"Barış hadi dur artık. Yataktan çıkmalıyız, kaç oldu saat. Geç kalacağız."
Fulya Barış'ın yüzüne ve boynuna bıraktığı ıslak öpücükler arasında zar zor konuşabildi. Durmasını hiç istemiyordu. Ama uyanmış olmalarına rağmen saatlerdir yataktalardı. Barış bugünden itibaren kampa girecek, derbiye odaklanacaktı. Kısacası ayrı kalacakları günler başlıyordu. O yüzden ikisi de şu dakikaların bitmesini istemiyordu.
"Yavrum dur şimdi günlerce hasret kalacağım sana, biraz daha seveyim seni." Barış'ın sesi adeta yalvarır gibi çıktı. Fulya ona nasıl karşı koyabilirdi ki? İsterse hiç bırakmasındı. "Kokunu, gözlerini, dudaklarını..."
Barış önce saçlarını kokladı. Vanilya aromalı şampuanının kokusunu içine çekti. Sonra çenenisinden tuttu, başını kendine çevirdi. Barış'ın bal rengi gözleri ihtirasla parlıyordu. Fulya'nın ela rengi gözleriyle buluşan bakışlar uzun süre kopmadı. Sonra bakışları dolgun dudaklarına indi. Fulya arzuyla dudaklarını yaladı. Kısa sürede dudakları birbiriyle buluştu.
"Başka nelerimi özleyeceksin?" Diye sordu Fulya kışkırtıcı bir gülümsemeyle. Barış sırıttı. Elleri göğüslerine indi. İki eliyle de memelerini kavradı.
"Bunları." Diye yanıtladığında Fulya kıkırdadı. Bir eliyle bir memesini yoğururken diğer eliyle diğer memesinin ucunu sıktı. "Bunları öpmeyi, emmeyi, okşamayı... ben antrenmanda bile bunları düşünüyorum. Hemen eve gitsem de yüzümü buraya gömsem diyorum."
"Başka?"
"Sorularını yanıtlarım güzelim ama yataktan çıkmak istediğine emin misin? Yoksa biz bir saat daha buradayız." Fulya ona hak vererek başını salladı. Barış'ı kışkırtmaktan zevk alsa da artık durmalıydı. Hiç istemese bile... "Ama çok merak ediyorsan özleyeceğim bir diğer şey..." Barış cümlesini tamamlamadı. Onun yerine sağ elini Fulya'nın kasıklarına indirdi. "Bence o da beni özleyecek." Barış göz kırptı.
"Barış!"
"Sonra onunla özel olarak ilgileneceğim ama merak etme." Barış durmadı. Fulya da durmasını istemedi. İşaret ve orta parmağı yavaşça içine kaydı. "Ne oldu? Özlemeyecek mi yoksa? Elimi çekeyim mi?" Barış da onu kışkırttı.
"Hayır!" Fulya hemen koluna sarıldı.
"Bensiz yapamaz mısın?" Barış boynunu emerken parmaklarıyla ona zevk vermeye devam etti. "Dün geceden beri kaç defa boşaldın güzelim ama hala deli gibi sulanıyorsun. Ben ne yapacağım seninle?"
"Bırakma yeter."
"Asla." Dedi Barış. "Seni çok seviyorum. Anladın mı? Sana hastayım ben."
Yataklarında geçirdikleri şehvetli saatlerden sonra Barış ve Fulya artık ayaklandılar. Fulya mutfağa kahvaltı etmeye giderken Barış duşa girdi. Fulya kafaya koymuştu, derbiden sonra Ferdi'ye her şeyi anlatacaktı. Ağır saçmalamıştı, özür de dileyecekti. Barış onun için doğru insandı. Ferdi bunu anlardı. Barış duştan çıktıktan sonra Fulya onunla düşüncelerini paylaştı.
"Seni çok seviyorum." Dedi Fulya birden.
"Aşkım? Ben de seni seviyorum. Ne oldu?" Barış beline bağladığı havluyla yatağın köşesine oturdu.
"Derbiden hemen sonra Ferdi'yle konuşacağım." Dedi Fulya. "Yani... sonucuna göre hemen değil. Ama ilk fırsatta konuşacağım. Çok uzattım özür dilerim. Kendimi hazır hissetmedim. Sana olan hislerim ve senin bana karşı hislerinden eminim ama. O yüzden Ferdi'yle konuşacağız."
"Fulya'm... sen benim hislerimden şüphe etmiyordun inşallah. Sana deli oluyorum hatunum benim." Barış elleriyle Fulya'nın yüzünü kendine yaklaştırdı ve yüzüne öpücükler bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper Yılmaz
FanficBarış Alper Yılmaz x Fulya Kadıoğlu