerdi diye umuyordu. "Benim ev müsait değil ya darmadağın, yemek içecek bir şey de yok."
"Biz yabancı mıyız abi, aşk olsun?"
"Ya oğlum hep benim evimde toplanıyoruz lan, sende toplanalım mesela bu defa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBarış Alper Yılmaz x Fulya Kadıoğlu