Hoşgeldiniz.
İyi okumalar dileyip, kaçıyorum.
Bölüm.14
Bir sigara molası vermek onun kafasını toplamaya yetecek miydi, bilmiyorum. Fakat benim ciğerlerime sıkıntı dolarken onu bekleyecek takatim kalmamıştı. Beni aylarca beklemesine rağmen hem de.
Pencereden içeri giren soğuk rüzgar hala nemli olan saçlarımı geriye savuruyordu. Yaslandığım koltuktan kalkıp pencereyi kapattım. Dışarısı karanlıktı. Sigaranın ucunda yanmakta olan ateşten Ali'nin orada olduğunu anladım. Adımlarımı dış kıpaya çevirdim. Üstümdeki yün kazak yüzünden kollarım kaşınıyordu. Bileklerimi kaşırken kızarttığım için artık dokunmuyordum.
Kapıyı açtığım an rüzgar yüzüme çarptı. Ayağıma, kapıda eğreti bir şekilde duran terliklerimi geçirdim. Bu akşam da hava fazlasıyla soğuktu. Kollarımı göğsümde bağlayıp, Ali'nin yanına gittim.
Beni farkettiği an sigarayı yere atıp, ayakkabısının ucuyla söndürdü. Bakışları karanlığın içinde oldukça anlamsızdı.
"Naci'nin torunu olman traji komik." Sesindeki kınama beni belki çileden çıkarırdı ama durdum ve sadece karanlığı izledim.
"Bu seni güldürüyor mu?" Dudaklarımdan kelimelerle birlikte buhar da çıktı."Genelde komik şeylere gülerim." Elinde olduğunu yalnızca yaktığında fark ettiğim çakmağı yüzüme doğru yaklaştırdı. Küçük ateşin ışığı yanaklarıma vuruyordu. Gözlerinin de ondan farkı yoktu.
"Ailevi işlerinize karışmak istemem ama deden birazcık hayatımızın içine etti." Göğsümdeki tüm nefesi bir solukta verdim. Ateş anında titreyerek sönmeye yüz tuttu. "Ben seyahat etmeyi seven bir adam değilim Leyla. Kaldı ki zamanda dolaşmak."
Kendimi tutamayıp çakmağının kapağını kapattım. " İşte bu gerçekten komikti. Öldüğün anda zaten seyahat ettiğini bile hatırlamayacaksın.."
Kapağı yeniden açtı. Ateş bu sefer gözlerimin yanındaydı.
" Ama güldüğünü görmüyorum." Bakışlarını çekmeden önce dedi.
"Onunla konuşmalısın. Artık durdurmalı."
Beni geriye çeken görünmez kolları vardı. İleri attığım adımları engelleyen, onu dünyanın her köşesinde bulmamı sağlayan elleri vardı.
"O bir bilim insanı. Hatta başarılı olduğu denekleri, zaman yolcuları var." İşaret parmağımı ikimizin arasında salladım. " Şimdi karşısına çıkıp daha gençlik döneminde ona başardığını söylersem sence durur mu? Hırsı eskisinde de fazla artar."
Dedem şu anda 33 yaşında olmalıydı.
"Aslında daha başka fikirlerim vardı. Ama..." Sırtını duvara yaslayıp, düşüncelerini anlatmaya ara verdi. Ne yapmak istediğini tahmin ediyordum.
Bu beni endişelendiriyordu."Ama?" Merakla yönümü ona çevirdim.
"Geleceği tamamen değiştirmek için insan olmak yetmez. Bundan korkuyorum." Gecenin sessizliğine karışan nefeslerim yavaşladı.
" Tamamen?" Bir adım atıp yüzüme bakmasını sağladım."Uzatmaya gerek yok. Naci Balcıyı öldürmek istedim. Böylece beni denek olarak kullanıcak birisi de kalmayacaktı. Hatta kaderin bana bir hediyesi olmalı ki geçen hafta sempozyum için buraya gelmiş. Seninle nerdeyse aynı zaman diliminde. Bunun bir tesadef olduğuna inanıyor musun?" Tepki verecek kadar bile bir düşünceye sahip değildim.
"Onunla sadece konuştum. Kaldığı yere kadar gittim ve konuştum." Devamını anlatmadan yaslandığı yerden doğruldu. Kapıyı açtı, " İçeri geçelim. Soğuk." dedi. Hissettiğim tek şey belirsizlikti.
Onu dinleyerek eve girdim. Sıcak havaya geçiş yapmak kaslarımın gevşemesini sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Barut
ActionLeyla İspanyadaki hayatına aşıkken, son defa ailesiyle vedalaşmak için ülkesine döner.Fakat kaderin ona ait olmadığı bir zamanda ihtiyacı vardır. Geçirdiği kazanın ardından hastane odasında ölmeyi beklerken, gözlerini 100 yıl öncesinde açar. Onun...