TEMAS
Araba, tek tük lüks villaların olduğu bir sokağa girdi. Bir kaç dakika sonra krem renginde, büyük bir villanın önünde durdu araba.
Ateşe baktığımda, ifadesizliğini koruyordu.
"Burası neresi? Neden getirdin beni buraya? Bana nacaksın? Bana cevap ver."
Art arda korku dolu gözlerimle ona bakarak sorular sıraladım. Ateş arabadan indi, ardından benim kapıma gelip sert bir hızla kapıyı açtı.
"İn."
Sesi korkunç derecede sakindi.
"İnmeyeceğim, bana buraya neden geldiğimizi söyle."
Bir eli arabanın tavanı diğeri ise kapının üst tarafındaydı. Kafasını yavaşça arabanın içine sokup bana doğru yanaştı, kolumu büyük bir hızda çekip beni arabadan çıkarttı.
Kapıyı ardımdan kapatıp beni eve doğru ilerletti, pardon sürükledi. Kapının önüne geldiğimizde, anahtar ile açıp, kolumu bırakmadan içeri girdi.
Kapının hemen yanında yukarı doğru tırmanan bir merdiven vardı, karşımda ise kocaman bir salon, diğer tarafta ise mutfak. Ev, krem ve beyazın hakim olduğu, sade ve iç açıcıydı.
Kolumu hala bırakmayan kızgın boğa, merdivenlerin yan tarafında aşağı inen, karanlık merdivene ilerlediğinde benide peşinden sürükledi.
Artık ne yapacağını az çok kestire biliyordum. Hırıltılı nefesler alıp veren Ateş' in göğsü büyük bir hiddetle inip kalkıyordu. Benide oyuncak bebek gibi peşinden sürüklerken, merdivenlerden aşağı inmeye başladık.
O sırada göz yaşlarım, yanaklarımdan inci misali akıyordu. Sessizce ağlıyordum...
"Ateş..."
Nefes alamamaya başladım, soluk borumda tıkanan yumru bedenime tiremeye yaydı. Göğüs kafesim sıkışıyor, adımları zor atıyordum...
"Ateş lütfen..."
Sonunda karanlık merdivenleri bitirip, karanlık bir bodrum katına indik. Soğuk ve karanlık...
"Ateş, çok korkuyorum."
Çaresizce dilimden dökülen kelimelerin, ona bir etki yaratmasını bekledim. O ise ben hiç konuşmamışım gibi kolumu daha sert kavrayıp, karşımızdaki siyah, demir kapıyı itip açtı.
Nefes alışverişlerim yavaşladı. Bir an gerçekten öldüm sandım. Ellerim, ayaklarım, diz kapaklarım, göz bebeklerime kadar her yerim titredi. Bütün bedenimi etkisi altına alan karıncalanma, kafamda daha da etkiliydi, öyle ki sanki biri kafama baltayla vuruyordu. Sesler... Kulaklarımı tıkadım. Duymak istemiyordum. Göğsüm de büyük bir yangın belkide yıkımın ta kendisi vardı. Yere çöküp, saattlerce ağlamak istedim. Bu gördüğüm şey, bu olamaz...
"Ateş özür dilerim, bir daha kaçmayacağım yemin ederim. Nolur yapma, beni oraya koyma lütfen çok korkuyorum. Nolur özür dilerim, nolur yapma. Bi-Bir daha asla kaçmayacağım, yemin ederim. Ne istersen yaparım, ama beni oraya koyma, nolur yalvarırım sana."
İfadesizdi Ateş... Gözleri, karşısında korkudan titreyen bana dediğinde, hayatım boyunca asla unutamayacağım o hareketi yaptı, beni o odaya çekti ve ardından kolumu ittirerek, kapıdan çıkıp kitledi.
Elimi kalbime koydum, olmuyordu nefes alamıyordum. Arkama bakmaya o kadar çok korkuyordum ki. Sesler hala geliyordu, öyle ki bir dakika boyunca harket etmeden öylece durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK KARANLIK
ChickLitYüzüme vuran ılık nefesi, gittikçe bana yaklaşırken daha ben ne olduğunu anlamadan nasırlı parmakları belimi kavradığı gibi kendine çekmesi ile afalladım. Dokunuşlarına aldanmak, onun etkisine kapılmak istemiyordum. Derin nefesler alıp veririken, in...