14. Bölüm

828 62 80
                                    

"Kendimden o kadar utandım ki. Çocuk gibi hissettim kendimi. Küçük Fulya yine bir yaramazlık yapmış gibi. Babamın ağzını bıçak açmadı. Annem ayrı hikaye. Abim de İsmail Abi'nin bile bildiğini öğrenince..."

"Fulyacığım ağlama artık. Bak benim içim gidiyor."

Fulya ve Mert Hakan, arabadalardı. Mert Hakan onu yol üstünden aldıktan sonra arabayı deniz kenarında tenha bir yere çekmişti. Sonra sevdiği kahveyi öğrenmiş onu almaya gitmişken yol üstü bakkala uğrayıp atıştırmalıklar da almıştı. Fulya Mert Hakan'la dertleşmeye başladığı andan itibaren ağlamaya başlamış, çikolatalardan birini açmış ama henüz yememişti.

"Hele annemi görsen. Sanırsın her şey benim hatam. Ben ne yaptım ki?"

"Senin bir suçun yok tabi ki abicim." Mert Hakan ona peçete uzattı. "Anneler öyledir bazen ama iyiliğimizi isterler hep."

"O Ferdi'nin iyiliğini istiyor sadece. Neymiş Ferdi'yi ilk defa yumruk atarken görmüş. Tamam sakin biri ve çok sinirlendi, kendini kaybetti ama... ben miyim sorumlusu yoksa benim hakkımda ileri geri konuşan o herif mi?" Bu sırada Fulya'nın telefonu çaldı. Arayan Barış'tı. Fulya açmadı.

"Tabi ki de senin bir suçun yok." Mert Hakan aynı şeyi tekrarladı.

"Annemin suçu." Dedi Fulya birden. "Biz tam söyleyecektik abi." Mert Hakan'a döndü. "Annem bi nikah içi çıkarttı. Sanırsın yirmilerinde hala, gelinlik baktık. Bu yaştan sonra evleneceğim, düğün yapacağım diye tutturur mu?" Telefon inatla çalmaya devam etti. "Off Barış bir dur ya." Telefonu tümden kapattı Fulya.

"Siz hala konuşmadınız mı?"

"Yok." Fulya kaşlarını çattı. "Çok ağrıma gitti söylediği. Onu kolay kolay affetmeyeceğim. Hoş o da beni suçluyor. Kendisi tüm takıma duyurmuş abi. Kerem, Yunus, Berkan, Kazımcan... hepsi biliyormuş."

Mert Hakan Fulya'yı birkaç saat daha dinledi. Sonra evine bıraktı. Ardından İsmail'i aradı ve onun evine gitti. Bir süre konuştular. İsmail'e Fulya'nın durumunu konuştuklarını anlattı. Sonra Barış hakkında konuştular.

"Aynen abi Barış'ı buraya çağırayım bir de siz yumruklaşın." Dedi İsmail yerinden kalkarak. Salonda volta atmaya başladı.

"La oğlum benim derdim yok o çocukla. Konuşacağım sakin sakin." Dedi Mert Hakan. "Bak Fulya için. Fulya bu sarı kafaya aşık olmuş belli ki. Çok yorum yapmayacağım bununla ilgili. Gönül bu ota da konar... neyse işte."

"Barış da öyle." Dedi İsmail hemen. "Ben onları ilk yakaladığımda daha yenilerdi. Buna rağmen Barış çok netti, ben Fulya'yı çok emin görmemiştim."

"Barış bence kötü biri değil, kafası basmıyor ama bazı şeylere belli ki."

"Abi Barış şimdi seni görünce, Fulya ile konuştuğunu öğrenince daha çok çıldırmasın?" İsmail gergin bir şekilde Mert Hakan'ın yanına oturdu.

"Sen varsın, bir şey olmaz."

"Arıyorum o zaman." İsmail cebinden telefonunu çıkarttı. "Ferdi'yi de mi arasak? Arkadan iş çevirmiyoruz değil mi? İrfan'lara haber versek mi?" Birden paniklemişti.

"Çağır oğlum." Mert Hakan ciddi konuştu. "Cengiz, Çağlar falan da gelsin. Osayi'yi de çağıralım mı, kavga var dersek gelir belki Jayden'ı da alıp?" Mert Hakan'ın sesi sinirle yükseldi.

"Of tamam dalga geçme benimle ya arıyorum." İsmail numarayı çevirip beklemeye başladı. Telefon açıldığında heyecanlandı. "Barış!"

"İso, şu an konuşamam. İşim var. Kapatıyorum, hadi bay bay."

Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin