YANLIŞ ZAMANDA ALKOL

94 24 20
                                    

Arasın anlatımıyla

Görüş açım bulanıklaşmışken, elimdeki şişeyi havaya kaldırdım. Aklım yavaş yavaş gidiyordu, hissediyordum ve kahretsin ki bu çok güzel bir duyguydu. Tamda buna ihtiyacım vardı. Kafamdaki sorulardan, düşüncelerden kurulmam için tamda buna ihtiyacım vardı.

Sendeleyerek yürürken elimdeki, içtiğim ikinci alkol şişesini kafama diktim. Az kala düşecektim ama bu sadece gülmemi sağlıyordu. Bir kaç saniye, bir kaç saniye sonra tamamen kahkaha atmaya başlamıştım. Neden gülüyordum? Hiç bir fikrim yoktu. Bu sadece zevkliydi.

"Ne oluyor lan bana?" Ve yeniden kahakaham bürüdü bomboş sokağı. Sendeledim. Düştüm ve yeniden kahkaha attım. Acılarımı unutmuştum. Şuan içimden sadece kahkaha atarak gülmek geliyordu. Kendimi durduramıyordum. Elimdeki şişeyi tekrar kafama diktim. Neredeydim ben? Bu sokakta neresiydi? Elimdeki şişe neyin nesiydi? Ne zaman almıştım ben bunu?

Kafamı iki yana sallayıp kafamdakilerden kurtuldum ve kahkaha atmaya başladım tekrardan. Komikti. Hiç bir şey bilmiyor oluşum mu komik gelmişti bana? Yoksa dövmelerimin bana söylemek istediği şeyleri unutuşum mu? Acılarım mı yoksa? Karşımdaki ev?

Al işte. Yine sorularla dolmuştu kafam. Bundan nefret ediyordum. Her şeyi unutmak daha cazip geliyordu ve işte bu yüzden, şişeyi yine kafama diktim. Yarısına gelmiştim koskoca şişenin. Çok çabuk sarhoş olan biri değildim ben. Peki şimdi neden sarhoş olmuştum. Ha doğru ya, bu ikinci şişeydi. Kocaman şişenin yarısına gelmiştim bile. Ama yinede sarhoş olmam gatipti. Kendimi resmen yitirmiştim.

Kapı açıldı. İlerideki evin kapısı açıldı. Ve biri bana doğru sert adımlarla gelmeye başladı. Sinirli miydi? Yoksa oda benim gibi kahkaha mı atıyordu?

"Lan neredesin sen?! Saatten haberin var mı senin?! Gecenin üçünde içki mi içtin amk?!"

Yanıma yaklaşan bıyıklı elimdeki şişeyi sertçe çekip almıştı. Normalde asla vermezdim ama sarhoşluğun verdiği güçsüzlükle şişem ellerimden kayıp gitmişti.

"Ya şişemi bana ver!" Benim gibi yere çöken bıyıklının elindeki şişeme uzattım sol elimi. Bıyıklı hemen bileğinden yutup engelledi bunu.

"Lan şişeyi ver amk!"

Yeniden şişeye uzandım.

"Ayaz nasıl bu hale geldin lan sen?!"

Lanet olası herif şişeyi yeniden geriye çekti. Kalkıp kolunu tutarak içkiye uzanmaya çalıştım. Tek hareketiyle beni yere doğru uzandırdı. Ardından sinirle soluyup bağırmaya başladı.

"Lan kendine gel Ayaz! Babam duysa ne olur diye hiç düşünmedin mi?!"

Sinirle doğruldum. Bıkmıştım artık olmadığım biri gibi anılmaya.

"ÖFF YETER ARTIK! BANA İSMİMLE SESLEN! AYRICA ŞEREF YOKSUNU BABAN UMRUMDA BİLE DEĞİL! ADİ HERİF BANA HİÇ BİR ŞEY YAPAMAZ!"

Yerden kalkıp eve doğru yürürken yolumu kesti. Çatık kaşları sinirinden miydi yoksa eğlendiğinden miydi? Ayrıca ne işi vardı onun burada? Ne ara gelmişti?

"Kimsin sen?"

Fısıltıyla çıkan sesi ürpermeme neden olmuştu. Tüylerim diken diken olurken "Ben" dedim ve kendimi gösterdim. Ama sonradan görüş açıma karanlık çökmesiyle kendimi bırakarak karanlığa hapsoldum.

Yazarın anlatımıyla

Üzerine yığılan kardeşini şaşkınlıkla tuttu. Onun kim olduğunu düşünürken kardeşini kucağına alıp eve doğru götürürken sağ eliyle de şişeyi içki şişesini tutmaya çalışıyordu.

İKİZİM BİR KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin