onyedi

309 48 42
                                    


















🪩






Güne bok gibi başlamıştım, her zaman ki gibi. Saat 11.09'du.

Annemin yeniden migreni tutmuştu. Kafasını yataktan kaldıramıyordu, uyanır uyanmaz onu böyle görmek canımı sıkmıştı.

Babam işe erken gitmişti normalinden demek ki. Normalde bu saatlerde çıkardı, 9'da ya da 10'da gitmiş olmalı.

Mutfakta tek başıma oturmuş, kaseme döktüğüm mısır gereğimi yerken hayatı sorguluyordum. Ne kadar yalnızım amına koyayım.

millet GÜNAYDIIINNN ASKİİİMMM💋💋🎀🎀🎀 gibi mesajlar alırken, benim sabah sabah telefonuma gelen tek bildirim, 21 yaşımda olmama rağmen hâlâ oynadığım Pou oyunundandı.

Semih'le sevgiliydik, ama bu zamana kadar bana hiç günaydın mesajı atmamıştı.

Alışıktım ben zaten, atmasını beklemiyordum.

Kaseyi bitirdiğimde lavaboya koydum ve salona geçtim. Telefonumdan sevdiğim şarkılardan birini açtığımda etrafı topladım.

Zamanım ev işi yaparak geçti. İş yaparken müzik dinleyebiliyor, hayaller kurabiliyorum. O zaman o temizlik bana eziyet değil, terapi oluyor.

Bir duş aldığımda annem az da olsa kendine gelebilmişti. Ona yiyecek bir şeyler hazırladım ve ilaçlarını verdim. Saat 3 olmuştu, ne çabuk.

Çalan telefonumla gözümü televizyondan çektim ve telefonumu ters çevirerek arayana baktım. Yengem arıyordu.

"Efendim yenge?"

"Alo, Evin. Ne yapıyorsun canım?"

"Ne yapayım yenge, etrafı topladım, bir duş aldım, oturuyorum şimdi."

"Hee.. Ya yengeciğim, atlayıp bana gelsen olur mu, ne olur. Akşama misafirler var, karnım yüzünden hareket edecek hâlim kalmadı."

Kıyamam.. Canım benim. gülümsedim.

"Gelirim yengeciğim, üzme kendini. Gelirken bir şey istiyor musun?"

"Şey.. Şu geçen beraber yediğimiz cips varya, ondan alsan olur mu?" gülümsedim.

"Alırım. Hadi çıkıyorum ben, gelirim yarım saate."

"Tamam bebeğim, çok teşekkür ederim."

Telefonu kapattığımda annemin yanına gidip anlattım. Elbette gitmem gerektiğini, yengeme yardım etmem gerektiğini ve kendisinin de iyi olduğunu söyledi. Üstüme siyah boğazlı bir kazak altına mom giyerek en kısa sürede evden çıktım.

Nisan ayı olmasına rağmen hava hâlâ soğuktu. Kazak giymem benim suçum değil.

💋

Eve geldiğimde yengemi doyasıya öpüp sarıldım ve ona istediği cipsle aldığım abur cuburları verdim. Bir süre oturup sohbet ettik, güldük. Can okuldaydı, akşam abim alacakmış onu. Biz de yengemle yemek işine girişmek için mutfağa girdik.

Elimdeki tahta kaşıkla dibi tutmasın diye çorbayı karıştırırken göz ucuyla yengeme baktım.

"Yenge, akşam kimler geliyor yemeğe?"

ağzındaki çikolata parçasını yuttu ve elini karnına koyarak bana baktı. "Mert abinle Tuğçe ablan."

Elimdeki çorba kaşığı bir an da fırlamış ve ani refleksle tezgaha tutunmuştum. Vücudumdaki tüm kan çekilmiş gibi olmuştum.

illicit affairs 🪩 mert günokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin