Sonunda beklediğimiz haber gelmişti.
Sophia'nın okula kaydı sorunsuz bir şekilde yapılmıştı.
Bu adımı başarıyla tamamlamanın ardından, Eddie hemen patronu Bayan Handler'ı arayarak ilk görevin başarıyla gerçekleştirildiğini bildirdi.
Telefonun ucundaki Handler, Eddie'nin iyi bir "aile babası" olduğunu söyleyerek, hafif bir alayla gülümsedi.
Ancak ardından, görevin geri kalanı için temkinli olmasını, özellikle de yaklaşan ilk dönem veli toplantısına kadar Sophia'nın başarıyla ilerlemesi gerektiğini vurguladı. İşine odaklanmasını ve "evcilik oyununa" fazla kapılmamasını ekleyerek uyarıcı bir tonla konuşmasını sonlandırdı. Eddie, derin bir nefes alarak telefonu kapattı.Sophia'nın okul kıyafetleri özel dikim olacağı için, okulun önerdiği terziye gitmeleri gerekiyordu.
Syrene, bu durumu Sophia ile vakit geçirmek için bir fırsat olarak gördü ve "Sophia'yla birlikte terziye gitmek istiyorum," diyerek Eddie'ye önerdi.
Bu teklif Eddie'nin de işine gelmişti; böylece kendisine verilen diğer görevlerle ilgilenmek için biraz zamanı olacaktı.Eddie, Syrene'ye dönüp onaylayarak, "Tamam, size iyi vakit geçirin," dedi.
Syrene'nin yüzündeki yumuşak gülümsemeyi görünce, kendisinin yerine Sophia'ya bir "anne" gibi eşlik etmesinden duyduğu memnuniyeti hissetti.
Eddie, onlar terziye giderken, kendisini bekleyen görevlerin planlarını yapmaya koyulacaktı.Syrene ve Sophia, terziden çıktıktan sonra günün stresini biraz olsun hafifletmek için şehrin en güzel parkına uğradılar.
Anne-kız eğlenceli vakit geçirirken Syrene, Sophia'yı izlerken içten bir huzur hissetse de, bir yandan içini kemiren garip bir huzursuzluk da vardı.Sophia, parkta heyecanla koştururken, yanına iki yabancı adam yaklaştı.
Adamlar sevimli bir süs köpeğini yanlarında gezdiriyorlardı ve Sophia, köpeği gördüğünde büyük bir heyecanla onlara doğru ilerledi.
Tam o sırada, adamlar Sophia'yı beklenmedik bir hızla kavrayıp oradan uzaklaşmaya başladılar.Syrene durumu fark eder etmez hızla yerinden fırlayıp peşlerine düştü.
Sophia, "Anne!" diye ağlayarak yardım isterken Syrene'nin öfkesi daha da büyüyordu. Adamları bir ara sokağa sıkıştırmayı başardığında, sonunda onlara yetişti.
Kızını arkaya alarak güvenli bir mesafede durmasını sağladı ve adamların karşısına dikildi.
Ellerini sakin ama tehditkâr bir biçimde çıtlatırken, soğukkanlı bir sesle konuşmaya başladı:"Benim kim olduğumu biliyor musunuz? Beni tanısaydınız, kızımın yanına yaklaşmayı hayal bile edemezdiniz."
Sözlerinin ardından, adamları etkisiz hale getirmek için harekete geçti; onların kendisine ve Sophia'ya karşı oluşturduğu tehdide karşı içindeki tüm öfkeyi serbest bıraktı.
Adamlar, Syrene'in kararlı ve acımasız gücü karşısında hiçbir şey yapamadan yere yığıldılar.
Syrene, sonunda nefes nefese kalmış bir halde geri çekildi ve dizlerinin üzerine çöken Sophia'ya sıkıca sarıldı."Özür dilerim, Sophia," dedi yumuşak bir sesle. "Seni daha dikkatli korumalıydım."
Syrene içinden bir anlığına "keşke bu tipleri öldürmem için bir emir gelsede hepsini bu dünyadan ve evrenden temizleyebilsem"Sophia annesinin aklından geçenleri duymuştu..yani babası devletin casusu annesi ise bir suikastçi idi..
Sophia'nın akıl okuyabildiğini hiç kimse bilmiyordu; bu yetenek, onun en derin sırrıydı. Yıllardır düşünceler arasında dolaşıp insanların gizli yanlarına tanık olmasına rağmen, bu yeteneğini en yakınları da dahil olmak üzere hiç kimseye açmamıştı.
Küçük yaşından beri akıl okuma yeteneğini gizlemek zorunda kalmış, bu gücü tek başına anlamaya ve kontrol etmeye çalışmıştı.Syrene ise yaşanan olayın ardından Sophia'nın gözlerine bakarak onun sessizliğini fark etti.
Kızının yüzünde gördüğü karmaşa, tedirginlik ve şaşkınlık karışımı bir ifade, Syrene'i derinden düşündürdü.
Bu olayın Sophia'yı ne kadar etkilediğini fark ederek ona daha sıkıca sarıldı ve onun güvende olduğunu hissettirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission&Love||Are You Falling Love?
FanficSevgi mi? Aşk mı? Aile mi? Ben bunları uzun süre önce kimliğimle birlikte atıp gittim,gereksiz bağlara gerek yok.