{13}

135 18 3
                                    

Merhabalar
Hikayeme ve yeni bölümüne geldiğiniz için teşekkür ederim
Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın
Beni takip ederseniz sevinirim
Bölüm haftaya gelecektir, yeni bölüm günümüz CUMA
Sizleri seviyorum iyi okumalar dilerim
Bölümü yazdıktan sonra kontrol etmeden atmak zorunda kaldım bu yüzden hata fark ederseniz lütfen bana bildirin aşklarım
(Göksel-Uzaktan)

<>

Bugün evime geri dönmüş ve ailemde geçirdiğim iki günün sonuna gelmiştim, daha iyiydim ve buna aile konusuda dahil olmayıp aslında dahildi. Arabamı evin önüne park ettiğimde derin bir nefes alıp arabadan eşyalarımla birlikte indim.

Arabayı arkamdan kitlemiş ve evimin olduğu binadan içeri girerek merdivenleri çıkmaya başlamıştım. Evin önüne gelince elimdeki eşyaları yere bıraktım, anahtar boşluğuna soktuğum anahtar ufak bir kuvvet uyguladığımda çevrilmiş ve kapıyı açmıştı.

Eve geçtiğimde kapıyı eşyaları bıraktığım yerden alarak örttüm, hiçbir şeyi umursamadan salona geçmiş ve koltuklardan birisine yayılıp telefonumu elime almıştım.

Hiç arayıp sormadığım bir iki tanıdığımla ufak sohbetler ettim, internetten yapmam gereken işlerimi de bitirdiğimde son izin günümü nasıl geçireceğimi düşünüyordum. Askeriyeye hiç izin kullanmadan gidip gelen ben, görevden döndüğümden beri doğru düzgün askeriye işlerimle ilgilenememiştim.

Derin bir nefes vererek yayıldığım koltuktan kalktığımda salondan odama ve odamdan odamın banyosuna geçtim. Üstümdeki garip ve pis hissettiren havayı önce vücudumdan sonra içimden attığımda soğuk akan suyun altından çekilmiştim.

Havluyu vücuduma sararak banyo aynasının önünde üstümü giyinmeye başladım. Her yerim gördüğüm işkencelerin hatıralarıyla kaplıydı, vatan içindi.

Banyodan giyinerek çıkınca havluyu kuruması için kenara asarak saçımdaki havluyuda yanına astım. Altıma gri bir eşofman üstüme ise iç çamaşırlarım haricinde bir siyah uzun kollu badi giymiştim. Saçımı tarayarak ayaklarıma beyaz çoraplarımı giydiğimde çorabımı giymek için oturduğum yatağımdan kalktım.

Dışarı çıkacaktım ama nereye gideceğim hakkında bir planım yoktu. Buraya atandığımdan beri etrafı gezme fırsatım olmamıştı, diğer şeyleri yapamayışım gibi.

Yanıma almam gereken kişisel eşyalarım eşofmanımın ceplerine sığınca siyah hırkamı üstüme giyip beyaz spor ayakkabılarımı ayaklarıma geçirdim. Ev kapısını örterek merdivenlerden inmeye başlamış ve apartmandan çıkmıştım.

Dışarı çıktığımda sokakta birkaç tur attım, mahalle dışına çıkmam kısa sürmemiş ve çarşısına doğru yürümüştüm. Çarşının etrafında ve uzun sokaklarında dolanan insanlar büyük bir kalabalık yaratıyorlardı. Bu kalabalık bana çok fazlaydı.

Çarşının içindeki birkaç dükkanı gezdiğimde biyolojik ailemin evinden yemek yemeden çıktığımı acıktığımı fark edince hatırladım. Yemek yemek için klasik bir restorana girmiştim, lüks değildi daha çok yol arası için durulan benzinliklerdeki orta boyutlu restoranların tıpkısıydı.

Boş bulduğum masaya geçtiğimde arkama yaslandım.  Oturduğum yere yerleştiğim sırada siparişimi vermiş telefonumla ilgilenmeye başladım. O sırada timimin tim grubu kurduklarını fark ettim, grubu kuran kişi Enes'ti ve onun dışındaki tek yönetici bendim.

Ayça- Ya madem grup kurdun bizi de yönetici yapsana Enes

Enes-Yo yapmayacam sadece canım komutanım ve ben yönetici olucaz dimi komutanım?

Yazdığında ona cevap olarak onu yöneticilikten attım, benim sayemde çocuk en büyük kazığını yaşamış olmalıydı. Çevrimiçi olup olmadığımı görmüştü ki beni böyle Ayça'ya yaptığı tribe tanık göstermişti.

Sipariş ettiğim yemeğin gelmesiyle telefonu kapattım, Enes duygu sömürülerini bana anlatmaya ve anlatırken yaşatmaya devam ediyordu bu yüzden telefonumu sessize çektim.

Yemeğimi büyük bir odakla yemiş ve hesabı ödemiştim, mekandan çıkmadan önce kızlar tuvaletine girdiğimde tuvalet tamamen boştu.

Yalnızlığıma aldırmadan musluklardan birini açtım, hemen arkamdan başka birisi girmişti. Ona bakmadım, gözüm aynadaydı ve o bana baktığında gözlerimiz buluştu.

Siyah saçları vardı, esmer teni, uzun boyu ve ne kadar tepkisiz baksada içime sinmeyen yüz ifadesi. Hemen yanımdaki musluğa uzanmıştı, elimi yıkama işini daha da hızlandırıp musluğu kapattığımda onunda musluğu kapandı.

Ellerimi kurulamak için peçeteliğe yaklaştığımda arkamda gereğinden fazla yakın olan gölgedeydi gözlerim. Ardından aynada kaldı bakışlarım, o ufak bıçağı görmem ve kenara çekilmemle bıçağın sadece omzumu çizmesi saniyeler içinde olmuştu. Bu beni zehirlemeye kalkan çalışanın ablasıydı, ya da bir tanıdığı her kimse. Benzerliklerini yeni fark ediyordum.

Gözünün hemen altına geçirdiğim yumrukla tökezlediğinde bacağına bir tekme attım. Yere devrildiği sırada kapıdan giren kadınla duraksadım. Bu, bu daha önce bir anda konuşmayı kestiğim yakın arkadaşımdı. Her şey yerine oturuyordu. Onların üçü de kardeşti, aynı benim onların abisini öldüren en büyük abim Tuğra Demirşah'la kardeş olmam gibi...

<>

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
Bölümü hakkında bir düşüncem yok bulduğum boşlukta olduğu kadar yazdım. Umarım beğenmişsinizdir her neyse öptümmmm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELVİN ECEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin