Bir yandan sırıtarak tavanı izliyor bir yandan da yatağımın üzerinde ayaklarımı bir o yana bir bu yana sallıyordum. O şanlı güne geçecek olan gecedeydik ve aşırı heyecandan asla uyuyamıyordum. Dün eve bakmış oldukça fazla beğenmiştik hatta içime baya bir sinmişti. Yine de düğünden önce almak istemediğimiz için bir kenarda duruyordu. Evden hemen sonra ise nikah tarihi almaya gitmiştik.
13.04.2025...
Düğün tarihimize tam olarak yedi,sekiz ay vardı. Yarım yıl sonra aynı evin içinde aynı yastığa baş koyacaktık. Bu beni öyle heyecanlandırıyordu ki. Kendi evimize çıkmak,Kendi düzenimizi kurmak ve bunların hepsini Enes ile yapmak. Rüya gibiydi.
Odayı sıcak bir mırıltı doldurduğunda yanımda yatan Yıldız'a baktım. Artık benimle kalıyordu. Zaten sürekli kucağıma yerleşiyor,uyumak için benim odam tercihi oluyordu.
"Annecim. Sende heyecanlısın değil mi?" Yan dönüp tüylerini hafif hafif okşadım. "Ben çok heyecanlıyım. Her şey çok güzel ve gönlümüzce olacak inanıyorum." İyice sırnaşıp boynuma sokulduğunda gülümseyerek tüyleri arasından öptüm. "Sana da iyi geceler."
Gözlerimi yumup bir süre uyku namına bir şeyler aradım ama o kadar yoktu ki. Heyecanım her şeyi silip süpürüyordu adeta. Yıldız yanımda mışıl mışıl uyurken ben ise hala bir elbise daha dikecek enerjideydim.
Mankenin üzerinde duran elbiseme bakıp hafifçe gülümsedim. Bu yarın benim üzerimde olacaktı. Hayalimdeki ve çizimimdekinden bile çok güzel olmuştu. Bu işe başlarken bunu bu kadar güzel yapabileceğimi düşünmemiştim. Zorlanmıştım,uğraşmıştım ama başarmıştım. Tekrar tekrar bu işin ne kadar bana ait olduğunu hissetmiştim. Bana ve hayallerime. Yavaşça doğrulup komidinim üzerindeki ışığı açtım. Etraf hafiften loşlaşırken ayaklarımı yataktan sarkıtarak masama doğru ilerledim.Mankenim yanından geçerken elbiseme ellemeyi ihmal etmeden çekmeceden kalın dosyamı çıkararak masaya serdim. Liseye geçerken çizdiğim çizimler vardı. O zamanlar büyük bir hayaldi. Bir marka kurmak. Sürekli defile izlerdim. Hatta bir marka ismim bile vardı.
Sayfanın en üzerinde yazan isme baktım.
LeVante
Çok bir manası yoktu aslında. Rastgele bir şeyler denerken bulmuştum. Bir de o zamanlar lavantayı ve kokusunu çok seviyordum. Biraz da ondan çağrışım yapmıştım ama kulağa hoş ve havalı geliyordu. Altına mağazanın taslağını bile çizmiştim.
Küçük Gizay'ın hayallerine gülümseyip sayfaları bir bir çevirdim. Çok acemice birkaç çizim sonrası gitgide güzelleşiyordu.
"Acaba bana çizilen meslek bu olabilir mi?" Kendi kendime mırıldanıp çizdiğim sayfalar arasında dolanırken odamın kapısının açılmasıyla irkilerek oraya döndüm. Gizem ve Görkem paldır küldür içeriye girmişti.
"Ne yapıyorsunuz?"dedim fısıldayarak.
"Oh abla iyi ki uyumamışsın. Bizi salona attılar vallahi bir oradan bir buradan horultu sesleri. Senin odan daha iyidir diye düşündük."bir Görkem'e bir Gizem'e baktım. Bana yavru köpek bakışları atıyorlardı.
"İyi tamam geçin yatağa ama Yıldız'a dikkat edin."
"Ablam be!"onlar yatağa kurulurken bende hayallerimi yine bir dosya arasına koyup kapattım. Sandalyemle beraber onlara doğru döndüğümde birbirini tepiklemekle meşgullerdi.
"Rahat durun." Yıldız yataktan atlayıp kucağıma geldiğinde tüylerini okşadım. İkilisi ise alttan alttan birbirlerine bulaşmaya devam ediyorlardı.
"Bir durun. Size bir şey soracağım."ikiside aynı anda durup bana baktılar. Ben ise yutkunarak Yıldız ile ilgilenmeye devam ettim.
"Abla sorsana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
Teen Fiction-hikayedeki kişiler,kurumlar,olaylar ve askeri terimler hayal ürünüdür. Gerçekle bağlantısı bulunmamakla beraber kurgudan ibarettir- Filmlerde izlediğimde asla yaşamayacağım şeyi ilk görüşte aşk olarak tasvir ederdim. Şimdi ise hayattan bir ders da...