Yüzüme vuran ılık nefesi, gittikçe bana yaklaşırken daha ben ne olduğunu anlamadan nasırlı parmakları belimi kavradığı gibi kendine çekmesi ile afalladım. Dokunuşlarına aldanmak, onun etkisine kapılmak istemiyordum. Derin nefesler alıp veririken, inip kalkan göğsüm onunkine sürtünüyordu. Diğer elini kaldırıp önüme gelen saçlarımı, tek hamlede geriye itti. Kırmızı, kirazı andıran dudaklarını ilk önce anlıma bastırdı. Gözlerimi kapatmamak için büyük mücadele verirken dudaklarının rotası değişmiş şakaklarıma doğru ilerleyerek öpücükler kondurmaya devam etmişti. Onu itemiyordum, durduramıyor, savunmasız kalıyordum. Dudakları durmamış yanağıma, burnuma gamzeme ve cebene sayısız öpücükler kondururken ben ise çoktan gözlerimi yummuştum. Dudaklarımı es geçen dudakları, boynuma doğru yönelirken bir an hayalkırıklığı ile doldum. Çenemden aşağı inen dudakları ıslak öpücüklerini devam ederken bir an nefes almayı unutmuştum. Kendimi bir an öpücüklerin etkisi ile düşücek gibi hissederken, ellerim sıkıca geniş omuzlarını kavradı. Dudakları, boynumu büyük bir açlıkla öperken iki dudağının arasına aldığı etimi emmeye başlaması ile ismi ile inledim. Gözlerim anın verdiği heycan ile kapanmış, karnımda ise bilmediğim sancılar yer açılmıştı. Kafamı geriye atıp ismini söyledim tekrar. Ben kendi sesimden utanırken o hala boynumu öpmeye devam ediyordu. Saniyeler sonra , hiç ummadığım bir anda azılı dişlerini aniden kürek kemiğimin olduğu tarafa geçirdiğinde küçük bir çığlık koptu dudaklarımdan. Omzundaki tırnaklarını acımadan etine saplarken, bir yandan da onu itmeye çalışıyordum. Isırdığı yeri önce öptü, ardından ise ıslak dili ile üzerinden geçti. Boynumun kızarmakla kalmayıp morardığına emindim.Tirek bir nefes kaçtı dudaklarımdan.