KAMERA
MEDYA : MELİS ARSLAN
Kapıyı açtığımda karşımda tanımadığım bir kızı görmeyi tabiki de beklemiyordum. Hafif esmer, siyah, kalın çerçeveli gözlüğünün altında ki kahve gözleri ile tahminen 18' lerinde güzel bir kızdı.
Genç kıza öylece bir ifadeyle bakarken, onun bakışları ise hemen arkamda ki evi inceliyordu. Yüzünde ise anlam veremediğim bir ifade vardı. Sanki biraz korku ve endişe. İncecik kaşları çatılmış, kısık gözler ile tedirgin bir şekilde evi inceliyordu.
En sonunda konuşmama gerektiğine kanaat getirerek dudaklarımı araladım." Buyrun." Dedim net ve ciddi bir sesle. Kızın bakışları bana dönerken, zorla gülümseyemeye çalıştı.
" Merhaba. Eee... Ben üst katta oturuyorum. Yeni bir komşumuz olduğunu duydum. Tanışmaya geldim. Adım Dilan." Derken sesi fazlası ile titriyordu. Yine de gülümsedim. Demek komşumudu. Elini uzatması ile bende elini kavradım.
" Merhaba. Ben de Melis. Bugün taşındım. Doğru."
" Aaa memnun oldum Melis. Yani şey abla."
" Sorun yok. İstediğin gibi hitap edebilirsin." Derken gülümsedim." İçeri gelmek ister misin Dilan? Hem tanışmış da oluruz." Dediğimnde yüzünde sahici bir tebessüm oluştu.
"Olur."
Dilan' ı içeriye doğru yönlendirip beraber oturduk. Biraz sohbet ettik ve tanıştık. " Dilan ben bir çay koyayım. Öyle devam ederiz."
" Olur olur. " Derken sesi fazla heyecanlı çıkmıştı. Yine de umursamayıp ayaklandım. Mutfağa girip dolapları gezdim. Fakat aklıma son anda gelen şey ise daha ev için alışveriş dahi yapmamış oluşum.
" Hay Allah." Geri salona doğru ilerledim. Ayıp olur muydu acaba? Öğle yemeğini dışardan sipariş ettiğim için daha alışverişe çıkma aklıma gelmemişti. Neyse yapacak bir şey yoktu.
Oturma odasına girdiğim anda gördüğüm şey ile kaşlarımı çattım. Dilan koltuğa çıkmış, gece lambasının arkasında bir şeyler yapıyordu. " Dilan?" Derken sesim sorgular bir vaziyetteydi.
Hemen arkasını dönen Dilan' ın korkusu buraya bile yansımıştı. " Ne yapıyorsun orda?" Dedim. Ne olduğunu anlamaya çalışarak.
" Şe- şey ben. Burda böcek gördüm. Onun için baktım." Sesi yine fazla titriyordu. Korkmuş bir ifadesi vardı yüzünde.
Yüzümü buruşturdum. Böceklerden ölesiye korkardım. En zararsızından bile. Böcek olsun yeterdi yani. " Böcek mi? Hani nerde?" Dilan'ın ifadesi şaşkınlıkla şekillenirken oda yüzünü buruşturdu.
" Kaçtı birden. Yakalamaya çalıştım ama olmadı."
" Anladım. En iyisi böcek ilaçlamayı çağırmak. Neyse canım, evde çay yok kusura bakma. Daha alışverişe çıkamadım." Derken Dilan da koltuktan inmiş ayakta durmuştu.
Dilanla tekrar sohbet ettik. Bir saat kadar daha kaldıktan sonra evine gitmişti. Bende markete alışverişe çıkmıştım.
İlahi Bakış Açısı
Genç kadın dar sokakta yürürken bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu. Tedirgin bakışları, korkak hareketleri ile dışardan bakan birine göre fazla belliydi. Lanet olsun ki çok korkuyordu. Adımlarını hızlandırdı. Köşeyi döndüğünde siyah Volkswagen model minibüsü gördüğünde içinde ki korku daha da büyüdü. Derince yutkundu. Adımlarını hızlandırdı.
Arabanın önüne geldiğinde kapı otomatik olarak açıldı. Ve tam da karışısında görüp görebileceği en korkunç adamı gördü. Lacivert takım elbise içinde, burdan bile belli olan omuz kasları ile oturduğu koltuğa yayvanca yayılmış Ateş Arslan... Genç kız korkudan titrerken, zorla yutkundu.
" Hallattin mi?!" Diye derinden bir ses geldi. Kız başını hızla salladı. Adamın yüzünde belli olan sinsi tebessüm genç kızı daha da korkuturken ona gerçeği söylemesi gerektiğini biliyordu.
" Şe-şey... Sadece oturma odasında ki lambaya takabildim." Derken sesi tirtir titriyordu. Genç adamın saniyesinde değişen ifadesi ile dilini ısırdı genç kız. Ama ondan değilde başka bir şekilde öğrense bu seferde yaşatmazdı onu. En iyisi gerçeği söylemekti.
" Diğer odalara niye takmadın?" Sesini sakin tutmaya, sinirlenmemeye çalışıyordu. Ama çok zordu. Sevmiyordu yarım bırakılan işi.
" Çay yapmak için mutfağa gidince oturma odasına takabildim. Hiç yanımdan ayrılmadı." Derken fazla detaya girerek açıklama yapma gereği duydu. Ama adamın an be an değişen ifadesi, büsbütün onu korkutuyordu.
" Yani beceremedin."
" Hayır, Ateş B-"
" Kes sesini lan... Atın şunu gözüm görmesin. Bir işi de tam yapın lan. Bir işi de ." Derken sesi vahşet derecede korkutucuydu. Genç kızın ağzından çıkan hıçkırık ile korku ile yere düştü. Genç kadın korumalar tarafından yerde sürüklenerek dışarı atıldı.
Korkudan ağlayan genç kadına baktı koruma. Oda ifadesizdi ama üzülmüştü. Bu en yakın koruması Mertdi. " Bugünü unut. Tabi yaşamak istiyorsan." Derken sesinde gram his yoktu. Genç kız korku ile başını sallarken, koruma ise yine vicdan yükünü omuzlarına alarak arabaya bindi.
Araba hızla yanından geçip giderken genç kız, korku ile geriledi. Az önce yaptığı şeye pişman olsada iş işten geçmişti. Telefonuna gelen bildim sesi ile oraya döndü. Hesabına 30 bin lira yattığını gördü. Bu parayı haram olarak gördü. Boğazından geçemeyecekti ama her şey evde beslediği bir can içindi. Kanayan dizlerini ve paramparça ellerini umursamdan yerden destek alarak doğruldu.
__________________________
Büyük evin balkonunda oturuyordu Ateş. Parmakları arasında, içi gibi sipsiyah bir sigara masada üç şişe viskisi ile iyice kendinden geçmişti. Son günlerde keyfi hiç de yerinde değildi. Şirkette her gün bir hayin topluyor üstüne üstelik bir de karısının kaçması ile uğraşıyordu. Eline telefonu alarak yine aynı uygulamaya girdi.
Karısını bulmuştu. Zaten bulamaması komik olurdu. O istediğini kolayca elde eden bir adamdı. Tıpkı Melisi de zorla elde ettiği gibi. Ekranda beliren görüntü ile dudaklarına götüreceği sigara dondu. Karısı yanında olmamasına rağmen yine yapmıştı yapacağını. Üzerine giydiği mini şort ve askılı ile daha ne kadar çıldırtabilecekti genç adamı.
Oturma odasında oturmuş, koltukta yatarak telefon ile oynuyordu. Tabii nerden bilsin bugün evine gelen kadının odasına kamera taktığını.
Genç adamın bakışları ilk önce göğüs çatalına ardından da açıkta kalan bacaklarına kaydı. Derince yutkundu. Anlaşılan yine soğuk bir duşa ihtiyacı olacaktı. Genç kadın her halükarda onu delirtemeyi biliyordu. Şuan tek istediği kadını eve getirip sabaha kadar yataktan çıkartmamaktı. Derince iç çekti. Bacakları arasında varlığını koruyan şeyin hareketliliği ise sinirlerini fazlası ile geriyordu.
" Her boka kalk zaten." Diyerek homurdandı.
Genç kadın aniden elindeki telefonu yere düşürünce, adam da pür dikkat onu izliyordu. Ayağa kalkıp yere eğildi, ardından dizlerini kırarak koltuğun altına düşmüş telefona uzandı fakat hesap edemediği şey ise dolgun kalçaları fazlası ile belli oluyordu kamera açısından.
" Siktir lan." Gözlerini sinirle kapattı. Bu kadın ona neler yapıyordu böyle. Şimdi evinde olacak sıcak yataklarını daha da sıcak yapacaklardı. Ne gerek vardı böyle kaçmalara. Genç adam bakışlarını telefondan çekip manzaraya bakmaya koyuldu. Yoksa her an genç kadını alıp buraya getirecek ve istenmeyen şeyler olacaktı.
Genç adam aslında onu bulmasına rağmen eve getirmiyordu. Bir kaç gün de olsa izin vermek istedi. Kafasını toparlayıp öyle eve getircek ardından da bizzat cezasını verecekti. Şimdilik müsade etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK KARANLIK
ChickLitYüzüme vuran ılık nefesi, gittikçe bana yaklaşırken daha ben ne olduğunu anlamadan nasırlı parmakları belimi kavradığı gibi kendine çekmesi ile afalladım. Dokunuşlarına aldanmak, onun etkisine kapılmak istemiyordum. Derin nefesler alıp veririken, in...