Cumartesi gecesinden merhaba benim zambak kokulu çiçeklerim
❤️😉Gecikmeden dolayı özür diliyorum🙏🏻
Sizlere Kepkeyifli 6163 kelimelik uupp uzun bir bölüm bırakıyorum,tutun nefesleri hadi bakalım.
Nefessiz okuyup bölümü yorumsuz bırakmayın lütfen 😉
Keyifli okumalar❤️
Göğsümün en ince yerine
dokunan bir imtihandı bu...Efsun'dan...
Daha bir ay önce ansızın nehir kenarında hayatıma girip,tanıyıp konuştuğum, kokusunu hissedip farketmeden alıştığım,zamanla özlemeye bile başladığım hatta ve hatta biraz önce bana dokunmasına bile izin verdiğim tek adamla mecburiyetlerimizi de yanımıza alıp çıkmıştık yola.
Aslında onun değil daha çok benim mecburiyetimdi,sırf okumak için baba dediğim adamın vicdansızlığına uğrayıp evlenmeye mecbur kalmıştım.
Mecbur muydum gerçekten?
Yıldırım'ın da dediği gibi sadece okumam için olmayacaktı bu evlilik,başka şeyler de vardı,inatla kabul etmek istemediğim şeyler.
Dudakları dudaklarıma değdiği andan itibaren lâl olmuştum sanki,bedenimin eksik parçası tamamlanmış gibi hissediyordum kalbimin kilidinin anahtarını bulmuştu sanki bir gecede, şimdiyse tek geldiğim yolu Yıldırım'la beraber yürüyordum ağır adımlarla.Ne o tek bir laf ediyordu ne de ben.Tek ses yaktığı sigaranın yanan tütün sesiydi.
Gecenin karanlığında yan yana
sevgili gibi yürüyorduk,daha demin söylediği her sözü hatırlamaya çalışıyordum ama bende Birgül gibi heyecanda unutmuştum çoğunu.Tek hatırladığım"Seni istiyorum."diye fısıldarken dudağımdaki yarayı iyileştirmek istercesine kondurduğu masum öpücüktü.Masum küçük ama etkisi bütün hücrelerimi titretmeye yetecek kadar etkiliydi.
Yıldırım beni öpmüştü!
Tekrarını isteyecek kadar güzel öpmüştü, bu kadar iyi hissettirmesi normal miydi?
Düşüncelerimi ve sessizliğimizi bozan Yıldırım'ın sesi olmuştu.
"Geldik."
Şöyle bir bakındım etrafıma gerçekten de eve gelmiştik,nasıl bir dalgınlıkla düşüncelerimin içine hapsolduysam eve vardığımızı bile farkedememiştim, yürümeye devam etse sorgusuz sualsiz beni götürmek istediği yere gidecektim onunla beraber.
"İyi akşamlar."deyip arkamı döndüğümde seslenip geri durdurdu beni.
"Rüzgar gülü."
"Efendim."
Yüzümü geri döndüğümde onu tam dibimde bulmayı ummuyordum,ne ara gelmişti dibime kadar?burnum göğüsüne değiyordu resmen,ben ona alttan bakarken o bana bütün dikkatiyle üstten bakıyordu,bu yakınlıkta birbirimizin yüzünü inceledik bi süre,ne yani biraz önce bu dudaklar mı değimişti benim dudaklarıma?
Hayal gibiydi rüya gibiydi.
Uyanmak istemeyeceğim güzel bir rüya.
Elleri yine boş durmamıştı parmağıyla dudağımın kenarındaki yarama dokunup bakışlarını zor bela dudaklarımdan ayırıp gözlerime çevirdi.