HER ŞEY BAŞLIYOR!

103 13 8
                                    

Arasın anlatımıyla

Yeni güne acılarımla başlamıştım. Her Allahin günü olduğu gibi yine acı çekiyordum. Peki neden? Sırf ailem olacak o piçlerin beni para karşılığında satması yüzünden. Peki sonra ne olmuştu? Her kes unutmuştu beni. Arassa gün geçtikçe daha da çöküyordu.

Siyah yatağımın yanındaki siyah komodinimi açıp içerisinden ağrı kesici alıp susuz içtim. Su dökerek vaktimi harcayamayacağım kadar çoktu ağrım.

İlacımı içtikten sonra kendimi yatağıma attım ve ağrılarımın geçmesini bekledim. Benim artık bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu kadar süre beklemişken, artık işe koyulmalıydım. Amına koyduğumun okuluda açılıyordu. Oda ayri bir dertti. Şimdi okula gitmem gerekicekti. Günümün yarısını gereksiz şeylere harcayacaktım. Hiç bir şey öğrenemediğim o okul tüm planlarımı yavaşlatacaktı.

Derin bir nefes aldım. Artık işe koyulmam gerekiyordu. Ölmeden önce bana acı çektiren her kesten intikamımı alacaktım. Her Allahın günü aciyla uyanmamın bedelini ödeyeceklerdi. Hem onlar, hem de beni bu hale getirenler. Hayatım normal değildi. E olamazdı da zaten. Bu kadar şey olmuşken normal olamazdı. Her gün ölümle burun buruna geliyordum. Her gün ölme riskim vardı. Hayatımın her anı tehlikeliydi. Peki ya ben bu yangına  neden benzinle gidiyordum? Cevap çok basit: her kesi kendi ateşimde yakacaktım ben. Madem ben ateşi söndüremiyordum, o zaman bende  kendim ateş olup her kesi ateşimde yakardım.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Ter içinde kalmıştım amk. Tüm gece gördüğüm kabuslardan sonra eğer üzerimi değiştirseydim daha iyi olurdu be. Hay ben üşengeçliğime...

Banyoya girip direkt küvete geçtim. Suyu açtığımda akan su saçlarımı ıslatıp küvete oradanda aşağıya akıp gitti. Hiç halim yoktu. Ağrılarım yavaş yavas geçiyordu ama bu böyle devam edemezdi ki. Hemen bunun için çalışmalara başlamalıydım. Ya da onlara söylemeliydim. Bu acılarımı dindirecek bir ilaç lazımdı bana. Beni acıya sürükleyecek değil...

Bilmiyorum sanıyorlardı ama biliyordum. Verdikleri ilaç dahada acı veren bir ilaçtı. Bana ceza vermek istiyordu. En güçlü adamını öldürdüğüm için bana ceza vermek istiyordu. Verdiğini sanıyordu ama içmiyordum işte o siktiğimin ilaçlarını. Ayrıca o adamı öldürdüğüm için mutluydum. Pişman değildim. Bu karmaşada, bu suç dünyasında suçsuz olan tek kişi ikizimdi. Ondan her ne kadar ayağıma dolandığı için nefret bile etsem, masum birinin benim yerime hapse atılmasına izin veremezdim. O masumdu...o tek masum olandı...

Derin bir nefes aldım yine. Ama aldığım her nefes ciyerlerime oksijen göndermek yerine zahir gönderiyordu sanki. İyi gelmiyordu bana hiç bir şey. Tüm işimi görüp defolup gitmek istiyordum buradan. Ben kendi işlediğim suçlarda boğuluyordum.

Bir çırpıda üzerimdeki kiyafetlerden kurtulduktan sonra küvetin tıkacını taktım ve küveti suyla doldurdum. Ardından bolca köpükleyip suyun dibine girdim. Buradan çıkmamak, sonsuza kadar suyun içinde yaşamak istiyordum ama halletmem gereken işlerim vardı. Daha alinacak intikamım vardı benim...

***

Uzun süren küvet macerasından sonra üzerime siyah bir giyim giyip çıktım odamdan. Sert adımlarımla aşağıya indiğimde Efenin kahvaltı yaptığını gördüm. Yanına gidip bar sandalyesine yerleştim ve bende yemeğe başladım. Mutfağımız amerikan mutfağıydı. Seviyordum boyle olmasını. Odamdaki banyoyla aynı mermerler, aynı sadelik...çok çok iyiydi.

Beni fark ettiginde hemen konuşmaya başladı. "Günaydınnn. Nasılsın? Ağrın oldu mu yine? İçtin mi ilaçlarını?"

"Fazla mı soru sordun?"

İKİZİM BİR KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin