Saatler geçmişti odama geleli. Müzik dinleyerek resim çizmiştim. Resim çizmeyi seviyordum. Resim çizerken tüm odağım karşımdaki kağıt oluyordu ve her şeyi unutuyordum.
İyilik ve kötülüğü bildirecek bir resim çiziyordum ve açıkcası 2 saattir üzerinde uğraşıyordum. Hala tam değildi. Üzerinde daha çok işlenmesi lazımdı ama artık devam edemezdim. Devam edersem vel fıtığı olucaktım.
Karşımdaki defteri kapatıp siyah kalemlerimi kalemliğe koydum. Bu günlük resim çizme kotamı doldurmuştum. Çalışma masamdan kalkıp komodinime doğru ilerledim. Deminden beri müzik dinlediğim için muhtemelen telefonumun şarjı azalmıştı. Zaten dinlerkende çok azdı.
Telefonumu alıp çekmeceyi açtım ve oradan şarj aletimi çıkardım. Daha sonraysa telefonumu şarja takıp komodinimin üzerine geri koydum.
Dışarı çıkmak için kapıya yaklaşıp açtım kapıyı. Bir iki adımdan sonraysa kapıyı geri kapattım. Merdivenlere dönüp tam aşağıya ineceğim zamanda duyduğum seslerle yerime çivilendim.
"Nasıl böyle oldu bu çucuk ya? Anlayamıyorum"
Annemdi bu. Kaşlarımı sinirle çattım. Onlara kaç defa yapmadığımı söylemiştim. Neden inanmıyorlardı? Bende bunu anlamıyordum işte.
Merdivenlerden bir adım attığımda bu sefer abimin sesini duydum.
"Onunla çok iyi ilgileniyordum ben. Bir şey oldugunda bana söylüyordu. Şimdi ne oldu buna bende anlamıyorum... Bence...psikoloğu ile konuşmalısınız. Belkide size söyleyeceği bir şey vardır."
Ne? Bu nasıl olur? Bizi asla odalarına girmemize izin vermezlerdi. Peki ya şimdi ne değişti? Resmen abimle birlikte beni çekiştiriyorlardı. Hem de abim psikoloğumla ilgili bir şey söylemişti. Ne yapıyordu bu?
Sadece 1 adım attığım merdivenlerde geri çıktım ve daha çok annemlerin odasına yaklaştım.
"Ne demeye çalışıyorsun oğlum?"
Kahretsin. Neden öyle bir soru sordun ki baba. Ya söylerse?
"Şey...Ayaz psi-
Kapıyı sertçe açıp içeriye girmemle susup şaşkınca bana bakmaya başladılar. Tek kaşımı kaldırdım.
"Size kaç kere söyledim ben yapmadım diye? Bu kadar mı inanmıyorsunuz bana? Ne oldu? Size hiç görmediğiniz bir videoda benim olmadığımı söyledim. Ya videoyu hiç görmediniz bile. Neden inanmıyorsunuz?"
Annem sinirle ayağa kalktı. "Sana bizim odamıza girmemen gerektiğini söylemedik mi biz?"
"Hah. Şaka mı yapıyorsun? Şuan abimle SİZİN ODANIZDA BENİ ELEŞTİRİYORSUNUZ AMA BEN BURAYA GELİNCE Mİ SORUN OLUYOR?"
Abimde kalktı yataktan. Bana doğru bir kaç adım attıktan sonra durdu. "Ayaz dışarı çık sen. Gelicem bende."
Tabii ya. Ben çıkayim sende onlara psikolog meselesini anlat değil mi? Avucunu yalarsın.
"Hayır. Sende benimle geliceksin. Ya birlikte çıkarız yada birlikte burada kalırız. Beni eleştiricekseniz gözümün önünde eleştirin."
Annem sinirle kasıldı. Aslında sinirli değildi. Hiç bir zaman sinirli olmamıştı bana karşı. Hep merhametli olmuştu. Sadece şuan doğruluğu bilinmeyen bir olay vardı ve olayın tüm ipucuları beni gösteriyordu. Bir memur bana kamera kayıtlarında benim olduğumu söylüyor ve o kamera kayıtlarınıysa sadece kendi izliyor. İşe bakın ki sonra adam öl7yor ve dahada şaşırtıcı şey videonun olduğu telefon açılmıyor. Videoya hiç bir yerden ulaşılamıyor. Gerçekten çok şüpheli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZİM BİR KATİL
TerrorYıllar önce bir-birinden ayrı düşen Ayaz ve Aras. Biri diğerini öldü biliyor, diğeri ise tüm gerçekleri bilerek intikam arzusu ile yaşıyor. Peki ya Arasın yaptığı her şey Ayazın üstüne kalırsa? Aras her kese acı çektirmeye başlarsa? Ortada dönen ger...