10. bölüm

29 4 0
                                    

canım okurlarım 4. kurgu ile karşınızdayımmmmm. umarım beğenirsiniz iyi okumalarrrrr
hepinizi öptümmmm

😘😘😘😘❤❤❤

💞💕💕💞💕💞💞💞💕💞💕💞💕💞💕

telefonu yerden aldım. yanımdaki çocuk da uyanmıştı. kim olduğuna baktığımda  şaşkınlıkla  bakakaldım. Viktor da burada okuyordu. o da beni fark ettiğinde kaşlarını çattı.

"senin ne işin var burada Alvina?"

bana Sürekli Alvina demesine sinir oluyordum ama belli etmedim. bir de ne işim olduğunu  soruyor.

"sence?"

kaşlarını biraz daha çattı.

"okulunu mu değiştirdin?"

"hı-hı."

bir anlık bakışları dudağıma indi ardından gözlerini kaçırdı.  yüzüm kıp kırmızı olmuştu büyük olasılıkla neden utandığımı bile bilmiyordum.
kapşonumu çekip kafamı kollarım arasına  gömdüm.
Viktor hafifçe güldü. oflayıp ayağa kalktım. o da benimle birlikte kalktı.

"Nereye Aden?"

bana 'Aden ' demesi ile kaşlarımı çattım.  niye Aden demişti ki bana?

"bahçeye çıkacağım."

o önden yürümeye başladı. nereye gidiyordu?
kafasını bana çevirip  yan bir şekilde baktı. tek cümleyle ÇOK KARİZMATİK OĞLUM BU !!!!!!!!!

elini bana uzattı. birkaç saniye eliyle bakıştım. ardından Viktor'a anlamadım bakışlarımı attım.
hafifçe gülümseyip yanıma geldi aramızda baya boy farkı vardı resmen.  bir sure birbirimizle bakıştık tabi Efe ve Berk'in sesini duyunca goz temasımız kesildi.

dünkü çocuklar onları tekrar sıkıştırmıştı. sinirle dişlerimi sıktım. sert adımlarla onlara yaklaşmaya başladım. onlara nasıl vururlardı? ben dün saçlarını okşarken bile çekinmiştim.

"NE OLUYOR BURADA???!!!!!???"

herkes benim sesim ile bana döndü. dünkü zorba çocuklar birbirlerine 'sıçtık' bakışı atıyordu. 
düm aralarında olmayan ve digerlerine göre daha kalıplı olan çocuk alayla güldü.

"sen işine bak güzellik."

kaşlarım havalandı. sinirle güldüm.
dün benden dayak yiyenlerden biri konusmaya başladı.

"abi bu dünkü kız."

beni baştan aşağı süzüp göz devirdi.

"bu kız zayıf bir şey."

"HADDİNİ AŞMA LAN!!!!! SANA KAÇ DEFA DİYECEĞİM BULAŞMA BU ÇOCUKLARA DİYE!!!!!!  AMK EMİR'İ SİKTİR GİT GÖZÜM GÖRMESİN SENİ!!!!!"

Viktor'un bağırması ile adının Emir olduğunu ögrendiğim şahıs korkuyla yutkundu. digerlerine işaret verip uzaklaştılar.  bende hemen Efe ve Berk'in yanına gittim.  Efe'nin yüzünü avuçlarımın arasına alıp baktım. bir şey yoktu sadece dudağı kanamıştı.

ikisi de bana sıcacık gülümsedi.  ardından sarıldılar.  ardından gözleri Viktor'a kaydı. ikisinin de gözlerinde kıskançlık vardı.

"Viktor abi siz ne ayak?"

hafifçe Berk'in kafasına vurdum.  dönüp bana  ters ters baktı.   Viktor bize gülüp Berk'i kolunun altına aldı.
bu sefer sinirle Viktor'a döndüm.

"beni bir daha koruma! kendi başımın çaresine bakabilirim!  korkak ve güçsüz değilim!!!!!!"

kaşlarını  çattı.

"başının çaresine bakabileceğini  biliyorum!  ayrıca korkak ve güçsüz olduğunu  düşünmüyorum!!! nerden çıktı bu??!!"

"bağırma bana!!!!!!!!!!!!'

"bağırmıyorum sana!!!!!!!!!!"

sinirle yüzünü sivazladı. ardından arkasını dönüp uzaklaştı.  bende tam tersi yöne doğru ilerlemeye  başladım. sınıfa gelince kafamı sıraya gömüp uyumaya başladım.

Viktor'un bakış açısından

sinirle yüzümü sivazlayıp oradan uzaklaştım. ona bağırmak istememiştim ama  o da bağırdığı için kendimi tutamamıştım.  bahceye çıkınca bizimkilerin yanına gittim.

Hera aklımdan çıkmıyordu bir türlü. Zeus ve Ares ile kardeşti  büyük olasılıkla ama onu görmezden geliyorlardı. sanki hiç Hera yokmuş gibi. aklım Hera da kalınca sınıfa doğru ilerlemeye başladım. kafasını sıraya koymuş uyuyordu. onun bu haline tebessüm etmeden edemedim.

sessizce  gidip yanına oturdum.  saçları yüzüne gelmişti. onu uyandırmadan saçlarını yüzünden çektim.  çok tatlıydı.  babamım cenazesinde aşık olduğum kız oydu.
Ivan Nikolay ALEKSANDROV  benim babamdı.

onu uzaktan izlemek o kadar çok canımı yakıyordu ki. Hera ile ilk defa 2 gün önce konuşmuştum.  kalbim  fazla hızlı atmaya başlamıştı.  hatta kalbimin sesini duyacak diye ödüm kopmuştu.

Hera uykusunda hafifçe gülümsedi. o an rüyasında ne gordüğünü deli gibi merak ettim.  onun bu okul değiştirmesi iyi olmuştu. gün içinde hep yüzünü görüyordum, kokusunu hissediyordum, varlığını fark ediyordum.  onu çok seviyordum. aşk boyle bir şeydi işte. hep görmek istiyordum onu. hep yanımda olsun istiyordum. bana sarılsa sanki tüm dertlerim uçup gidecekmiş gibi geliyordu.

Hera yavasça kıpırdanınca biraz geriye çekildim.  rahatsız olabilirdi nede olsa bana pek güvenmiyordu.
gözlerini birkaç kere kırpıştırıp doğruldu.  minik elleriyle gözlerini ovaladı. öğlen arası olduğu için sınıf bomboştu. bana döndü anlamsiz bakışlar atıyordu. sanki neden burada olduğumu sorguluyordu.
derin bir nefes verdim.

"özür dilerim."

"hmm neden?"

"sana bağırmamalıydım. "

"sorun değil."

tam ayağa kalktığında bende onunla birlikte  kalktım. Hera'nın ayağı takılınca düşmesin diye bir kolumu beline dolayıp sırtını göğsüme yasladım. korkuyla koluma tutunmuştu. yüzünü bana çevirince yüzlerimiz arasında santimler kaldığını fark ettim.  burumlarımız birbirine değiyordu.

ikimizde nefeslerimizi tutmuştuk. ne yapıyorduk biz?  onun büyüsüne kapılmış şekilde duruyordum. hareket edemiyordum. Hera da hareket etmiyordu. sadece durmuş birbirimize bakıyorduk. onun beline sardığım kolum sanki yanıyormuş gibiydi.  onun gözleri sanki kalbimi delip geçiyordu.

Yalan / gerçek ailemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin