1. BÖLÜM

59 1 1
                                    


TOKAT

Saat gece yarısını çoktan geçmişti ama hala ne gelen vardı nede giden.

Bugün Ateş gelecekti. Ya da gelmeyecekti... Dikkat ettiğime göre Perşembe günleri arada bir olsa da geliyordu. O yüzden onu beklemeye devam ettim. Neden beklediğimi ise hiç bilmiyordum.

Belki gelir umudu ile saatleridir koltukta, telefon ile oynuyordum.

Yaklaşık 3 aydır evliydik Ateş ile. Fakat toplasan bir iki defa eve gelmiş ya da biz kaç defa bir araya geldik bilemiyordum. Eve çok nadir geliyor, uğradıktan sonra ise haftalarca gelmiyordu.

Ateş ile aşk evliliği yapmamıştık, onun şirketinde çalışmaya başladığım gün yanlışlıkla çarpışmıştık, dağa doğrusu ben çarpmıştım. O ise ilk başta kaşlarını çattı, üzerime eğilip yüzüme baktığında ise gözlerinde büyük bir şaşkınlık görmüştüm. O gün, o tepkisine şaşırsamda fazla umursamıştım.

Karşı duvarda asılı dijital saate baktığımda, 01.13 olduğunu gördüm. İçimden bu saatten sonra gelmez diyerek ayaklanırken, kapıdan gelen kilit sesi ile kendime geldim.

Gelmişti.

Saatlerdir içimde tuttuğum sinir, tekrar gün yüzüne çıkarken tepeden tırnağa hissettiğim öfkem ile hızla salonunun girişine yönelip kapıya ilerledim. İlk kez bu kadar içimde öfke biriktirmiş ve bunu da dışarı yansıtma gereği duymuştum.

Artık bu konuda konuşup, bir sonuca varmamız gerkiyordu.

Kapı açıldığında iri bedeni ile Ateş gözüktü. Sanki varlığımı hissetmiş gibi kafasını kaldırıp bana baktığında, gözleri şaşkınlık içinde bakarken büyük ihtimalle neden bu saatte ayakta olduğumu sorguluyordu.

"Neden yatmadın?" Evet ilk sorusu bu olmuştu.

"Bilmem acaba neden!?" Derken sesim hem imalı hemde sitemliydi. Alaycı sesim ile yorgun duran Ateş, hiç beni takmadan yatak odasına doğru ilerlerken, önüne geçip durmasına sebep oldum. " Ne oluyor Ateş? Anlamıyorum, neden böyle yapıyorsun?! Biz evliyiz farkında değilmiş gibi davranıyorsun. Ya geldiğin saate bakar mısın?"

" Melis, yorgunum zaten bir de seninle uğraşamayacağım. Geç yat." Alayla güldüm. Yine beni umursamıyor, takmıyordu.


" Ateş sen ne dediğinin farkında mısın ya?" Sinirle güldüm.  " Kaç aylık evliyiz ama ben hala kocamı tanımıyorum bile." Dedim yüksek bir sesle. Fakat sesim beklediğimden fazla sesli çıkmış, benim beklemediğim gibi Ateş de beklemiyor olacak ki gözleri, ismi gibi alev alev oldu. Bakışları gittikçe korkutucu bir hal alırken, kasım kasım kasılan bedenini hissedebiliyorum.

" O sesini yükseltme Melis. Yoksa o sesini kesmesine bilirim!" Derken sesindeki tehditvari tını, bedenimi buz gibi yapmıştı. Ondan her ne kadar korksamda bugün geri adım atmamaya kararlıydım. Hiç bozuntuya vermeden gözlerinin içine baktım fakat yakıcı hareleri ile ne kadar çok göz teması kurabilirsem tabi.

Ateş, korkunç derecde tehlikeliydi. Dışardan her ne kadar güçlü bir iş adamı gibi dursada, onu yakından tanıyanlar, görenler hiç de öyle olmadığını anlayabilirdi. Tehlikelerle dolu bir adamla evlenmiştim fakat fark etmediğim şey ise onun böyle tehlike üstüne kurulu oluşunu evlendikten sonra anlamamdı. Bir kere asla ama asla onu sinirlendirmemem gerektiğini biliyordum çünkü çok korkunç bir hal alıyordu ve ben buna çoğu kez şahit olmuştum.

SOĞUK KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin