İyi akşamlar çiçeklerim nasılsınız❤️
Özeleştik sanki😚
Sizlere öyle bir bölümle geldim ki sadece bölümün kelime sayısı 8130bin.
Nefesinizi keseceğim bu bölüm 🤫🔥Yorumlarınızı deli gibi merak ediyorum🤍
Bölüm sonu buluşalım ozaman buyrun bakalım.
Keyifli okumalar ❤️
Bursa'nın sıcak yaz havasına rağmen geceleri dağlardan gelen serinliğe inat kapının önünde akşamın karanlığında aydan daha parlak alyansıma bakıyordum.Sözler verilmiş sözler alınmıştı tuzlu kahveler içilmiş bedelide ödenmişti.Elim ağır ağır dudaklarıma giderken gözlerim de kapanıyordu kendiliğinden,öpmüştü yine,durduk yerde canı sıkıldıkça öpüyordu,evlerine gidene kadar nişanlım da nişanlım diye sıkıştırıp durmuştu.Ufacık bir temas için yanıp tutuşuyorduk,sadece görünce bile hızlanan nabzım onunla temasa geçince durdurulması güç bir hâle gelip çırpınıp duruyor sancısı da mideme vuruyordu.
Giderken son bir kez boynuma kondurduğu öpücüğün etkisiyle kendimi kapının önüne zor atmış bedenimde harlanan ateşin sönmesi umuduyla bu soğukta kapının önünde bekliyordum.O bana böyle fütursuzca dokunup öperken benim karşısında donup kalmam da neyin nesiydi? Birgün benden karşılığını beklediğinde ne yapacaktım hiç bilmiyorum?Aslında içimden ona karşılık vermek gelse de,özellikle boynuna atılıp sarılmak,dudaklarında yorulup nefes nefese kaldığımda sert göğsünde dinlenmek,diğer duygularım gibi bunlar da gün yüzüne çıkmaya çalıştıkça ben daha da bastırıyordum.Korkum neydi bilmiyorum aklımda binbir soru işaretleri vardı onu biliyorum birde her geçen gün ona baktıkça yanmaya başlayan tenimi.
Soğuk tenimi ürpertince ellerimi kollarıma sarıp girdim evden içeri.Annem Birgül ve Latife halam oturma odasında oturmuş gelen nişan tepsilerine bakmak için beni bekliyorlardı.Birgül odaya girdiğimi farkedince hemen nişan tepsisinin en süslüsünü alıp yere koyup başına oturmuştu.
"Kuzen neredesin sen?Seni bekliyoz tepsileri açmak için hadi."
"Hava alıyordum kapının önünde."
"Hadi gel açalım neler var içinde merak ediyorum"dediğinde halam yere kızının yanına oturup benden önce yerini almıştı bile.Annemle bende oturunca Birgül'le halam tepsinin tülünü ve süslerini söküp açmaya başladılar.Tepsinin içindekileri görünce kaşlarım şaşkınlıkla havalanmıştı.Halam ve Birgül'ün ağzdından şaşkınlık nidaları dökülürken tepsinin içinden çıkan bakım malzemelerine kumaşlara ortülere patiklere bakıyordum.Birgül kendi içinin gittiklerine elini atarken halam ve annem de patiklere ve liflere bakıyordu.Makyaj malzemeleri kokular kremler şimdi kullanmaya başladam en az iki yıl yetecek kadar malzemeler özenle dizilmişti tepsiye.Halam diğer tepsiye uzandı,tepsinin tülü yavaş yavaş açıldıkça içindekileri görmemle kızarıp bozarmaya başlamam bir olmuştu,halamın açtığı tepside en az on takım saten kumaştan renk renk gecelikler,beyaz ve krem renklerde tüylü topuklu terlikler vardı.Halam elindeki kırmızı geceliği havaya kaldırıp bize gösterince yarısından fazlası olmayan gecelikle beraber boşta kalan elini de ağzına kapatıp ayıplamaya başladı.
"Boov şuna bak hele Gülbahar,bu tepsiyi kaynana mı hazırlamış yoksa görümce mi hele Allah aşkına şu bez parçalarına da bir bak."
Annem de benim gibi utançtan yerin dibine girerken bir yandandan tepsiyi örtmeye çalışıyor bir yandan da halama laf yetiştiriyordu.