15 dakika geçmişti üzerimi değiştirmemden. Gelmemişti daha. Ve bende sırtımı yatağa yaslayarak yere oturmuş, bacaklarımıde kendime çekmiş düşünüyordum. İkizim... O bir katildi. Anlayamıyorum. O nasıl böyle biri olmuştu? Dahası benim kıyafetlerimle evime gidecekti. Neden? Bunun tek bir açıklaması vardı oda ikizimin bir sonraki hedefinin ailem olmasıydı.
Buna izin veremezdim. Babamı anlarımda annem ve abim... Aileme bir şey yapmasına izin veremezdim. Buradan çıkmam gerekiyordu. Mutlaka buradan çıkmalıydım ama şerefsiz pencereye parmaklıklar takmış ve kapıyı da kilitlemişti. Elimden hiç bir şey gelmiyordu ve bu beni çıldırtıyordu. Göz göre göre ailemin ölümüne izin veremem.
Şimdiye kadar ikizim olduğunu dahi bilmiyordum. Bana söylediklerinde ise ne yalan söyleyeyim mutlu olmuştum. Birinin ikizinin olması hoştu. Nereden bile bilirdim ki ikizimin katil olduğunu?
Onun hakkında her şeyi bilmek istiyorum ve bu isteğim başımı ağrıtıyor. Çünkü biliyorum. İsteğimin asla karşılanmayacağını. Öyle bir karaktere bürünmüş ki, ne zaman sinirlendiğini anlayamıyorsun bile. Sinirini bile içine atıyor. Nereden mi biliyorum? Neredeyse 10 dakika önce tam içeriye giriyordu ki biri gelip ona yakaladıkları adamın zorluk çıkardığını söylemişti. Yüzünde tek bir mimik oynamadan 'geliyorum' diyip çıkmıştı. Tabii giderken kapıyı kilitlemeyi de unutmamıştı.
Muhtemelen şuan o adamı ya dövüyor yada öldürüyordur. Düşüncesi bile midemi bulandırırken, görmek herhalde bayılmama sebep olurdu.
Zaman geçiyordu. Odada saat vardı. Bakışlarımı komodininin üzerindeki siyah elektron saate çevirdim. Gitmesinden neredeyse 20 dakika geçmişti. Ne yapıyordu bu kadar zamandır? Zorluk çıkaran adamı hala dövüyor olamazdı değil mi? Öldürmüş müydü? Off.
Düşüncelerim daha da başımı ağrıtıyordu. Başı çabuk ağrayan biri olarak bunlar bana zor geliyordu. Anksiyetemde vardı. Ne yapacaktım ben burada? Abime ihtiyacım vardı. Sikerim böyle işi. İkizim bile umurumda değildi artık. Burada, kim olduklarını bile bilmediğim adamlar vardı. Abim benim sorunlarımı biliyordu. Ona ihtiyacım vardı.
Kapıya anahtar yerleştirilip çevrilmeye başladı. Tüm bu sesler bile beynime işliyordu sanki. Sessizlik olmasına ihtiyacım vardı. Sese katlanamıyordum. Tüm gününü odasında geçiren biri için bu sesler büyük bir şeydi.
Kapı seslice açıldığında yüzümü buruşturdum. İçeriye giren ikizimdi. Artık ondan giderek soğuduğum ikizim. Heh sanki eskiden bir birimizi seviyordukta.
Kapıyı kapatıp yanıma doğru adımladı. Ve yine yazı masasının dönen koltuğunu karşıma getirip oturdu.
"Aç mısın?"
Buz gibi sesine karşılk başımı iki yana salladım. Ben sessizlik istedikçe evren buna da karşı çıkıyordu.
"Yemek yemelisin be ikiz. Çökme böyle. Üniformanı zorluk çıkarmadan çıkardığın için teşekkür ederim"
"Sus"
Sustu. Bu kadar basit miydi onu susturmak? Sustu ve daha fazla bir şey demeden pencereye dönüp dışarıyı izlemeye başladı. O an onda bir şey farkettim. Üzerini değişmişti ve bu yüzden kıpkırmızı kolunu görmüştüm. Beyaz thsirtünün yanında kıpkırmızı kolu çok belli oluyordu.
Koluna yeni bir dövme yaptırmıştı. Bu dövme kolunun üst kısmındaydı. Kolunun iç kısmında üzerinde 'trust no one' yazan tek dövme varken üst kısmındaki dövmeleri kolunun tamamını kaplıyordu.
Sarmaşıklardı bu dövme. Kolunun üst kısmından bileklerine kadar geliyordu. Ha birde aralarda tarihler vardı. Yazılarda vardı ama onlar yabancı bir dildeydi. Dövme yaptırmayı çok mu seviyordu bu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZİM BİR KATİL
Hành độngYıllar önce bir-birinden ayrı düşen Ayaz ve Aras. Biri diğerini öldü biliyor, diğeri ise tüm gerçekleri bilerek intikam arzusu ile yaşıyor. Peki ya Arasın yaptığı her şey Ayazın üstüne kalırsa? Aras her kese acı çektirmeye başlarsa? Ortada dönen ger...