Bu durum hiç iyi olmamıştı. Kerem onu yayılmaması için tembihlerken şimdi Kazımcan, Yunus, Abdülkadir biliyordu. Üstüne bir de Yunus Berkan'a söylemek için izin istiyordu. Barış'ı soru yağmuruna tuttular. Barış o an kaçıp gitmek, saklanmak istedi. Umutla Kerem'e bakmasıyla o el attı olaya.
"Salsanıza çocuğu." Dedi Kerem. "Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez. Takım faktörünü unutun gitsin. Ferdi milli takımdan arkadaşımız. Barış ve Fulya doğru zamanda Ferdi ile konuşurlar. Bize laf söylemek düşmez."
"Canım, Ferdi'ye söyleyecek halimiz yok ya." Dedi Yunus.
"Ama hassas bir konu. Yayılabilir." Dedi Kerem.
"Yani ciddi mi aranızdakiler?" Dedi Abdülkerim inanmayarak. "Geçici bir şey değil yani?"
"Abi değil tabii ki." Dedi Barış ilk defa konuşarak. "Gerçekten tutuldum diyorum. Daha yeni sayılırız ama... ona değer veriyorum. O yüzden sizden ricam duyduklarınızı unutun. Zaten magazinde adım her gün saçma sapan insanlarla anılıyor, bir fotoğraf beğendim diye ne haberler yapılıyor. Ama Fulya farklı. Üstelik duyulursa Ferdi ile ilişkisi de etkilenebilir. Sadece kendimizi düşünmemeliyiz."
"Helal be abime." Dedi Kazımcan Barış'ın yanına oturup gülerek. "Fenerbahçeli hatunu düşürmüş."
"Düzgün konuş lan!" Dedi Barış onu iterek.
"Oğlum ben az önce ne dedim?" Diye sinirlendi Kerem.
"Tamam tamam durun abi." Dedi Yunus araya girerek. "Çocuk bu biliyorsunuz. Düşünmeden konuşuyor işte."
Barış'ın içi hiç rahat değildi.
***
Barış akşama kadar telefonunu kontrol edip durdu ve Fulya'dan bir hareket bekledi. Ama ne yazmış ne de aramıştı. Antrenmandan çıkıp eve geldiğinde ise dayanamayıp o aradı. Normalde yarına kadar bekleyecekti. Ama kendine engel olamamıştı. Zaten takım arkadaşları da öğrendiği için kendini diken üstünde hissediyordu.
"Efendim, öhö öhö—"
"Fulya?" Dedi Barış endişeyle. Sesi çok kötü geliyor ve öksürmekten konuşamıyordu. "Sen iyi misin?"
"Hasta oldum maalesef ya." Dedi Fulya zar zor konuşarak. "Önceki gün soğukta kaldım birazcık, benim aptallığım. Bünyem hassas. Sabahtan beri bu haldeyim."
"Yalnız mısın? Geliyorum hemen."
"Barış sakın gelme." Dediğinde Barış evde Ferdi'nin olduğunu düşündü. "Sana da bulaşır." Dediğinde ise gözlerini devirdi.
"Saçmalama Fulya. Benim bünyem güçlü merak etme sen." Dedi Barış. "Şimdi söyle bana neyin var? Sabahtan beri bir ilaç kullandın mı?"
"Kullanmadım." Dedi Fulya ve biraz daha öksürdükten sonra devam edebildi. "Boğazım kötü, ateşim var, midem bulanıyor. Tipik soğuk algınlığı. Birkaç güne iyi olurum. Gerçekten önemli bir şey değil"
"Yalnız mısın peki?" Diye sordu tekrar. Ferdi neredeydi?
"Ferdi antrenmanda. Sabah benimle biraz kaldı. Sonra gitmesi gerekti. Çıkışta gelmeye çalışacak ama Sera ile planları vardı, ben gelmemesi için konuşacağım." Dedi Fulya.
"Tamam sen ona Beril yanımda falan de, ben geliyorum şimdi."
Fulya onu ikna edememişti. Telefonu kapattıktan sonra Barış annesini aradı. Kendisi hasta olduğunda anne ve babasının ona yaptığı bir çorba vardı. Tarifini aldı. Çorba hazır olduktan sonra evden çıktı. Ailesi meraklanmıştı zira Barış ilk defa yemek tarifi alıyordu. Başta kendisinin hastalandığını düşünerek korktular ama ardından arkadaşını merak ettiler. Annesi içten içe bir kız olmasını ummuş, babası Barış'ın anlatmak istemediğini fark edip üstelemeyerek özeline saygı göstermişti. Böylece Barış çorbasını da alıp Fulya'nın kapısını çaldı. Fulya o olduğunu tahmin ederek açtı kapıyı. Üzerinde pijamaları ve sarındığı bir battaniye vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBarış Alper Yılmaz x Fulya Kadıoğlu